Başarının sırrı sınırsız hayalgücü

Kadir Özpınar’ın başarı hikayesi 2008 yılında BİLGİ’li olması ile başladı. Distile markasının kurucusu Kadir Özpınar ile kariyeri üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Kaç mezunusunuz, hangi bölüm?
2008 yılında BİLGİ’li oldum, o zamanki adıyla Bilgisayar Bilimleri bölümünde okumaya başladım. Daha sonra Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nin açılmasıyla birlikte Bilgisayar Bilimleri bölümü yeni öğrenci alımını durdurdu ve kapandı, ilerleyen yıllarda da Bilgisayar Mühendisliği bölümüne geçiş yaptım.

BİLGİ ile yollarınız nasıl kesişti; en başından beri istediğiniz bir bölüm müydü?
İlkokul yıllarımdan itibaren elektroniğe ve bilgisayarlara ilgim vardı. Kendi kendime sürekli olarak okumalar yapar, bilgisayarlar hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışırdım. Henüz 14 yaşındayken kendime ait ilk internet sitemi kurdum; bilgisayarla, internetle ve programlamayla hep yakından ilgili oldum. O yaşlardan bu yana hep aklımda Bilgisayar Mühendisliği okumak vardı, başka alanlarda hayaller kurduğumu hiç hatırlamıyorum. İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne gelecek olursak, hep ilgi duyup takip ettiğim ve hep eğitim almak istediğim bir kurumdu diyebilirim. ÖSYM sıralamasında başarı sergileyerek birçok Devlet Üniversitesinde eğitim alma imkanına sahip olmama rağmen, tam burslu olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde eğitim alma kararı verdim. Bilgisayar ve internet küçük yaşlardan bu yana hevesle ilgilendiğim alanlar olduğundan Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okumayı tamamen kendi isteğimle tercih ettim.

Markanızdan bahsedecek olursak; Distile. Olumsuz içeriklere anında müdahale ediyor ve hatta siliyorsunuz. Önce Distile ile başlayalım. Distile ne yapar?
Distile, olumsuz içerikleri tarar, daha sonra isteğe bağlı olarak bu içeriklerin kaldırılmasını sağlar. İnternetin hızla yaygınlaşması ve cebimizdeki telefonlarda bile en yüksek hızlarda bilgiye erişebilme standardı ile internetten beklentilerimiz de oldukça yükseldi. Bu beklentilerden en kritiği de bir kişi ya da kurumun bilgisini internete danışmak. İşe alacağınız, birlikte çalışacağınız, ortak olacağınız, yeni tanıştığınız ya da herhangi bir şekilde merak ettiğimiz kişileri her gün Google’a ya da benzer arama motorlarına soruyoruz. Şirketleri ve markaları da keza bu şekilde tanıyor ve onlar hakkında bilgi alıyoruz. İşte bu noktada internetten edinilen bilginin doğruluğu ve üzerimizde yarattığı algı alacağımız kararları büyük ölçüde etkiliyor. Bu bağlamda Distile, internet üzerindeki her türlü içeriğe müdahale konusunda kişilere ve kurumlara danışmanlık veren bir şirket.

Marka kurma fikriniz nasıl gelişti? Ne zaman kuruldunuz?
Distile, tarafımdan 2014 yılında kuruldu. Elli yılı aşkındır pazarlama faaliyetleri başlığı altında “itibar yönetimi” kavramını duymaktayız. 2000’li yılların başından beri de “online itibar yönetimi” başlığı sık sık karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde ne yazık ki “online itibar yönetimi” kavramı pek çok ajans ya da hukuki danışmanlık veren oluşumlar tarafından içi boşaltılan bir kavram haline dönüşüyor. İşte, Distile tam bu noktada aklımıza geldi. Online itibar yönetimi adı altında akademik bilgiden yoksun kişi ya da kurumlarca yapılan iletişim faaliyetleri ile internetten haber ve benzeri içerik kaldırma çalışmaları karmaşık problemler yaratıyor. Biz Distile olarak internet üzerinde görünmesi istenmeyen hemen her türlü içeriği hızlı bir şekilde, bulunduğu kaynak internet sitesinden ve arama motorlarından kalıcı olarak kaldırmaktayız. Distile’den önce ne yapıyordunuz, kariyerinizde ne gibi çalışmalar var? Aslında bu konuda konuşursak epey bir zamanınızı almam gerekecek. Bu nedenle kısaca özetlemem gerekirse, dijital pazarlama ve e-ticaret alanlarında pek çok başarılı iş hayata geçirdim. Ben, genç yaşlarda insanların hem enerjilerinin hem de hayal ettiklerinin sınırsız olduğuna inanan biriyim. İnsanı insan yapan en önemli şeyin hayallerini gerçekleştirmek için tutkuyla ve azimle çalışmak olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, üniversite eğitimimin başından bugüne kadar kısa zamanda pek çok farklı işe atıldım, başarılar kadar yaşadığım başarısızlıkları da kendime hep kazanç olarak gördüm. Bugün işimde elde ettiğim her başarı azmimin bir sonucudur diye düşünüyorum.

Müşterileriniz size en çok hangi taleple geliyor?
Online itibar yönetimi, haber / içerik kaldırma, marka ve şirket ihlali koruma gibi pek çok hizmetiniz bulunuyor. Türk insanının kişisel itibarını kendisine ait şirketin ya da markanın itibarından önde tuttuğu kesin. 2010 yılından beri 400’den fazla birbirinden farklı projeler yönettik ve bunların yaklaşık 80%’i kişisel itibar çalışmaları. Ünlüler genellikle magazin haberlerinin, kopyalanan sanat eserlerinin, hoşlanmadıkları fotoğraflarının kaldırılmasını talep ederken, şirketler ve markalar haklarında çıkan şikayetlerin ve olumsuz yorumların yok edilmesini talep ediyor. İş adamları ise haklarında çıkan haberler dolayısıyla şahsi itibarlarını pek çok şeyin önünde tutuyor. İş dünyasında ilginç bir ayrıntı dikkatimizi çekiyor; iş insanları, yapacakları ortaklıkları ya da birlikte çalışacakları kişileri arama motorları üzerinde arayıp, çıkan sonuçlara göre karar verebiliyor. Bunların yanı sıra, Distile olarak fikri ve sınai haklar konusunda da çalışmalar yapıyoruz. Bu bağlamda projelerimizi hukukla iç içe yürütüyoruz. Eser sahiplerinin online mecralarda kopyalanan müzik, kitap, fotoğraf, film ve benzer fikir ürünlerini koruma altına alarak teknik takibini sağlıyor, kaldırılması hususunda çalışmalar yapıyoruz.

Okula dönecek olursak… Nasıl bir öğrenciydiniz?
Bilgisayar Mühendisliği hevesle seçtiğim bir bölüm olduğundan, derslerime hep hevesle katıldım. Fakat iş hayatına erken yaşta atılmam nedeniyle, okula bir süre ara vermiş olmam, sonraki dönemlerde adaptasyon sorunu yaşamama neden oldu diyebilirim. Özellikle iş hayatına dahil olduktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde eğitim almanın hem bilgi donanımı yönünden hem de sosyal anlamda bana ayrıcalık kazandırdığını düşünüyorum.

BİLGİ’li bir girişimci olarak, öğrencilere vereceğiniz en büyük tavsiye ne olurdu?
BİLGİ’li arkadaşlara eğitim aldıkları kurumun sağladığı önemli hizmetlerden olabildiğince yararlanmalarını ve eğitime paralel olarak iş hayatına katılmalarını tavsiye ediyorum. Eğitimin pratikle harmanlanması ile ortaya çıkan sonuç tatmin edici olacaktır.

Sizin için BİLGİ’li olmak ne demektir, okul yaşantınız ve eğitiminiz iş hayatınıza ne gibi katkılar sağladı?
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kaliteli eğitimi ve sosyal kampüse sahip olması benim iş hayatında disiplinli olmama ve aynı zamanda iş ilişkilerimde rahat iletişim kurmama oldukça pozitif etki etti. BİLGİ’li olmak, fikirlerimizi her ortamda çekinmeden özgüvenle ifade etmektir. Okulda öğretilenlerin yanı sıra, okul heyetinin ve değerli eğitmenlerin öğrencilerle olan iletişimi, yaklaşımı ve samimiyeti bana iş hayatında büyük katkılar sağladı.

Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Distile, kurulduğu günden bugüne kadar ağırlıklı olarak bireylere hizmet vermekteydi. Planlarımız doğrultusunda 2018 yılından itibaren kurumsal şirketlere daha çok hizmet vermeyi amaçlıyoruz. Bunun için kapalı devre olarak şirket içerisinde kullandığımız internet ortamını sürekli olarak tarayan ve takip eden özel bir yazılımımız mevcut. 2018 ile birlikte bu yazılımı müşterilerimizin erişebileceği bir ürün haline getirmeyi amaçlıyoruz. Birkaç yıl içerisinde de verdiğimiz hizmetlerin kapsamını danışmanlık çerçevesi dışına genişleterek, SaaS (Software as a service – Bir hizmet olarak yazılım) halinde devam ettireceğiz.

Powered by Openmedia