Stratejik İK koltuğunda bir BİLGİ’li

Tesadüfen başlayan İK kariyeri bugün Sanem Çizer Gürer için hayatının vazgeçilmezlerinden. “iyi ki İK’yi seçmişim” diyerek işine olan sevgisini  dile getiren Çizer Gürer, Bayer’in tüm işe alım süreçlerinden sorumlu İK yöneticisi. 

Sektörünü iyi bilen ve gelişmeleri yakından takip eden bir yönetici olan Çizer Gürer, MBA yaparken gelen iş teklifiyle başlayan İK yolculuğunu anlattı.

Neden BİLGİ’yi tercih etmiştiniz? Hangi bölümden mezunsunuz?

Liseden mezun olduktan sonra önümde iki seçeneğim vardı; ya Fransa’da kabul edildiğim üniversiteye gidecektim ya da Türkiye’de kalıp Lisans eğitimimi tamamlayacaktım. Ben Türkiye’de kalmayı tercih ettim. BİLGİ o zamanlar yeni bir üniversiteydi ancak akademik kadrosunun güçlü ve alanında uzmanlaşmış hocalardan oluşması tercihimi BİLGİ’den yana kullanmamı sağladı. Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okudum. Sonrasında yine kendi üniversitemde MBA yapmayı tercih ettim.

BİLGİ’ye başladığınızda beklentileriniz nelerdi?

Kendimi özgürce ifade edebileceğim, düşünebileceğim, paylaşımda bulunabileceğim, geniş kaynaklara sahip bir ortamda okumayı hayal ederek gelmiştim BİLGİ’ye. Hocalarımızın ve üniversite yönetiminin bu anlayışı destekleyen tutumları sayesinde o dönem için şanslı olduğumuzu düşünüyorum.

Okul günlerinden unutamadığınız bir anınız var mı?

Sosyal Yardımlaşma Kulübü olarak düzenlediğimiz Kapadokya Gezisi’ni unutamam. Dostluğumuzu pekiştirici çok güzel anlar yaşadık o gezide. Bir araya geldiğimizde ve konuştuğumuzda hala yüzümüzde tebessüm yaratıyor bu gezide yaşadıklarımız.

Neden İK dersek?

MBA yaparken bir yandan da çalışırım diye düşünmüştüm. Seçmeli dersini aldığım Ayşe Öztuna (Profil International Danışmanlık Firmasının kurucu ortağı) bana firmasında iş fırsatı sundu. Bu sayede İnsan Kaynakları alanına girmiş oldum. Öncesinde açıkçası kafamda İK yoktu. Bu iş fırsatı kariyerimdeki diğer adımları atmamda benim için bir dönüm noktası oldu. Danışmanlık firması sonrasında bankacılık sektörüne geçtim. Yaklaşık 5 yıl bu sektörün İK tarafında çalıştıktan sonra mevcut firmam Bayer’den gelen iş teklifini değerlendirdim ve bu sayede ilaç sektörüne geçiş yapmış oldum. 2011 yılından beri Bayer Türkiye İK ekibinde görev yapıyorum. İnsan Kaynakları alanında 10 yılı geride bıraktım. Yaklaşık 6 yıldır Bayer’deyim. Şu anda Bayer’de tüm İşe Alım & İşe Alım süreçlerinden sorumlu İK yöneticisi olarak görev yapıyorum. İK’yı bilinçli olarak belki ilk başta tercih etmedim ama şu anda kendime iyi ki seçmişim ve bu şekilde ilerlemişim diyorum.

Siz, işe alım sürecinizde İK görüşmesi yaptınız mı? Nasıl geçti, neler hissettiniz?

Benim de değerlendirildiğim İK görüşmelerim oldu. Bunların arasında Fortis Bank’la yaptığım görüşmeyi ayrı tutuyorum çünkü ilk resmi iş görüşmemdi. O görüşmede heyecanlandığımı çok iyi hatırlıyorum. Çalışma ortamı ve çalışan sayısı açısından daha küçük ve rahat bir danışmanlık firmasından daha büyük ve son derece kurumsal bir yapıya geçmek istiyorsunuz ve bunun için bir görüşme fırsatı yakalamışsınız. Bu durum ister istemez sizde stres ve heyecan yaratıyor. Banka görüşmemde bende bu duyguların hepsini hissettim. Mülakatı yapan kişinin beni rahatlatması sayesinde güzel bir mülakat gerçekleştirdim ve işe alındım.

İK’de iyi bir kariyer yapmak için olmazsa olmazlar nelerdir sizce?

Bizim işimizde iletişim kurabilmek ve empati ile yaklaşmak çok önemli. Karşınızdakinin beklentisini anlayabilmeniz için onu iyi değerlendirmeniz lazım. Bunun için iyi bir gözlemci ve de dinleyici olmanız gerekiyor.  Sabırlı olmak, ketum olmak,  araştırmacı olup yenilikleri takip etmek, analitik ve stratejik işlerin yanında operasyonel işleri de severek yapabilmek, yer aldığınız sektördeki ve ülkedeki gelişmeleri takip edip buna göre hızlıca aksiyon alabilme gibi yetkinliklere sahip olan kişilerin İK’da rahatlıkla kariyer yapabileceğini söyleyebilirim.

Türkiye’de insan kaynakları sektörü hangi noktada sizce?

Personel İşleri kavramından bugün Stratejik Ortak İK kavramına geçmiş bulunuyoruz. Şirketler İK uzmanlarının deneyimlerinden daha fazla yararlanmaya, yönetim toplantılarına dâhil ederek şirket stratejilerinin oluşturulmasında İK profesyonellerinin de görüşlerini almaya başladılar. Çalışanlarına değer veren, onları en önemli kaynağı olarak gören firmalar sayesinde İK sektörü bu anlamda kendisini klasik çizgisinden çıkarmak durumunda kaldı. Eski sistemde İK sadece idari işleri yürüten, işe alan veya çıkaran, maaş ödemesi yapan bir yapı olarak görülürken, bugün çalışan odaklı yaklaşım, yeteneği bulma ve şirkette tutma anlamında geliştirilen süreçler, çalışan bağlılığını arttırma, iş yaşam dengesi gibi alanlarda yürüttüğümüz çalışmalarla şirketlerde stratejik danışman rollerine geçmiş bulunuyoruz. Ben genel olarak sektörün iyi noktada olduğunu düşünüyorum özellikle kurumsallaşmış firmalarda bunu daha iyi hissediyoruz.

Genç meslektaşlarınıza bir tavsiyeniz var mı?

Genç meslektaşlarıma öncelikle işin mutfağını görmelerini, operasyonel süreçleri çok iyi anlamalarını ve gözlemlemelerini tavsiye ediyorum. Bizim işimizde kendinizi devamlı geliştirmeniz, iş bilginizi en üst seviyede tutmanız çok önemli. Bulunduğunuz sektörü ve dinamiklerini takip etmeniz, çalıştığınız iş birimlerinin ne iş yaptığını çok iyi bilmeniz, onlarla devamlı iletişim içerisinde olmanız, sizin klasik İK rolünden sıyrılıp, stratejik İK danışmanı koltuğuna geçmeniz adına çok önemli olacaktır.

Üniversitedeki favori mekanınız? Özellikle final ve vize zamanı kütüphane ve kampüsün karşısındaki fotokopi merkezi.

Favori hocanız? Soli Özel

Bugünlerde en son okuduğunuz kitap? Michelle Hodkin’in Mara Dyer serisi

En son izlediğiniz film? Bayan Peregrine’nin Tuhaf Çocukları

En son gittiğiniz şehir? Barcelona

 

Powered by Openmedia