Doktora eğitimine devam ediyor

Serkan Kalgan 2009 mezunlarımızdan. Psikoloji lisansını tamamladıktan sonra Uygulamalı Psikoloji dalında yüksek lisans eğitimine devam etti. Şu an da Klinik Psikoloji doktora eğitimine devam ediyor.

Serkan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik; BİLGİ’li olmayı, kariyerini, psikoloji eğitimini ve daha pek çok şeyi konuştuk.

Psikoloji okumak çocukluk hayaliniz miydi, sizi bu dala iten ana nedenler neydi?

Bu anlamda kesin şu olacak diye bir hayalim vardı diyemem, zaman zaman değişkenlikler göstermiştir; doktor, pilot gibi. Tercih yapacağım dönemde bölümleri incelediğimde hangi mesleğin içerisinde bulunursam ve hangi mesleği yaptığımda mutlu olabileceğimi düşündüğümde psikoloji bölümüne yöneldim. Bu seçimimden dolayı çok memnunum.

Her meslekte olduğu gibi psikolojinin de kendi içinde zorlukları vardır şüphesiz. İnsana birebir dokunan bir meslek olarak, kariyer yaşantınızda ne gibi zorluklar yaşadınız ve sizi en mutlu eden anlar nelerdi?

Kolay olmayan kısmı ile başlamak gerekirse; eğitim hayatım boyunca edindiğim teorik bilgiyi, pratik ile buluşturmak kolay olmuyordu ilk zamanlarda. Mesleğimin ilk yıllarından yaptığım seanslar sonrasında sürekli okumalar yapma ihtiyacı hissetmekteydim. Çünkü teoride gördüğünüz ve anladığınız, bu tamam dediğiniz birçok durumun pratiğinin çok farklı olduğunu bu noktada anlıyorsunuz. Beni en mutlu eden an ise ki bu hala değişmedi; insanların kendi hayatlarında yaptıkları değişimlere şahit olmak. Yani benim en mutlu olduğum an; psikoterapi sürecine başlarken ki durum ile sürecin sonlandığı zaman ki durum arasındaki farka şahit olmak ve bu sürecin bir parçası olmak diyebiliriz.

BİLGİ ile devam edecek olursak. 1asıl kesişti yollarınız, neden BİLGİ’yi tercih ettiniz?

Tercih yaptığım dönemde BİLGİ’yi kime sorsam herkes iyi bir üniversite olduğunu belirtirdi. Bir yakınımızda o sırada BİLGİ’de okuyordu ve o da tercih etmeme yardımcı olmuştur diyebilirim.

Kariyer yaşantınız boyunca BİLGİ’li olmanın size ne gibi avantajları oldu?

Birçok insanın bildiği ve eğitim kalitesini kanıtlamış üniversite BİLGİ. Yüksek lisans ve doktoraya kabul süreçlerinde herhalde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde temel eğitimimi almış olmamın bir katkısı olmuştur diye düşünüyorum. Ayrıca mesleki anlamda; bölümümü İngilizce okudum ve bundan dolayı ilerleyen dönemlerimde hep bir artı oldu benim için. Mesleki gelişmeleri takip etmem benim için daha kolay oldu her zaman. Eğitimim boyunca alanda çalışan, değerli hocalardan ders almış olmamın ve onların tecrübelerini aktarmış olması, benim mesleki hayatıma geçişimi kolaylaştırdı aynı zamanda.

Özellikle danışmanlık yaptığınız yaş grupları nelerdir, hangi konular üzerinde daha sık çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

Şu anda özel bir danışmanlık merkezinde yetişkinler ile çalışmaktayım. Genelde 20 yaş üstü diyebiliriz. Bireysel alanda birçok konuda çalışmakla birlikte; yoğunlukla depresyon, kaygı bozuklukları, ilişki problemleri diyebiliriz. Ayrıca mesleki sorumluluk anlamında ofis dışında ailelere, okullara ve öğrencilere seminerler vermekteyim.

Toplumumuzda bu konularda bir çekinme ve µderdini paylaşamama’ sıkıntısı olabiliyor. Bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir, insanlar neden başkalarıyla konuşmaktan çekiniyor ve bunun için neler tavsiye edersiniz?

Bugün dünyada ve ülkemizde ruh ve bedenin bir bütün olduğu; bu ikisinin birbirini etkilediği kesin olarak bilinmektedir. İnsanlar dertlerini paylaşırlar ama bu kişiler çoğunlukla; arkadaş, komşu ve aile bireyleri olmaktadır. Bu kişilerden gelen öneriler ile kısa süreli çözümler bulurlar ya da sadece kendini anlatmış olmanın rahatlığını yaşarlar. Genelde insanlar uzmana; işin içinden çıkamadıkları, tıkandıkları, yaşamdaki işlevsellikleri bozulmaya başladığı süreçlerde başvururlar. Ama biliyoruz ki bu noktaya gelene kadar yol üzerinde birçok müdahale edilecek nokta vardır. Destek alınmamasının temel sebebinin toplumun psikologtan destek alanlara bakış açısı, destek alanın toplum tarafından yargılanma endişesi olduğunu düşünebiliriz. Bundan dolayı destek almaktan çekinenlere şunu söyleyebilirim; bir uzman ile görüşebilirsiniz ve bunu kimse ile paylaşmak zorunda değilsiniz. Önemli olan sizin ihtiyacınızdır. Kendinizi ve ihtiyaçlarınızı ertelemeyiniz, önemseyiniz. Ayrıca belirtmek isterim ki; bir psikoloğa gitmek için illa bir sorun ya da problem olmasına gerek yoktur. Var olan yaşam, ilişki, okul, iş vb. durumların kalitesini daha üst düzeye çıkabilmek içinde bireyler başvurmaktadır.

BİLGİ ile yapalım finali. Sizce BİLGİ’li olmak ne demektir?

Benim için “Başarı” demek. BİLGİ’den mezun olan çevremdeki insanlara baktığım zaman çoğunlukla istedikleri noktalarda yer aldıklarını gözlemlemekteyim.

Psikoloji okuyan öğrencilere en büyük tavsiyeniz nedir? Mümkün olduğunca çok farklı alanlarda staj yapmalarının onların kariyer gelişimleri için avantaj olacaktır diye düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse; hastanede, okulda, adliyede, özel danışmanlık merkezlerinde gibi. Çünkü her biri ayrı noktalarda, ayrı tecrübeler katacaktır ve onlar bu sayede ne yapmak istediklerine daha kolay karar verebileceklerdir. Ayrıca farklı kültürleri, toplulukları tanımanın faydalı olabileceği kanaatindeyim. Son olarak değerli bir hocamın bana tavsiyeni aktaracağım: “Ne bulursanız okuyun ne bulursanız izleyin”. Çünkü yaptığınız iş insan ile alakalı ve bütün okuduklarınız ve izledikleriniz insanı anlatmaktadır.

 

Powered by Openmedia