“BİLGİ benim yuvam”

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin en kıdemli çalışanlarından biri olan Burcu Erzurumlu, 18 yılı geride bıraktı. Bu süreçte hem üniversite hem de kendisi büyüdü ve olgunlaştı. Bunca yılın ardından “Burası benim yuvam” diyen Erzurumlu, daha uzun yıllar Bilgi’de olmak istiyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi ile yolu 1998 yılında kesişti. Aslında kariyer planlamasını başka yapmıştı ama hayat karşısına bu işi çıkardı. Geçen 18 yılın ardından, “İyiki de çıkarmış” diyor bugün. Kimden mi bahsediyoruz? Bilgi Üniversitesi Lisansüstü Öğrenci İşleri Çalışanı Burcu Erzurumlu’dan…Bilgi Üniversitesi bu süreçte değişirken, onun hayatında da pek çok değişiklik oldu. Evlendi, iki çocuğu oldu. Ama yıllar içindeki kazanımları bunlarla sınırlı değil. Severek yaptığı mesleği ona pek çok kıymetli dost kazandırdı. “Bilgi Üniversitesi’ni işyeri olarak değil, yuva olarak görüyorum” demesinin bir nedeni de bu aslında. Burcu Erzurumlu, mesleğe başladığı ilk yılları, yılların öğrettiklerini ve gelecek planlarını Vitae için anlattı.

Bilgi Üniversitesi ile yolunuz nasıl kesişti? Anlatabilir misiniz?
Bilgi’de çalışmaya başlamam 1998 yılına uzanıyor. Planlamadığım bir kariyer yolu olmasına rağmen karşıma çıktı. İyi ki de çıktı. Kendimi güvende hissettiren bir aile ortamına sahip olması benim için diğer konulardan daha değerliydi. O yaştayken de şimdi de hala aynı şeyi düşünüyorum. Çünkü yaptığınız iş kadar, çalışacağınız habitat da önemli. Evinizden daha fazla vakit geçirip efor sarf ettiğiniz bir yerde huzursuzluğa yer olmamalı. Ve ne mutlu bana, doğru bir karar vermişim. Referans olan aile dostumuzu hala şükranla anıyorum.

Bilgi’de çalışmaya başladığınız ilk yıllarla şimdiyi karşılaştırdığınızda karşınıza nasıl bir tablo çıkıyor? Neler değişti o günden bugüne?
Bilgi o yıllarda şimdiki gibi dev bir eğitim kurumu değildi. Öğrenci sayısı, akademisyen sayısı, personel sayısı, hatta kampüs sayısı o günden bu yana oldukça arttı. İş hayatında nicelik ile nitelik zaman zaman ters orantılı gidebilir. Fakat Bilgi’de böyle olmadı. Sayımız arttıkça standartlarımızı koruduk ve yükselttik. Bu yaklaşım kalıcı başarı için her zaman diri tutulması gereken bir hedef olmalı. Santral’e geçmek ise başlı başına bir devrimdi sanırım. Bilgi bu özelliğiyle akademik çehresine ek olarak sosyal ve kültürel anlamda da eşine az rastlanır bir eğitim alanı/imkanı sunuyor.

Bilgi değişirken sizin hayatınızda neler oldu?
Bilgi’deki renklerin, çeşitliliğin ve zenginliğin kattıkları ölçülebilirlikten çok daha ötede.
Diğer yandan öğrenciler ve akademisyenler sadece çalışma arkadaşlarımız değil, yol arkadaşlarımız oldu. Muhtemelen başka bir kariyer seçeneğinde sahip olamayacağım pek çok dostluk kazandım. Sanırım Santral Kampüsü’ne geçişimiz zamanlaması itibariyle hayatımdaki majör değişiklikleri yaşadığım dönem oldu. Çok sevdiğim ananemi kaybettim. Bir süre sonra tıpkı Bilgi’ye başlamam gibi yine hiç aklımda değilken evlendim. Ve şu an iki çocuk annesiyim.

Bilgi’de geçen yıllar içinde yaşadığınız ilginç olaylar var mı? Paylaşabilir misiniz?
Bizim için bütün yılın en önemli etkinliği şüphesiz mezuniyet töreni. Yıllar içinde çok sayıda mezuniyet töreni düzenledik ve öğrencilerimizin sevincini paylaştık. Yine bir mezuniyet töreninde eşi ve çocukları ile gelen bir öğrencimiz törenin heyecanıyla kalbinden bir rahatsızlık geçirdi. Kendisini törenden sonra ziyaret ettik ve sağlığına kavuştuğundan emin olduk. O günden beri öğrencilerimizin heyecanına daha da farklı bir gözle ortak oluyoruz.

Öğrencilerle ya da yönetimle yaşadığınız sorunlar/tartışmalar oldu mu? Bunları nasıl aştınız?
Elimden geldiğince çözüm odaklı olmaya gayret ediyorum. Departman olarak karşımızdaki kişinin ona değer verdiğimizi, söylediğini anladığımızı ve yardımcı olmaya çalıştığımızı algılamasına çabalıyoruz. Aynı niyeti biz de görebiliyorsak zaten çözümsüzlük bir seçenek olmaktan çıkıyor. İşinizi sahiplenmeniz önceliğiniz olsa da işinizle alakalı olumlu ya da olumsuz konuları kişiselleştirmemek çoğu sorunu aşmanıza yardımcı oluyor.

Bilgi’deki bir gününüzden bahsedebilir misiniz?
Belirli bir rutinden bahsedebilmem mümkün değil. Yüksek lisans öğrenci işlerinde beraber mesai harcadığımız arkadaşlarım Sennur Ertürk ve Elif Özlem Yılmaz’la beraber bölümlerin, programların, derslerin, sınavların ve daha pek çok diğer akademik konuyla ve bunlara ek olarak öğrencilerimizle alakalı yapılması gerekenleri bazen önem, bazen de aciliyet sırasına göre gün içinde tamamlıyoruz. Bazen bir kahve molası vermek kendimizi gün içinde yenilemek için iyi bir fırsat olabiliyor.

Mezun olan öğrenciler, sonrasında iyi bir kariyer yaptıklarında ne hissediyorsunuz?
Sadece kariyer başarılarını baz almamayı tercih ederim. Hayatlarındaki her olumlu gelişme bizleri mutlu edebiliyor. Başlarına gelen güzel şeylerden haberdar olduğumuz zaman onlar adına seviniyoruz.

Öğrencilere söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Not değil nitelik kazanmaya gayret etmelerini tavsiye ederim. Bunu yaparlarsa zaten notlar kendiliğinden gelecektir. Kendilerine ekleyecekleri şey sadece diploma olmamalı. Öğrendiklerini akıllarında tutup kendi pratiklerini kazanmaları ileride işlerine yarayacaktır.
Ve bence en önemlisi insanlarla ilişkilerini sadece fayda odaklı kurmasınlar. Görecekleri zarar, ümit ettikleri veya kazandıkları faydadan fazla olacaktır.

Bilgi’den başka bir yerde çalışma düşünceniz var mı? Kariyeriniz ne şekilde ilerleyecek?
Bilgi benim gönül bağım olan bir yer. İş yerim değil, yuvam. Geçen bunca güzel yılın ve emeğin ardından duygusallıktan sıyrılıp profesyonel cümleler kuramam. Ancak bu tek taraflı bir durum değil. Karşılıklı huzur ve memnuniyet devam ettiği sürece Bilgi’yle yollarımız umarım ayrılmaz.

Powered by Openmedia