EdCom’un ilk Türk başkanı: Yrd. Doç. Dr. Gresi Sanje

BİLGİ İletişim Fakültesi İletişim Tasarımı ve Yönetimi Bölümü Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Gresi Sanje, Avrupa Reklam Eğitimcileri Derneği’nin ilk Türk başkanı seçildi. Avrupa Reklam Eğitimcileri Derneği’nin (EdCom) yönetim kurulu üyesi olduğu dönemdeki çalışmaları, TUBİTAK ve BM Kalkınma Programı’ndaki çalışmalarıyla sektörün tanınmış isimlerinden olan BİLGİ İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Gresi Sanje, geçtiğimiz Mayıs ayında EdCom’un ilk Türk başkanı seçildi.

Avrupa Reklamcılar Derneği EACA’e bağlı bir oluşum olan EdCom, Avrupa’nın tüm reklamcılar derneklerinin üye olduğu üst bir çatı. Effie Ödülleri dahil birçok etkinliğin de sahibi.

Yıllarca yönetim kurulu üyesi olarak hizmet verdiği derneğin başkanı olma sürecini anlatan Sanje, seçilmesindeki en büyük etkenin EdCom markasının vizyon revizyonuna vereceği katkı olduğunu söylüyor. Başkan olur olmaz markanın kurumsal stratejisine el atan Sanje, 2020 vizyonu için çalışmaları hızlandırıyor.

Avrupa Reklam Eğitimcileri Derneği’nin (EdCom) ilk Türk başkanı seçildiniz, tebrik ederiz. EdCom nedir ve neyi amaçlar? Kısaca açıklayabilir misiniz?

EdCom’un resmi açılımı ‘the European Foundation for Commercial Communications Education’. Alanında en kapsamlı network olma özelliğini taşıyor. EdCom, Avrupa Reklamcılar Derneği EACA’e bağlı bir oluşum. İkisinin de merkezi Brüksel’de. Sekretaryası ortak ve EACA Türk Reklamcılar Derneği de dahil Avrupa’nın tüm reklamcılar derneklerinin üye olduğu üst bir çatı. Effie Ödülleri dahil birçok etkinliğin de sahibi.

Avrupa çapında 40’ın üzerindeki okul ve üniversiteyi uzman sektör çalışanları ve iletişim endüstrisiyle bir araya getiren EdCom’un temel amacı, ajanslar ve akademi tarafından yürütülen projeler geliştirerek öğrencilerin pratik becerilerini geliştirmek ve Avrupa’da bu alanda çalışan akademisyenlerin network üzerinden çalışmalar geliştirmesine destek vermek. Ama benim dönemimde bir vizyon revizyonu yapacağız. Zaten seçilmemdeki etmenlerden bir tanesi vizyon revizyonuna vereceğim katkı aslında.

“Başkan seçilmeden önce dernekte oldukça faal idim”

Dernek ile başkan seçilmeden önce iletişiminiz nasıldı? Başkan olmayı bekliyor muydunuz?

2011-2013 ve 2013-2015 dönemlerinde EdCom’un yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiştim. Yine seçilerek yönetim kurulu üyesi olmuştum. Derneğin ilk Türk ve en genç yönetim kurulu üyesi oldum. Burada biraz derneğin yönetiminden bahsetmek isterim. Dernek katılımcı bir demokrasi anlayışıyla yürütülüyor. Her başkan ve yönetim kurulu üyesi iki yılda bir yapılan seçimlerde oylamayla belirleniyor. Başkan bir kararı önce yönetim kuruluna sunuyor sonra yönetim onaylarsa üyelerin görüşüne sunulup oylanıyor. Ve bu işlemlerin ne kadar hızlı geliştiğine inanamazsınız.

Süreçler böyle işlediğinden bir başkanın seçilmesi için üyenin tabiri caizse dernek içerisinde pişmesi ve bir şeyler üretip ortaya koyması gerekiyor. Aksi halde seçilmesi için oy toplaması mümkün değil.

O nedenle sorunuzun cevabı: Başkanlıktan önce dernekte oldukça faal idim ve özellikle bazı delegasyonlarla iletişimim oldukça iyiydi. Yönetim kurulu üyeliğim sırasında çeşitli projeler başlatıp, iş birlikleri geliştirmiştim. Aday olmam için öneri de bu dört yıl içerisinde çalıştığım üyeler tarafından dile getirilmişti. Adaylık konusunda ilk başlarda çekincelerim vardı. Başkanlar bugüne kadar istisnasız hep İngiliz’di ve İngiltere’nin 5 delegasyonu – yani oyu – vardı. Bir istisna dışında hepsi erkekti ve kimsenin yaşı 50-55’in altında değildi. Ama bir şekilde ikna oldum ve adaylığımı Nisan ayının başında resmen duyurdum. Sonrası gerçekten çok heyecanlı ve çekişmeliydi. Rakiplerim İngiltere ve Almanya üniversitelerindendi. Benim de çok saygı duyduğum iki adaydı. Onların aday olması rekabeti epey arttırdı ama sonuçta oy çoğunluğunu almayı başardım. Bu gerçekten kendi adıma çok onur vericiydi. Düşünün, Ekim ayında Brüksel’de yapılacak Effie Ödülleri’nde, bir Türk kadın olarak Brüksel merkezli bir oluşumu temsil edeceğim.

“Edcom’un kurumsal stratejisine el attık”

“EdCom içerisinde faaliyetlerde bulundum” dediniz. Ne gibi faaliyetlerde yer aldınız?

Yönetimde olduğum ilk dönemde üye üniversitelerin öğrencilerine yönelik bir webinar dizisi başlatıldı. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden endüstri profesyonelleri öğrencilere bir saatlik bir eğitim yapıyorlar. Ardından sektörü öğrencilere tanıtmak amacıyla Avrupa’nın dört bir tarafından profesyonellerle kısa videolar çekerek bir meslek tanıtım serisi hazırladık. Öğrencimiz Selim Ünlüsoy da bu seride yer aldı.

Bu çalışmalar iyi bir sinerji oluşturdu. EdCom üye üniversitelerini çeşitli workshop etkinlikleri için bir araya getirme çabaları ortaya çıktı. Bu uluslararası workshop’ların ikisine BİLGİ Reklamcılık olarak iştirak de ediyoruz. Bu sene biri Portekiz’de diğeri Hollanda’da olmak üzere iki workshop’a katıldık. Bu çalışmalar katlanarak devam edecek. Online eğitimle ilgili de bazı arama toplantıları ve seminerler başlatıldı. Network üzerinden bunu nasıl aktive edebileceğimize bakıyoruz.

EdCom üye üniversitelerinin ajanslarca görünürlüğünü arttırmak için ADForum’la iş birliğine gidildi. ADForum’da üniversite işlerine ait bir ara yüz yapıldı ve pilot çalışma BİLGİ Reklamcılık ile gerçekleşti. Ayrıca son iki yıldır EdCom markasının kurumsal stratejisine el attık. 2020 vizyonunu ortaya koymaya çalışıyoruz.

Birkaç sonuçsuz çalışma da olmadı değil. Örneğin staj konusunda EdCom’un kapsamlı bir çalışma yapmasını istedik ancak her ülkenin sistemi çok farklı olduğu için çalışma çöpe gitti. İlk aklıma gelenler bunlar.

Başkanlığınız döneminde neler yapmak istiyorsunuz? Projeleriniz neler?

EdCom şu anda markasına bir yön verme ve stratejik olarak bazı kararlar almanın dönemecinde. Büyümenin verdiği bir kurumsal karar alma ihtiyacında. İşlerimden biri bu süreci yönetmek olacak. Arzuladığım ikinci çalışma ise öğrencilerin ve reklam verenin daha fazla katılacağı uluslararası projeler üretmek. Bu benim zaten yönetim kurulu üyesi olarak çok desteklediğim ve adımlarına katkı verdiğim bir süreçti. Şimdi bunu EdCom içerisinde süreklilik oluşturacak şekilde kurumsal bir sisteme oturtmayı hedefliyorum. Zaten başkan olarak üyelerin beni seçmelerinin temel nedeni de bu iki konudaki çalışmalarım oldu. Online eğitim konusunda da çalışmalarımız bir şekil aldı. Çerçevesini oturtup bazı pilot çalışmalara geçmeyi umuyorum.

Bu saydığım projeleri hayata geçirmek için Haziran ayı içerisinde üyelere üç komisyon konusunda çağrı yaptık: International Projects, Blended Education ve Academia and Industry Connections. Maksimum dört üyeden oluşacak komisyonların görev süreleri, görev tanımları ve görev için gerekli yetkinlikleri belli. Eylül ayında komisyonlar kurulmuş olacak. Ekim ayı toplantısında da ilk çalışmalar başlayacak. Projeleri, komisyonlar desteğiyle hayata geçirmeyi umuyorum.

Anlayacağınız üzere şu an sürekli tele-conference ve skype görüşmeleri yapıyorum.

“Yerimiz belli, kapımız açık”

Bu röportajı okuduktan sonra dernek ile iletişime geçmek isteyen, belki projelere katılmak isteyen mezunlar ve öğrenciler ne yapmalı?

BİLGİ Reklamcılık öğrencileri derneğin tüm imkânlarından yararlanabilir. 3. ve 4. sınıf öğrencilerimiz birçoğundan yararlanıyorlar zaten. Adventure yarışmalarına her yıl katılıyoruz. Çeşitli dereceler de aldık. Uluslararası workshop’lara programımız elverdiğince katılıyoruz. Webinar’lar ve benzeri videolar erişime her zaman açık. Facebook sayfasından genel tüm duyuruları geçiyoruz ama daha fazlasına katılmak isteyen öğrenci ve mezunlarımız bize ulaşabilir. Yerimiz belli, kapımız açık. Ancak üye olmayan üniversitelerin öğrencilerinin doğrudan katılması biraz güç. Dernek, üye üniversitelerin yararlandığı bir platform.

Reklamcılık alanında çalışan, akademisyenlik yapan kişilerin bu tür derneklerle iletişim içinde olması sizce neden önemli? Sizin tavsiyeleriniz neler olur?

Bu tip network’lere katılmak, dünyada neler olup bittiğini öğrenmek ve bunu üniversiteye taşımak için en anlamlı yol aslında. Uluslararası olmak sadece Erasmus değişimleriyle ve yılda bir konferansa katılmakla sınırlı kaldığında öğrenci ve akademisyenin global anlamda gelişimine katkıda yeterli olamayabiliyor. Gündemi takip etmek, alanında geliştirilen farklı teknikleri ilk elden tartışmak, geleceğe dair bazı vizyonlar geliştirmek, etkin ve uzun dönemli ilişkiler kurmak, öğrenci ve sektörü katarak uluslararası uygulamalı çalışmalar geliştirmek isteyen akademisyenler için iyi network’lerde bulunmak inanılmaz avantajlar sunabiliyor.

Network’leri kullanmak başlı başına bir iş tabii ama bu yola çıkacaksanız en önemli tavsiyem pro-aktif olmak ve bir yerlere gelmek için önce bir şeyler yapmanız gerektiğini hatırlatmak olur. Yaptığınız işin kalitesi kadar kurduğunuz insan ilişkileri de önemli. Ama sadece size kattığı vizyon bile bu çabaya değer.

Powered by Openmedia