Yurt dışı kaynaklı bir ölçeğin Türkiye normlarına uyarlanması ile ilgili çalışıyor

Merve Mamacı 36 yaşında. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde psikoloji lisansını tamamladı. Şu an akademisyen kimliği ile çalışmalarını sürdürüyor. Çalışmayı ve yeni konularda bilgi edinmeyi seviyor. Doğa hayranı.

“Mesleğimi seviyorum. Kendi isteğimle seçtim mesleğimi severek okudum. Şu anda da işini seven, mutlu bir insan olarak çalışıyorum. Her işin kendine özgü zorlukları olsa da işimizi sevdiğimiz zaman daha mutlu bir yaşamamız olduğu bir gerçek.” diye özetliyor kariyer yolculuğunu. Merve Mamacı ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde psikoloji lisansınızı tamamladıktan sonra Doğuş Üniversitesi’nde master’ınızı tamamladınız ve şimdi doktoranızı almak üzeresiniz. Eğitim hayatınız ile başlamak isteriz. Eğitim hayatınızda öne çıkanlar nelerdir, neler yaptınız, nasıl bir süreçti vb. gibi…

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde geçirdiğim yıllar çok ama çok güzeldi ve bütün anılarım mutluluk verici. Bir öğrencinin sahip olmak isteyebileceği her türlü imkanı, ihtiyacı olan her türlü desteği üniversitemiz bize sundu. Sosyal yaşam, fikirleri ifade etme, farklılıklara tolerans, akademik anlamda kalite, eğlence… İstanbul Bilgi Üniversite’sinde lisans eğitimi bitince çoğu psikoloji öğrencisi gibi Klinik Psikoloji’ye yönelmek istedim. Doğuş Üniversitesi’nde Bilişsel Davranışçı Terapi ve Bilişsel Varoluşçu Terapi yönelimli Yüksek Lisans Programı’nı bitirdim. Yüksek lisans eğitimi sürecinde Marmara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda ve öncesinde kendi imkanlarımla ayarladığım Albert Einstein College of Yeshiva University’ de stajlarımı tamamladım. Yüksek Lisansı bitirince çeşitli iş deneyimlerim oldu ve bu deneyimleri elde ettikçe Klinik Psikoloji ile Endüstri – Örgüt Psikoloji alanlarını köprüleme zamanının geldiğini hissettim kendi kariyer yolumda. İki alan birbirinden farklı disiplinler… Ancak ilişkililer de…

Kariyerinizin ilk yıllarında başka alanlarda çalışmalarınız da olmuş; Doğuş oto, Kale grubu gibi. Akademisyen olmadan önce neler yaptınız, kariyerinizin ilk yılları nasıl geçti özellikle okul bittikten sonra…

Lisans ve yüksek lisanstan sonra iş bulmak oldukça zordu. Yeni mezunların iş bulması gerçekten zor. İş görüşmelerinde ya deneyimsizlikten eleniyorsunuz ya da yeni mezun olunduğu için düşük ücretler teklif ediliyor. Ya da çok ağır çalışma şartları teklif ediliyor. Bunların hepsini ben de yaşadım. Benim ilk ciddi iş deneyimimin, Avea’da klinik psikolog olarak çalışmaya başlamam olduğunu düşünüyorum. Çalışanlara destek oluyordum. Doğuş Grubu, benim için çok özeldir. Endüstri ve Örgüt Psikolojisi’nin teorikten pratiğe uygulanması anlamında bana çok şey öğretti Doğuş Grubu. Harika insanlar tanıdım, çok fazla deneyim elde ettim iş yaşamıyla ilgili. Sadece kendi işimle ilgili değil, genel olarak iş yaşantısıyla ilgili bilgiler edindim. Doktora yaparken kitaplarda okuduğum teorik bilgilerin, ete kemiğe bürünmüş haliydi. Doğuş Grubu’nda kısa süre çalıştım ama hala sevgiyle ve saygıyla anarım. Kale Grubu’nda da klinik psikolog çalışan desteği sağladım. Oldukça fazla deneyim elde ettim, büyük sanayi kuruluşlarında iş yeri kazalarının ele alınışı, mobbing vb tecrübe kazandım, bu konularda derin bilgiler edindim.

Akademisyen olmaya ne zaman karar verdiniz ve neden bu mesleği seçtiniz?

Bu soruya cevap vermeden önce neden Klinik Psikoloji yüksek lisansı üzerine Endüstri-Örgüt Psikolojisi doktora programına başladığımı anlatmak isterim. Örgütleri, örgüt düzeyinde inceleme isteğim, E-Ö alanına kaymamı sağladı. Örgütlerin, güçsüz yönlerini saptama (IK Fonksiyonları, liderlik, kültür, motivasyon, vb) ve örgüt düzeyinde zaten güçlü olan yönleri daha da güçlendirmek istedim. Bu isteklerimi, klinik psikolog olarak sadece iş yerinde çalışan bireylerle tek tek gerçekleştirmem zaman ve enerji olarak çok mümkün gözükmedi gözüme. Şu anda da çalışma alanlarımı zenginleştirdiğim için çok memnunum, farklı bakış açıları elde ettim. Organizasyonlarda elde ettiğim deneyimleri, gelecekte meslektaş olacağım psikoloji öğrencileriyle paylaşmak istedim. Psikoloji mezunu oldukları zaman tek bir noktaya bakmamaları, alanımızın çok geniş olduğunu onlara göstermek istedim. Derslerde, iş hayatından örneklerle dersi zenginleştirdiğimde, bu amacıma yaklaşmış olduğumu görüyorum.

Akademisyenliğin iyi ve zor taraflarını soracak olursak; yaşadığınız iyi ve zor yanlardan bahseder misiniz?

Üniversite’de ders verirken gelen sorular ve yapılan yorumlar, zaman zaman beni zorluyor ve bu sayede ve ben de geliştiriyorum. Bir öğrencinin sorduğu sorunun, yaptığı yorumun ardından araştırma yapma ihtiyacı duyuyorum. Hem onlar düşünüyor hem de ben düşünüyorum. Beraber fikir alışverişlerinde bulunuyoruz, yeni fikirler oluşabiliyor. Ezberden ziyade beraber düşünmek, beraber yeni fikirler bulmak oldukça zevkli. Eğer sınıfta ekip ruhu oluşursa, dersler çok verimli geçiyor, öğrenciler derse daha çok katılıyor.

Şu an İstanbul Işık Üniversitesi ve Medipol Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev alıyorsunuz. Bundan bahsedecek olursanız hangi dersleri veriyorsunuz?

Psikoloji Tarihi / Psikoloji’de Sistemler dersini zorunlu ders olarak veriyorum. Psikoloji tarihi dersini verirken amacım öğrencilerin tarihe bakış açısını geliştirmek, psikoloji akımlarının birbirinden etkilendiklerini, farklılıkları olsa da aslında birbirlerini tamamladıklarını fark etmelerini sağlamak, günümüzdeki Psikoloji biliminin geçmişle bağlantısını kurmalarına yardımcı olmak ve aynı zamanda gelecekte psikoloji biliminin hangi noktada olabileceği konusunda düşünce üretebilme becerilerini geliştirmek. Alanı tanımak ve alanda kendini geliştirmek isteyen, teorik bilgi kadar pratik beceri kazanmak isteyen öğrenciler, Endüstri- Örgüt Psikolojisi ve Endüstri- Örgüt Psikolojisi’nde Seçme Konular derslerimi tercih ediyorlar. Psikoloji öğrencilerine, Türkiye’de çok yeni olan Endüstri-Örgüt Psikolojisi alanını tanıtmaktan ve onlarla beraber çalışmaktan mutluluk duyuyorum.

BİLGİ ile devam edelim. Kariyer yaşantınız boyunca BİLGİ’li olmanın ne gibi avantajlarını yaşadınız?

BİLGİ’den mezun olduğum için çok mutluyum ve gurur duyuyorum. BİLGİ’den mezun olduğumu insanlarla paylaştığımda hep olumlu tepkiler aldım. İş görüşmelerinde ve akademik yaşamda olumlu geri bildirimler aldım.

Yürüttüğünüz bir projeniz ya da çalışmanız var mıdır, varsa biraz bahseder misiniz?

Şu anda yurt dışı kaynaklı bir ölçeğin, Türkiye normlarına uyarlanması ile ilgili çalışıyorum. Önümüzdeki zamanlarda EAWOP’da (Avrupa İş ve Organizasyonel Psikolojisi Birliği) sunum gerçekleştireceğim, bunun hazırlıklarını yürütüyorum.

Powered by Openmedia