Teknolojinin ve internetin ekonominin ve iş dünyasının tüm alanlarına hızla hakim olması ile birlikte yeni dünyada pazarlama iletişiminin de önemi giderek artıyor. Bu nedenle bu alanda üniversitelerde verilen eğitimde giderek önem kazanıyor. Bu alanda eğitim vermek amacıyla 2006 yılında Türkiye’de örnek bir işbirliğine imza atıldı. Reklamcılık Vakfı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliği ile Adschool Istanbul Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı eğitime başlatıldı. Sektör ve akademi işbirliğinde örnek bir uygulama olan AdSchool Istanbul Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı, tüm dünyada geçerli, YÖK’e akredite BİLGİ’nin akademik gücü, Reklamcılık Vakfı’nın mesleki deneyimi ile eğitimini sürdürüyor.
Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı’na; kariyerini marka yönetimi, pazarlama iletişimi alanlarına odaklayan profesyoneller, bu alanlara yönelme hedefini güden ve bağlantılı disiplinlerde lisans eğitimi almış genç mezunlar ve akademiye dönerek tazelenmek isteyen yetkin profesyoneller katılıyor. Önceki yıllara göre daha esnek bir yapıya kavuşan Adschool Istanbul Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı, alanın gerektirdiği zorunlu derslerin yanına yeni seçmeli dersler eklenerek genişletiliyor. 2011-2012 akademik yılı itibarıyla, az sayıda zorunlu, çok sayıda seçmeli ders ihtiva edecek biçimde şekillendirilen program, hem marka yönetimi hem yaratıcılık konularını kapsayacak hale getirildi. Böylelikle kişisel hedeflere uygun bir karma yapma olanağı sağlandı. Strateji ve yaratıcılık, dijital, marka üst başlıklarında ve Bilgi 3.0 havuzunda geniş bir seçmeli ders yelpazesi de bulunuyor.
Sektör, mezunlarla gelişiyor
Programla ilgili ayrıntılı bilgi aldığımız Reklamcılar Derneği-Reklamcılık Vakfı Genel Müdürü ve AdSchool Istanbul Program Direktörü Ayşegül Molu, küresel krizin etkisiyle bugün iç pazarımızın eskisinden de önemli olduğunu, yıllardır bu pazara girmekten imtina eden markaların, elde ettikleri verim sonucu, gecikmeden ötürü epey hayıflandıklarını dile getiriyor. Canlanan rekabette nitelikli insan kaynağına duyulan gereksinimin de arttığını söyleyen Molu, “İletişim paradigmasındaki değişim de cabası… Farklı disiplinlerden beslenen, pazardaki güncel verilerle tüketici tercih ve davranışlarına dayalı çözümler üretecek, markayı işinin odağına koyacak profesyonellere bugün her zamankinden çok gereksinim duyuluyor” diye konuşuyor.
Sektörün AdSchool Istanbul’un ilk kurulduğu yıllarda yüksek lisans konusuna epey mesafeli yaklaştığına dikkat çeken Ayşegül Molu, o dönem akademi ve piyasa arasında adı konulmamış bir gerilim olduğunu, ancak mezunlarının sayıca çoğalması, sektörde konum itibarıyla yükselmeleri yüksek lisansın mesleki deneyime katkıları konusunda iyi ve olumlu örnekler ürettiğini, bugün bu sorunu aştıklarını ifade ediyor. Ancak halen başvuruların hemen tümünün bireysel seyrettiğini, kurumsal destekle gelen başvuruların yok denecek kadar az olduğunu vurgulayan Molu, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin vizyonu ve kavrayışla sektör-akademi işbirliğinde örnek bir çalışma gerçekleştirdiklerini, hem mezunların niteliği, hem de rakamların başarılarını gösterdiğini düşünüyor.
YÖK onaylı, dünyada geçerli
AdSchool Istanbul Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı’nda, önceki yıllara göre daha esnek bir yapı kurulduğunu açıklayan Molu, bununla ilgili şu bilgileri veriyor: “Alanın gerektirdiği zorunlu dersler sayıca azaltıldı, seçmeli ders havuzu büyütüldü, böylelikle katılımcıların mesleki hedeflerine uygun bir program oluşturmalarını sağlayan modüler bir yapı kuruldu. Strateji ve yaratıcılık, dijital, marka üst başlıklarında ve Bilgi 3.0 havuzu ile farklı disiplinlerden geniş bir seçmeli ders yelpazesi hazırlandı. Bilgi 3.0, Pazarlama İletişimi, Medya&İletişim Sistemleri ile Bilişim ve Teknoloji Hukuku Yüksek Lisans Programları sayısal dünyanın teknoloji, strateji, pazarlama ve toplumsal/kültürel etki boyutlarını içeren yeni ortak ders havuzudur.”
Tüm dünyada geçerli, YÖK’e akredite olan Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı’nda BİLGİ’nin akademik gücü ile Reklamcılık Vakfı’nın mesleki deneyiminin bir araya geldiğine dikkat çeken Molu, programın sektör katılımcıları ve öğretim görevlilerini çok titiz bir süreçten geçirilerek seçtiklerini belirtiyor. “Bazen mesleki deneyim anekdot aktarımıyla sınırlı kalabiliyor. Asıl çabamız ve başarımız bunun ötesine geçebilmekte. Akademisyen tavırlı, bu emeği veren, öğrenci çıktılarına dayalı tasarım yapabilecek sektör yöneticilerini belirliyor, onları hazırlıyoruz” diyerek programı benzerlerinden ayıran farklardan söz eden Molu, bir başka farklarını ‘bilgi ortaklığı yapmak’ olarak açıklıyor. Ülkemizin en büyük pazar araştırması kuruluşlarından Ipsos KMG Araştırma’nın desteğinin; AdSchool Istanbul Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı’na önemli artılar kattığını söyleyen Molu, kariyerini marka yönetimi, pazarlama iletişimi alanlarına odaklayan profesyonellerin, bu alanlara yönelme hedefini güden ve bağlantılı disiplinlerde lisans eğitimi almış genç mezunlar ve akademiye dönerek tazelenmek isteyen yetkin profesyonellerin programa katılabildiğini dile getiriyor.
Deneyimli yönetici yetiştiriyor
Bugüne kadar 108 mezun veren programın şu anda 224 kayıtlı öğrencisi bulunuyor. Bu mezunların çoğunun üç yıl ve üzeri deneyim sahibi yöneticiler olduğunun altını çizen Molu, bu yüksek lisans programı ile sektörün ihtiyacı olan nitelikli insan kaynağını yetiştirmeyi amaçladıklarını vurguluyor. Ayşegül Molu, programa katılmak isteyenlerin öncelikle dört yıllık bir lisans öğrenimini tamamlamış ve ALES,GRE,GMAT sınavlarından birinden geçerli taban puan türüne sahip olmak gerektiğini ifade ediyor.
AdSchool program dilinin Türkçe olması nedeniyle Erasmus ve Laureate Uluslararası Üniversiteler ağına dahil olmadığını da açıklayan Molu, MBA kotasından faydalanmak ve İkili Değişim Program Anlaşmaları kapsamında Amerika-Kanada’da eğitim görmenin ise olası gözüktüğünü belirtiyor.
Programın katılımcılarının, pazarlama iletişimine taraf olan marka yönetimi, araştırma, medya planlama, reklam, stratejik planlama, pazarlama, dijital iletişim alanlarında çalıştığını ya da bu alanlarda kariyerini yönlendirmeyi hedeflediğini sözlerine ekleyen Molu, bu konuda şu bilgileri veriyor: “Katılımcılarımız sektörün güncel konularını eğitim ortamında tartışma, gerçek vakalar üzerinden analiz yapma, teorik altyapıyı güçlendirirken sektörün ustalarının deneyimlerini paylaşma fırsatı yakalıyor. Yüksek lisans programımızda staj yapma zorunluluğu bulunmuyor ancak Vakıf aracılığıyla yeni mezun katılımcılarımızı uygun staj fırsatlarına, mezunlarımızı da iş fırsatlarına yönlendirmeye çalışmaktayız. Epey başarılı sonuçlar elde ettiğimizi de söyleyebiliriz.”