Bambaşka bir BilgiM’e hazır olun!

“BİLGİ diploması bizim ikinci kimliğimiz” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Doğuşçan Oto ve İcra Kurulu Başkanı Çağdaş Yıldız ile BilgiM yeni yapılanması üzerine sohbet ettik. BilgiM’in kapılarının hem mezunların hem de öğrencilerin fikirlerine ve çalışmalarına sonuna kadar açık olduğunun müjdesini aldık.

Öğrenciler bir an önce mezun olup üniversiteden kurtulmaya çalışır genelde. Sizi bu kadar üniversitenize bağlayan, mezun olduktan sonra bile kopmamanızı sağlayan nedir?

Doğuşcan Oto: Biz üniversiteye ilk geldiğimizde şöyle bir sloganla karşılaştık: “Okul için değil yaşam için öğrenmeliyiz”. İlk başta bunun ne demek olduğunu çok anlayamadık. Fakat mezuniyet günü geldiğinde -ki benim mezuniyet günümün gelmesi yedi yıl sürdü – ciddi anlamda karakterimin, kişiliğimin şekillendiği, son rötuşların yapıldığı, hayatı gerçek anlamda öğrendiğim yerin İstanbul Bilgi Üniversitesi olduğunu anladım. Üniversitedeki sosyal yaşantımın, kulüp başkanlıklarımın, öğrenci birliği başkanlıklarımın iş hayatında bana çok büyük yardımı oldu. Çok hızlı bir şekilde yükselmemi sağladı. Fakat nereye gidersem gideyim üniversitedeki aydın ortamı, hocalarımla iletişimimi, yaşadığım hayatı hep özledim. İş hayatında her zaman o kadar seviyeli ve kaliteli bir ortam yakalayamıyorsunuz. Bu durum da ister istemez geçmişe bir özlem oluşturuyor.

İş hayatına atılınca lobiciliğin de önemini anladım. Boğaziçililerin, ODTÜ’lülerin, İTÜ’lülerin iş hayatında birbirlerine nasıl destek olduklarını gördüm. BİLGİ’nin ilk mezunlarından olduğumuz için iş hayatında sıkıntılar da yaşayınca dedik ki, “Biz tekrar temele dönüp kendi kendimize sahip çıkalım”. BİLGİ’den kopamamamızın nedeni bu. BİLGİ diploması bizim ikinci kimliğimiz. Bundan kopmamız mümkün değil. Çünkü bundan yedi yıl sonra da biz BİLGİ mezunu olacağız 20 yıl sonra da…

“Yedi yıl mezun olamadım” dediniz ama sizin üniversitedeki yedi yılınız kulüp çalışmalarıyla geçtiği için mezun olamamışsınız bildiğim kadarıyla. 

Doğuşcan Oto: Aynen. Kulüp başkanlığı ile başladım sonra öğrenci birliği başkanı oldum. Bütün dersleri geçiyordum aslında. Sürekli yurt dışına toplantılara gitmekten derse giremiyordum. Derse gitmediğim için dersi geçmeme rağmen ortalamadan dolayı kalıyordum. Üniversiteyi çok sevdiğim için “Hemen bitireyim” diye bir düşüncem de olmadı. Kulüp başkanlığım ve öğrenci birliği başkanlığımın bittiği son yıl derse girebildiğim için 3.5 ortalama ile mezun oldum.

Bayağı hareketli yıllar geçirmişsiniz.

Doğuşçan Oto: Öyle bir öğrencilik hayatı düşünün ki öğle yemeğinde rahmetli İsmail Cem ile Türk Dış Politikası’nı tartışıyorsunuz. Yönetim kurulu toplantısına gidiyorsunuz Aydın Uğur ve Murat Belge gibi normal hayatta bir araya gelemeyeceğiniz isimlerle sohbet ediyorsunuz ve onlar sizin düşüncelerinizi dinliyor. Biz burada bu insanlara baka baka aydınlandık. Ufkumuz, vizyonumuz genişledi. Mesela ben Bursa’dan geldim. Bursa’dan geldiğimde boynumda sadece tuttuğum takımın atkısı vardı. Başka bir vizyonum yoktu. Sadece tuttuğum takımla aynı şehirde olmamdan ötürü maça gitme düşüncem vardı ama yedi yıl sonra çok farklı bir yerde bıraktı beni üniversite.

BilgiM nasıl başladı?

Doğuşçan Oto: Dediğim gibi biz ilk mezunlar ilk başlarda çok zorlandık. BİLGİ diplomasının bugünkü değeri yoktu. Vakıf üniversitesi olduğu için şirketlerde işe alırken önyargı vardı. 2000-2005 mezunları şimdi o büyük şirketlerde çalışmaya başlayınca yavaş yavaş o yargıyı kırdılar. Networking’in farkına varılınca da, “Bizim neden böyle bir oluşumumuz yok. Birbirimize neden iş paslamıyoruz. Bizden sonra gelenler böyle olmasın. Aynı sıkıntıları yaşamasınlar” diye düşündük. BilgiM’i kurarken Amerika’daki örnekleri inceledik. Şimdi de biz başka üniversitelere örnek oluyoruz. Çünkü biz varoluşumuzu üyelik üzerinden inşaa etmedik. Üye kaybetme kaygımız yok. İnsanların birbirlerinin iş yaşamını kolaylaştırıcı bir sistem geliştirdik. Doğru taşları doğru yerlere yerleştirince sistem tıkır tıkır işliyor. Bizim derdimiz networking yapmaktı. Öyle bir yapmalıydık ki insanlar kendi istekleriyle zaman ayırıp gelmelilerdi. Onların hayatını kolaylaştıracak bir şey olmalıydı. 2010 yılında bu düşüncelerle BilgiM’i kurduk.

2015’de ne oldu da BilgiM yeni bir yapılanma içine girdi? 

Çağdaş Yıldız: BilgiM’in kurulduğu ilk günlerden bu yana BilgiM ailesinin içindeydim. Doğuşcan ile uzun yıllardır tanışıyoruz. BilgiM’in etkinliklerine öğrencilik yıllarımdan itibaren destek veriyordum. Şu anda da ikinci üniversitemi okuyorum.

BilgiM’in yönetiminde olan insanlar kariyer basamaklarını tırmandıkça BilgiM’e zaman ayırmaları buna doğru orantılı olarak ister istemez azalıyor. Proje üretme ve strateji üretme aşamasında bir problem olmuyordu ama bu durum sahada yeni bir yapılanma ihtiyacı doğuruyordu. Doğuşcan, konuyla ilgili fikirlerini bana anlattı. Beraber oturduk konuştuk. “Daha iyi nasıl olabilir?” diye düşündük. “Yönetim Kurulu’nun altında İcra Kurulu oluşturalım ve bunda sadece mezunlar olmasın şu an üniversitede okumaya devam eden öğrenci arkadaşlarımız da olsun” dedik. Üniversitesi için bir şeyler yapmak isteyen arkadaşlarımızla iletişime geçtik. İcra Kurulu’mumuzu kurduk. Biraz kadın egemenliği oldu ama bundan da çok memnunuz. Ve onların arasında da öğrenciliğine devam edenler var.

Bu noktada eleştiri aldınız mı? “Mezunlar Derneği’nde neden öğrencilere görev verildi” diye…

Doğuşçan Oto: Projelerin sürdürülebilir olması için alttan insanların yetişmesi gerekiyor. Bizim dönemimizde öğrenci birliğinde olanlar şu an dernekte görev alıyor. Bu alışkanlığın aktarılması gerekiyor. Henüz öğrenciyken bu bağın kurulması gerekiyor. Çünkü mezun olduktan sonra bir anda iletişiminiz kopuyor. İcra Kurulu’nu neden oluşturduk? Biz deneme yanılma yoluyla ilerliyoruz. 5 yıllık dernek macerasından sonra şunu fark ettik: Eğer uzmanlaşmaya gidersek ve herkes uzman olduğu işi yaparsa sistemde hiçbir aksama olmaz. Mesela, avukat arkadaşımız sözleşmelerle ilgileniyor. Kendi işini yaptığı için sıkıcı bir toplantıda gelip oturmak zorunda kalmıyor. Ya da bir etkinlik yapıyoruz… Yönetim kurulu üyelerimizden Derya Aslan’ın PR şirketi var. Derya’ya biz mailimizi atıyoruz o gerekli çalışmaları yapıyor. Devamlı bir odada toplanıp toplantı yapmaktansa böyle bir çalışmanın daha verimli olduğunu anladık.

Bizim marka değerimiz diplomamız. Gittiğimiz yerlerde yaptığımız işlerle BİLGİ Diploması’nı bir yere kadar getirdik. Ancak daha ileriye gitmesi için öğrencilerin başarılı işlere imza atması gerekiyor. Her şeyi okuldan bekleyemeyiz. Bir sıkıntı görüyorsak bizim de bir şeyler yapmamız gerekiyordu.

Çağdaş Yıldız: Aslında hiç eleştiri almadık. Ben de yaptığım sohbetlerde, görüyorum ki öğrenciler üniversiteleri için bir şeyler yapmak istiyor. Mezunlar da bu yaklaşımı çok normal karşılıyor. Ayrıca bunu yaparken en önemli amaçlarımızdan biri de buradaki öğrencilerin mezun networking’inden henüz öğrenciyken yararlanabilmesi. Böylece karşılıklı fayda sağlamış oluyoruz. Bir sorun olduğu zaman hem öğrenciler hem mezunlar tek vücut olarak bu sorunla savaşabiliyor. “Köprüden Önce Son Çıkış İnsan Kaynakları Zirvesi”nin en önemli açılımlarından biri de bu yönde olmasıydı.

En güzeli, öğrenciler bu şekilde mezun olduktan sonra da diğer mezunların onun yanında olacağını görebiliyor. Geleceğe daha az kaygıyla bakabiliyor.

Çağdaş Yıldız: Evet bizim amacımız da bu. İlk başta yalnız hissetti insanlar kendilerini. Şimdi, “Demek ki ben iş hayatında bir problemle karşılaştığımda benim yanımda olacaklar” diyebiliyorlar. Aidiyet duygusu çok önemli. Biz de bugünlere öyle geldik. Birlikte bir şeyler yapmanın, bir şeyleri başarmış olmamızın, kötü günümüzde bir arada olmamızın hazzıyla bugünkü heyecanımız devam ediyor.

Hangi bölümlerden öğrencilerin ağırlığı var BilgiM’de?

Çağdaş Yıldız: Her bölümden öğrencilerimiz var. Mesela İK Zirvesi için dört ayrı kulüple birlikte çalıştık. Her bölümden üyesi bulunan aktif kulüpler bunlar. Az önce öğrencilerle yemek yiyorduk mesela, hepsi hem mutlu hem de şaşkın. Kaç yıldır buradalar, kulüp çalışmaları yapıyorlar ama böyle bir etkileşim olmamış aralarında.

Daha önce hiç birlikte bir şey yapmamış dört kulübün böylece “Hadi birlikte şunu da yapalım” demelerini sağladınız. Peki sizin bundan sonraki planlarınız neler?

Çağdaş Yıldız: İK Zirvesi’ni her yıl daha büyük ve geniş kapsamlı bir şekilde yapmayı istiyoruz. Fakat BİLGİ öğrencilerine özel olacak. O konuda BİLGİ Milliyetçiliği yapacağız. Başka üniversitelerden “Katılabilir miyiz?” diyenler oluyor ama maalesef kabul edemiyoruz.

Doğuşcan Oto: Bizim çok basit dört ayaklı bir sistemimiz var. Sistemimiz gelişerek devam edecek. Öğrenci ve mezuna ulaşırken sporu kullanıyoruz. Her yıl mezun olimpiyatları yapıyoruz. Atletizm, basketbol, voleybol, tenis gibi dallarda takım çıkartabilecek network’e sahip dört üniversite var. Yelken ve küreği de ekledik bu yıl. İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi ve BİLGİ. Basketbol’da geçen yıl şampiyon olduk. Mesela Basketbol takımımızdaki Irmak Kozuk ve Onur Erdem gibi isimleri normal şartlarda getiremeyiz. Fakat BİLGİ Mezunlar Takımı deyince koştura koştura geliyorlar. Diğer bir ayağımız sanat. Sanat yönetmenimiz Baran Şaşoğlu’nun çalışmalarını yürüttüğü bir tiyatro grubumuz var. Tiyatromuz Adana’ya, İzmir’e, Ankara’ya gidiyor. Gösterinin sonunda İstanbul Bilgi Üniversitesi Mezunlar Tiyatro Topluluğu yazdığı zaman biz çok mutlu oluyoruz. Üçüncü ayağımız eğitim. Bilgi Eğitim’de sürekli eğitimler çıkartıyoruz. Betul Mardin ile kapalı gişe devam eden Halkla İlişkiler eğitimimiz var. Bu yaz, yaz okulu yapacağız. 10-15 yaş arasındaki çocukların gelip kampüste zaman geçirebileceği etkinlikler olacak. İçinde dansın, tiyatronun ve yelkenin olduğu… Dördüncü ayağımız ise sosyal sorumluluk. Bizim yıllardır şiddet gören kadınlar ve çocuklar için Hayata Dokun Derneği ile yürüttüğümüz ortak çalışmalarımız var. Beraber kimsesiz bebekler için yoğun çalışmalar yapıyoruz. Bu da devam edecek. Evlat edinmek isteyen ailelerin eğitiminden tutun da Avrupa yakasında bebeklerin bırakıldığı bir yurdun ihtiyaçlarını karşılamaya kadar elimizden geldiğince çalışıyoruz. Bizim gözümüzde hayatın dört rengi var. İnsanlara ulaşmak için bu dört rengi de kullanıyoruz. Herkese “Buyurun gelin” diyoruz. Bir senelik tüm projelerimiz belli. İsteyen istediğinde görev alabilir.

Peki, mezunlardan gelen yeni proje önerilerine açık mısınız?

Doğuşçan Oto: Tiyatro projesi mesela Baran’ın fikriydi. Geldi, konuştuk ve bizim bir tiyatromuz oldu. Biz yeni fikirlere çok açığız.

Mezunlar olarak röportajı okuyacak öğrencilere ne gibi tavsiyeleriniz var? 

Doğuşçan Oto: Sadece üniversiteden aldıkları derslerle yetinmesinler. Kişisel gelişim süreci olarak üniversite dönemi bulunmaz bir fırsat. İkinci bir yabancı dil için, sosyal iletişim becerilerini geliştirmek için bulunmaz bir zaman. Ne olacaksa burada olacak. Onlara tavsiyem ne istediklerinden ziyade ne istemediklerini keşfetmeye çalışsınlar. Ne istedikleri çok değişir ama ne istemediklerini, yaptıkları stajlar ve aktivitelerle öğrensinler.

Çağdaş Yıldız: Dört yıl o kadar uzun bir süre ki birçok farklı alanda staj yapıp hangisinde mutlu olduklarını ölçebilirler. BİLGİ’nin sağladığı imkanların gerçekte farkında olmak ve emek vermek asıl anahtar. Bizi de sosyal medyadan mutlaka takip etsinler ve bir sorunları olduklarında mutlaka bize ulaşsınlar. BilgiM’i Facebook, Twitter ve Instagram’dan @BilgiMezun uzantısı ile takip etmek mümkün.

BilgiM’in yeni Yönetim Kurulu ve görev dağılımı
Doğuşcan Oto – Yönetim Kurulu Başkanı
Çağdaş Yıldız – İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi
Efe Özbil– Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Baran Şaşoğlu – Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel sekreter
Serap Şahin – Sayman ve Yönetim Kurulu Üyesi
Derya Aslan – Yönetim Kurulu Üyesi
Başak Temel – Yönetim Kurulu Üyesi
Sesil Akman – Denetleme Kurulu Üyesi
Aslı Uzunlu – Denetleme Kurulu Üyesi
Emrah Yaman – Denetleme Kurulu Üyesi

 

 

Powered by Openmedia