Hayatının temeline kendini geliştirmeyi koymuş ve bu eksende okumayı-araştırmayı bir an olsun bırakmamış bir hukukçu Yeliz Domaç. Hukukun sürekli değiştiğini ve başarı için bu değişime ayak uydurmanın şart olduğunu söylüyor. Ülkemizde ve dünyada yeni bir hukuk alanı olan moda hukukunu daha ileri bir seviyeye taşımak yeni hedefi.İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin hangi bölüm/bölümlerinden mezunsunuz? Kısaca eğitim durumuzdan bahseder misiniz
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans ve Avrupa Etüdlerinde yüksek lisansımı tamamladım ayrıca Europa Universitat Viadrina Frankfurt-Oder’de bir sene Avrupa Birliği üzerine dersler alarak, Finansal Teminat Düzenlemeleri üzerine burslu öğrenci olarak bitirme projemi tamamladım, yüksek lisans maceram böylece sona erdi.
Neden BİLGİ’yi tercih etmiştiniz?
Annem, Marmara Universitesi’ne gidip okul içerisinde engelliler ile ilgili hiçbir donanım olmadığını görünce o dönemin dekanı ile görüşmüş, dekan “zaten bizim öğrenciler de okula gelmiyor” deyince, tekerlekli sandalye ile mobilize olanlara yönelik donanımıyla hazırlıklı olan Bilgi Üniversitesi’nin yolları bana gözüktü. Ayrıca dekanının Uğur Alacakaptan olması benim için fakülteyi cazip kılan unsurlar arasındaydı.
Şu an çalıştığınız şirketteki pozisyonunuz nedir? Ağırlıklı olarak hangi davalarla ilgileniyorsunuz?
Şuna Fiba Holding bünyesinde olan Güven Varlık Yönetim A.Ş.’de ticari bölüm avukatı olarak çalışmaktayım. Ticaret Hukuku Borçlar ve İcra Hukukunu kapsayan alanlarda çalışmaktayım.
Hukuk tercih etmenizin sebebi neydi? Avukatlık çocukluk hayaliniz miydi?
Ailemde annenemin babası yani büyük dedem Ağır Ceza Hakimi’ymiş bunun dışında yakınımda hukukçu yoktu. Hukuk çocukluk hayalimdi diyemem ancak lisede felsefe hocam Serdar Sinan hem hukuk fakültesi mezunu hem de felsefe mezunuydu ve ben kendisine hayrandım, beni o yönlendirdi.
BİLGİ’ye başladığınızda beklentileriniz nelerdi?
Güzel bir üniversite yaşamı ve kaliteli bir eğitim. Beklentilerim özellikle eğitim açısından tatmin ediciymiş bunu ancak şimdi değerlendirebiliyorum.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin size en büyük katkısı ne oldu?
BİLGİ zamanla prestijli bir eğitim kurumu olma iddiasını bence başardı. Bazen iş ilanlarında tercih edilen fakültelerde BİLGİ Hukuk adını görmek beni mutlu ediyor.
BİLGİ’li olmanın ayrıcalığını hangi alanlarda hissettiniz?
Almanya’da üniversite hayatında akademik yazım konusunda okulumuzun bize çok şey kattığını diğer Türk üniversitelerinden gelen öğrenciler ile aramızdaki farkı görünce anladım.
Sizce BİLGİ’li olmak ne demek?
Hedeflerinizin olması demek, okul hayatınızda sizinle ilgilenen bir eğitim kurumunun olması demek, güzel bir kampüs hayatı ve şuan için değil hayat boyu öğrenci olarak yaşayacağınızı bilmek demek.
Okul günlerinden unutamadığınız bir anınız var mı?
Aslında üniversite hayatının her günü unutulmaz anılarla dolu ve çok kıymetliymiş zaman ilerledikçe bunu daha iyi anlıyor insan ancak birgün sevgili hocam Prof. Rona Aybay “Biliyormusun sadece ben senin öğretmenin olmadım sen de benim öğretmenim oldun” demişti. O dönem sağlık sorunları ile uğraştığı bir dönemdi ve sanırım ihtiyacı olan motivasyon ve mücadele gücünü benim pozitif yaklaşımımda bulmuştu. Böyle kıymetli birinin ağzından bunu duymak insanı mutlu ediyor.
Mezuniyetten profesyonel hayata geçiş sürecinizden bahseder misiniz… Şu an bulunduğunuz noktaya gelene kadar neler yaşadınız?
Mezun olunca hemen stajıma başladım ve Yarsuvat hukuk bürosunda önce stajyer avukat daha sonra uluslararası hukuk departmanında avukat olarak çalıştım. Yarsuvat, bana çok şey kattı. 3,5 sene çalıştıktan sonra Almanya’ya yüksek lisans eğitimim için gittim. Viadrina Üniversitesi çok kültürlü yapısı ve Alman disiplini ile ufkumu genişletti. Akabinde Türkiye’ye döndüm ve İşbankası iştiraki olan İş Yatırım’da çalışmaya başladım. Bu dönem sermaye piyasaları hukuku alanında kendimi geliştirdim son 5 senedir Güven Varlık’ta iş hayatıma devam ediyorum.
Hukukta iyi bir kariyer yapmak, diğer alanlara kıyasla daha zor diyebilir miyiz? Siz ne dersiniz?
Hukuk, maalesef hakkettiği ve harcattığı mesai kadar size geri dönüşü olan bir meslek değil. Sadece donanım olarak yeterli olmanız bu mesleği ifa ederken yeterli olmuyor. Aynı zamanda sakin kalmayı öğrenmeli, sabırlı olmalı ve iş merkezli bir hayatı tercih etmelisiniz.
Türkiye’deki hukuk sistemine ve işleyişine dair kısa bir değerlendirme yapar mısınız…
Ülkemiz son derece hassas bir dönemden geçiyor. Umarım bu günleri geride bırakırız. Halkın ekmeğidir adalet. Bakarsınız bol olur bu ekmek, bakarsınız kıt, bakarsınız doyum olmaz tadına, bakarsınız berbat. Azaldı mı ekmek, başlar açlık; bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya. Brecht’in bu dizeleri aklımıza kazınmalı ve ekmek ister, su ister gibi aramalıyız adaleti.
Gelecek hedefleriniz neler?
İşim için gerekli alanlarda kendimi geliştirmek dışında ilgi alanım olan moda hukukunda da değişik programlara katılmak istiyorum. Dünyada sadece New York ve İstanbul’da moda hukuku enstitüsü olduğunu biliyor muydunuz?
Ardınızdan gelen meslektaşlarınıza bir tavsiyeniz var mı?
Okuyun! Sürekli okuyun! İlgi duyduğunuz bir alan seçin ve o alanda sürekli okuma yapın. Hukukçu olup “bildim” diyen olamaz, hukuk organik bir canlı gibi sürekli dönüşüyor ve değişiyor, sizin de bu değişime ayak uydurmanız için sürekli okumanız şart.
Üniversitedeki favori makanınız? Kantin ve kütüphane.
Favori hocanız? Rona Aybay, Gül Okutan, Cemal Bali, Uğur Alacakaptan, Serap Yazıcı, Emre Gönen
Bugünlerde en son okuduğunuz kitap? Yuval Noah Harari’nin Hayvanlardan Tanrılara Sapiens
En son izlediğiniz film? Woody Allen filmi Cafe Society
En son gittiğiniz şehir? Eskişehir