BİLGİ ailesinin kıdemli müdürü

İstanbul Bilgi Üniversitesi, yönetimi, çalışanları ve öğrencileriyle büyük bir aile. Her şeyin kusursuz bir şekilde ve hızla büyüdüğü BİLGİ’de, çalışanlarının özverili tutumunun bu büyümeye katkısı yadsınamaz. Mustafa Ödev de bu özverili çalışanlardan biri. 2000 yılında Kuştepe’de başladığı BİLGİ yolculuğu, bugün BİLGİ’nin Dolapdere Kampüsü’nde sürüyor. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin son 16 yılına tanıklık eden kıdemli BİLGİ çalışanlarından Mustafa Ödev, BİLGİ büyürken içindeki herkesin de büyüdüğünü söylüyor. Uzun yıllar çalıştığı kimya sektöründen sonra BİLGİ’de çalışmanın kendisine nasıl iyi geldiğini anlatırken, BİLGİ’nin etkinliklerinin sıkı bir takipçisi olduğunu da yine kendisinden öğrendik.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne ne zaman başladınız?

2000 yılından bu yana İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde çalışıyorum. 19 yıl sanayi alanında kimya mühendisi olarak çalıştıktan sonra 1999’da işyeri kapandı ve aynı şirketin yan sanayi kuruluşunda çalışmaya devam ettim. Ancak imalat sektöründe çalışmanın verdiği yorgunluktan ötürü yakın bir dostumun da önerisiyle İdari Müdür pozisyonunda çalışmak üzere 2000 yılı Temmuz ayında İstanbul Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampüsü’nde göreve başladım.

BİLGİ’ de çalışmaya başladığınız ilk yıllara şöyle bir dönüp baktığınızda nelerin değiştiğini görüyorsunuz?

İlk yıllarımda yeni açılmış, öğrenci sayısı daha az ve nispeten butik olarak adlandırılabilecek bir üniversiteydik. İşe girdiğim 2000 yılının Eylül ayında Dolapdere’deki eski binayı eğitime açtık, o dönemde yeni bir binanın açılması nasıl olur, ne gibi zorlukları olur neler yapmak gerekir çok farkında olamadım, çünkü işe yeni girmiştim ve alışma dönemindeydim. 2002 yılında Taksim’deki binada görev yapmaya başladıktan sonra bir kampüs nasıl yönetilir ve  ne gibi zorlukları vardır, bir kampüs her zaman eğitime nasıl hazır olmalı, acil olarak nelerin yapılması gerekir onları bizzat yaşayarak öğrendim. 2003 yılında Taksim’deki Hazırlık binasını kapatıp Dolapdere’deki yeni binayı açtığımızda. Artık hızla büyüyen ve her konuda her zaman Türkiye’nin gündemindeki önemli konferanslara ev sahipliği yapan, eğitimi ve hizmet kalitesini her daim yukarıya çekmeye çalışan bir kurumduk. 2007 yılının Eylül ayında Santral kampüsümüzü açtığımızda öğrenci ve çalışan sayılarımız katbekat artmış, yeni bölümlerin de açılmasıyla büyük bir üniversite olmuştuk. Santral binamız büyüklüğü ve değişik zamanlardaki etkinliklere ev sahipliği ile bize bilmediğimiz çok şey öğretiyordu. Eskiden bölümlerimizin ağırlıklı olarak sosyal bilimler üzerine olduğu yönünde yorumlarla ve neden mühendislik bölümlerinin olmadığı sorularıyla sık sık karşılaşırdık. Yıllar geçtikçe açılan mühendislik bölümlerimizle günden güne daha çok büyümekteyiz. Günümüzde eğitimin kalitesi ve en çok tercih edilen üniversitelerden biri olmamız yıllar içinde nerden nereye geldiğimizin en güzel göstergesidir.

BİLGİ değişirken sizin hayatınızda neler değişti?

BİLGİ gibi bir yapı büyürken farkında olmadan sizin de ufkunuz genişliyor. Olaylara, insanlara ve dünyaya bakış açınız değişiyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin gelişimiyle bizler de dönüşüm, değişim ve gelişim içinde oluyoruz.

16 yılda BİLGİ’ de mutlaka unutamadığınız anlar yaşamışsınızdır, bunlardan birini bizimle paylaşabilir misiniz?

Çok fazla anım var ama hiç unutmadığım bir anımı paylaşayım. Eski binadaki BS1 ve BS2 salonlarında yaptığımız etkinliğin sonunda etkinliğin sorumlusu olan kişi yanında yabancı bir katılımcı ile birlikte odama geldiler. Etkinliğin başarılı işleyişinden dolayı teşekkür ettikten sonra sorumlu arkadaş hanımefendinin ayakkabısının koptuğunu ve benim hemen bir çift kadın ayakkabısı tedarik edebileceğimi söyledi. Ben de hızlıca Taksim’den bir çift ayakkabı aldırabileceğimizi söyledim. Ancak sorumlu arkadaş yabancı misafirin uçağının kalkmasına çok az bir zaman kaldığını ve Taksim’e çıkıp ayakkabı satın alacak kadar zamanlarının olmadığını söyleyip bir şekilde benim ayakkabıyı bulabileceğimi söylüyordu. Ben de esprili bir şekilde ayakkabı imalatı yapan işyerim olmadığını söyledim. Çalışanımız bana misafirimizin biletini gösterdiğinde gördüm ki misafirimiz çok geç kalmıştı ve uçağa yetişmesi gerekiyordu. Dolapta kalan kadın temizlik ayakkabılarından giyilmeyen bir çift vardı, onu verdim. Konuğumuzun şansından verdiğim ayakkabı ayağına da uydu ve misafirimizi havaalanına yetiştirip ülkesine gönderdik. BİLGİ bizim evimiz ve biz ev sahibiyiz, nasıl ki evimize gelen misafirin ihtiyaçlarını karşılıyoruz burada yaşanan sorunları da çözmemiz gerekiyor. Bunun sonu ve sınırı yok.

Öğrenciler ya da yönetimle sorunlarınız oldu mu? Bunları nasıl aştınız?

İlk yıllarımda öğrencilerle iletişimde küçük de olsa bazı sorunlar yaşadım. Bence bu sorunlar önceden çalıştığım kurumun daha farklı bir kültüre sahip olmasından kaynaklanıyordu. Son yıllarda neredeyse hiç sorun yaşamıyorum ve öğrencilerle çok güzel bir iletişimim var. Kendimi onların yerine koyduğumda sorunlar çok daha kolay çözülüyor. Benim dışımdaki konuları ilgili birimlere yönlendiriyorum. Yönetim ile hiçbir sorun yaşamadım ve yaşamıyorum.

BİLGİ’ deki bir gününüz nasıl geçiyor?

Eğitimin eksiksiz ve sorunsuz olabilmesi için her sabah erkenden bütün binayı dolaşıp genel bir kontrol yaparım. Bir eksiklik veya aksaklık varsa derhal ilgili ekip arkadaşlarımdan gerekli çalışmayı yapmalarını isterim, işin yapılıp yapılmadığını mutlaka takip ederim. İşin yapılma aşamasında katkım gerekiyorsa o katkıyı mutlaka ilave ederim onlar da benim huyumu bildikleri için son aşamada mutlaka görüşümü alırlar. Uzun soluklu veya gün için de yapılamayan işlerin gece veya hafta sonu yapılabilmesi için gerekli planlamaları yaparız bu işleri mutlaka bir ekip çalışmasıyla yapar ve uygun zamanı göz önünde bulundururuz. Gün için de etkinlik varsa takibini ve kontrolünü yaparak organizasyonun sorunsuz işlemesine dikkat ederim. Ayrıca gün içinde rutin işlerimi yaparken ilave talepler için de planlanma yapmaya çalışırım.

Mezun ettiğiniz öğrencileri kariyer sahibi olarak gördüğünüzde neler hissediyorsunuz?

Galiba işin en keyifli  ve gurur verici yanı da burası, mezunlarımızın başarılarını görebilmek ve geldikleri pozisyonları takip edebilmek. Değişik yer ve zamanlarda mezunlarımız ile karşılaşıp yaptığımız keyifl  sohbetler, BİLGİ ailesinin bir parçası olmak mutluluk veriyor. Mezunlarımız ile birlikte çalıştığımız zamanlar da çok güzel projeler tamamladık.

Öğrencilere tavsiyeniz var mı?

Öğrenciler ile sürekli diyalog içindeyim. Onların yaptıkları doğru işleri her zaman desteklerim, eksik veya yanlış yaptıklarında doğrudan müdahale ederek nerde ne zaman neleri yapmaları gerektiğinin yolunu gösteririm ve işleri kendilerinin doğrudan yapmalarını sağlarım. Yapamadıkları şeyler için de nereden destek alabileceklerini söyleyip, onlara sistemi ve bizleri denetlemelerini yanlışlıkların takipçisi olmalarını her şeyi sorgulamalarını öneririm. Öğrencilerim bana enerjilerini, yeniliklerini aktarıyorlar; ben de fırsat buldukça onlara deneyimlerimi aktarıyor, minik tavsiyelerde bulunmaya çalışıyorum. Pek çok öğrencim odama gelir zaman zaman güzel sohbetler yaparız. Bu şekilde pek çoğu ile samimi ve güzel bir iletişim içindeyim.

Powered by Openmedia