“Ben sizden kaçtım”

Can Kazaz BİLGİ Music Label’dan çıkan yeni albümü “Ben Sizden Kaçtım”la dijital platformlarda yerini aldı. Farklı tarzıyla öne çıkan Kazaz’ın bu albümünde de şarkı sözü ve besteler yine kendisine ait. Yüksek onur derecesiyle mezun olduğu Müzik Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak yoluna devam eden Can Kazaz’la Moda’da -yine bir BİLGİ mezunun sahibi olduğu- 1Up Coffee’de buluştuk kariyerini ve albümünü konuştuk.

Kaç mezunusunuz?

2013 Müzik Bölümü mezunuyum, mezun olduğum bölümde araştırma görevlisiyim.

 

Albümle başlayalım, öncelikle tebrikler… Tepkiler nasıl? Adı nereden geliyor?

Yeni albüm, konserler devam ediyor. Eskiden bir blog’um vardı “ben sizden kaçtım” ismini verdiğim. Her şeyi yazdığım, aramalara açık ama kimseyle paylaşmadığım bir linkti. Bugün bir motto gibi, albümün de adı. Albüm sadece dijital olarak var. İçerik olarak da önceki albümlere kıyasla ana akıma biraz daha yakın, ama özünde hala aynı, içimden ne geliyorsa onu yapıyorum.

 

Lansman konserinde gördüğüm kadarıyla gelenler eski parçaları ezbere biliyor, sizinle beraber söylediler tüm parçaları…

Tepkiler çok olumlu, gittikçe artıyor. Negatif tepki hiç almıyorum, şu an her şey mükemmelmiş gibi, bu da pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Daha iyisini yapabilmek için neyin eksik olduğunu bilmek istiyorum. Bu işin uzmanları daha iyi kritikler hazırlayabilirler diye düşünüyorum. İyi bir eleştirmen toplumun değer yargılarını da kendi argümantasyonuna katıp yazmalı.

 

“Ben Sizden Kaçtım” albümü BİLGİ Music Label’dan çıktı, nasıl bir süreç yaşandı?

Bu üçüncü uzun albümüm. Aralarda iki tane EP var, iki de single var. BİLGİ Music Label’dan çıkan ilk uzun albüm bu aynı zamanda. BİLGİ Music Label (BML) vardı, ama atıl bir durumdaydı. Ateş Erkoç’un girişimiyle dijital dağıtım yapabilir hale geldi. Ardından stratejik bir planlama yapıp ona uygun bir şekilde ilerleme başladık. BİLGİ’nin pazarlama departmanıyla planlarımızı paylaştık. Beraber çalışarak üniversitenin duruşuna uygun bir hale getirdik. BML ilk kurulduğunda benim “Yine Mi Sen İstanbul” adlı ilk single’ım çıktı. BML sadece şarkı yazarlığı anlamında bir label değil, BİLGİ Müzik Bölümü içersinde yapılan her türlü akademik çalışmaların yayınlanabileceği bir platform aynı zamanda.

 

BİLGİ’yle yolunuz nasıl kesişti?

Ben BİLGİ’ye girene kadar hiç müzik eğitimi almamıştım. Ortaokuldan itibaren kendi kendime gitar çalmaya başladım. Sayısal öğrencisiydim lisede, üniversitede bir yıl Fizik okudum ama daha kazandığım andan itibaren benden fizikçi olmayacağını biliyordum. Sıkılmadan kendimi adayarak yaptığım tek iş müzik olduğu için “Ben bu işi yapacağım” dedim. Destek de gördüm. Sınava hazırlandım ve tam burs kazandım. Dört yıl okudum ve bölüm birincisi olarak bitirdim, yüksek onur derecem var. Müzik sektöründe diplomanın pek bir önemi yok aslında, akademik kariyer düşünülmüyorsa şayet. Şimdi araştırma görevlisi olarak hem akademiye bir katkım olduğunu düşüyorum hem ben de besleniyorum orada.

 

BİLGİ sana ne kattı bu süreçte?

Hoca kadrosu çok açık fikirli. Standart konservatuar mantığında bakmayan, ana akım müzik türlerine yönlendiren ama ve işin akademi kısmını da boş geçmeyen bir kadrosu var bölümün. Zor bir bölüm, çok disiplinli bir bölüm. İyi bir müzisyen olunması için düşünülmüş bir program var ve bu öğrenciye hakikaten müziğin her alanıyla ilgili fikir veriyor. Teknik imkanları yerinde. İhtiyaç duyulduğunda sektördeki insanlara ulaşmak konusunda tüm hocalar, herkes yardımcı. En güzeli de BİLGİ’de bir aidiyet duygusu var. Bir üniversitenin köklü bir üniversiteye dönüşebilmesi için olması gereken şeylerden biri bu; mezunlarının temas halinde olması ve bir network oluşturması, okulun bir geleneğinin olması.

 

Şu sıralar neler yapıyorsunuz?

Ben bestecilik okudum, akademik çalışmalar yaptım. Ses teknolojileri ve stüdyo sistemlerini öğrendiğimiz için kendi albümlerimi kendim mix’liyorum mesela. Kayıt etmeyi bildiğim için dışarıdan desteğe ihtiyaç duymuyorum. Uzman değilim elbette, ilerlediğim alan bestecilik ve söz yazarlığı. Onun yanında akustik ekoloji çalışmalarım var. Öğrencilerle birlikte çalışıyoruz. Bu akademik çalışmalarımdan biri.

 

Kendi müzik gelişiminizle ilgili ne söylersiniz, nasıl gelindi bu noktaya?

Ben yaptığım müzik türüne alternatif pop diyorum. Bir tepki olarak geliştiği aşikar, rap prodüktörü olduğum bir dönem vardı. O zaman bir albüm bitirip Unkapanı’nı gezmiştik. O dönem bütün bildiğim albüm yapıp plak şirketlerini gezmekti, oradan çıkan müziklerin yönlendirilip nasıl o hale getirildiğini görünce bende bir tepkisellik oluştu. Bizim bölümde Music Business dersi var, orada herkesin artık bağımsız olarak kendi müziğini dijital mecralarda dağıtabileceğini öğrenmiş oldum. Öyle olunca tamamen ona yöneldim. Ben kendime böyle bir motivasyon edindim kendi müziğini yaparken söz sahibi olunabileceğini gördüm. Benim müziğimin aşamaları çok katmanlı olduğu için şu an bu tarz sıyrıldı. Politik şarkılar da yapıyorum, görüşüm, duruşum göz önünde bakan için.

 

Okula dair unutamadığınız bir anınız var mı?

Ben tam mezun olacağım zaman Gezi Olayları zamanıydı. O dönem hem bölüm kenetlenmişti hem de mezuniyetimiz risk altına girmişti ülkedeki belirsizlik yüzünden. Bitirme projelerinin sunumları olacağı dönemde bütün psikolojimiz oradaki Gezi Olayları’na kanalize olmuştu. Hatta ben “Eeh! Bana ne okuldan!” noktasına kadar varmıştım işi. Bunu unutamam. Benim kariyerimin çıkış noktası orasıdır. “MC Recep” 2012’de yaptığım, ilk albümüm. 2013’te “MC Recep” diye bir seri yaptım dönemin başbakanının sesleriyle, o viral oldu, onun rüzgarıyla ilerledim.

 

Öğrencilerinize tavsiyeleriniz neler?

Bir müzisyen için söyleyebileceğim en temel tavsiye dinlemeyi bilmek; çok dinlemek ve uygulamak. Literatürü dinlemek değil sadece, karşındaki insanı da dinlemek. Dinlemeyi bilmediğinde diyalog kuramıyor, grup içindeki yerini bilmiyor. Müziğe elementlerini nasıl ekleyeceğini bilemiyor. O yüzden öğrenci bir problem yaşadığı zaman “çok dinle” diyorum.

Powered by Openmedia