Bilgi sağlıkta da iddialı

Bu yıl eğitim vermeye başlayan Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, sağlık sektörünün ihtiyacı olan profesyonelleri yetiştirecek. Hedef sağlık alanında da Bilgi’nin farkını yansıtmak.

Dünyada artan doğal afetler, savaş-terör, trafik kazaları gibi nedenlerle sakat kalanlar ile modern yaşamın getirdiği spor yaralanmaları ve uzayan ömre bağlı yaşlı nüfusun artması, sağlık bilimleri ve rehabilitasyon profesyonellerine ihtiyacı giderek artırıyor. Türkiye sağlık sektöründe de tüm dünyada en popüler 200 meslek sıralamasında en üst sıralara oturan ve geleceğin en popüler meslekleri arasında yer alan fizyoterapist, diyetisyen ve hemşire ihtiyacı giderek artıyor. Bu ihtiyacı fark eden İstanbul Bilgi Üniversitesi bu boşluğun doldurulması amacıyla Sağlık Bilimleri Yüksekokulu kurdu.

İlk öğrencilerini bu yıl kabul eden İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu’ndaki programlar, Türkiye’de henüz gelişmeye başlamış genç bir sektör olan sağlık sektöründe disiplinler arası çalışabilecek ve iletişim gücünü etkin bir şekilde kullanabilecek sağlık personeli ihtiyacına yönelik olarak tasarlandı. Dört yıllık lisans eğitimlerinin ilk yıllarında, seçtikleri alanlarda temel konularda ders alacak olan öğrenciler, daha sonra ağırlıklı olarak uzmanlık alanlarına yönelecekler. Öğrenciler, eğitimleri süresince kendi programlarının yanı sıra üniversitedeki farklı programlardan birçok seçmeli ders alabilme şansına sahip olacak. Değişen dünyanın ihtiyaçlarına cevap veren, yaratıcılığa açık ve seçmeli derslerle zenginleştirilmiş bir eğitim anlayışıyla tasarlanan Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, sağlık alanında en üst düzeyde bilgi ve beceriye sahip, yenilikçi, rekabetçi, empati kurabilen ve hasta merkezli çalışacak profesyoneller yetiştirecek.
Dil ve konuşma terapisti yetiştirilecek

Sağlık Bilimleri Yüksekokulu’nun kuruluş çalışmaları için 2009 yılı Aralık ayında düğmeye basıldığını söyleyen okulun kurucu müdürü Prof. Dr. Bilsen Sirmen, 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında açılması planlanan; fizyoterapi ve rehabilitasyon, beslenme ve diyetetik ile hemşirelik bölümlerinin açılışının YÖK tarafından onaylandığını belirtiyor. Bu üç bölüme toplam 97 öğrencinin kaydolduğunu söyleyen Sirmen, “Bunlardan İngilizce hazırlık sınıfını aşan öğrenciler, fizyoterapi ve rehabilitasyon ile beslenme ve diyetetik bölümlerinde birinci sınıfı birlikte okumaya başladılar” diyor.

Türkiye’de henüz lisans seviyesinde Ergoterapist (occupational terapist) ile dil ve konuşma terapisti yetiştirmek üzere lisans düzeyinde eğitim verilmediğini söyleyen Prof. Sirmen, BİLGİ olarak Türkiye’deki rehabilitasyon alanını dünya seviyesinin üstüne çıkarmak amacıyla Ergoterapist (occupational terapist) ve dil ve konuşma terapisti (Speech pathologist) yetiştirmek amacıyla bu iki bölümün açılması çalışmalarına da başlandıklarını açıklıyor.

Hazırlık ve dört yıllık lisans eğitimi

Sağlık Bilimleri Yüksekokulu’nun bütün bölümlerinde hazırlık hariç, dört yıllık lisans  (Bachelor of Science) eğitimi verildiğini belirten Sirmen, şu an eğitim verilen üç bölümde; Anatomi, Fizyoloji, Sağlık Bilimlerinde Etik, Normal Motor Gelişim gibi temel sağlık bilimleri derslerinin birinci sınıfta ortak dersler olarak verildiğini ifade ediyor. Okulda ayrıca Psikoloji, Fizik gibi derslerin ilgili bölümlerden alınacağını, ikinci sınıftan itibaren Tıbbi Biyoloji, Mikrobiyoloji, Bakteriyoloj, Patoloji, Egzersiz Fizyolojisi, Farmakoloji dersleriyle Bilgisayar ve İstatistik derslerinin müştereken okutulacağını dile getiriyor. Bölümlerin özelliklerine göre Fizyoterapi Rehabilitasyonda, Nöroanatomi, Nörofizyoloji, Kinezyoloji, Biyomekani ve Radyoloji derslerinin ağırlık kazanırken, Beslenme ve Diyetetik bölümünde; Sindirim Sistemi, Endokrin Sistem (hormonlar),Temel Kimya, Biyokimya, Beslenme Kimyası, Genetik, Gıda Teknolojisi, Kalite Kontrol dersleri ağırlık kazanacağını vurgulayan Sirmen, Hemşirelik Tıp ve Sağlık bilimlerinin en temel bölümü olarak Epidemiyoloji (bulaşıcı hastalıklar), Parazitoloji, Halk Sağlığı, Anne ve Çocuk Sağlığı, Doğum kontrolü gibi derslerin ağırlık kazanacağını söylüyor.

Üçüncü sınıftan itibaren bütün bölümlerde meslek derslerinin teorik ve pratik ve uygulamalı gerçekleştirileceğine dikkat çeken Prof. Sirmen, “Fizyoterapi- rehabilitasyon bölümü öğrencileri, öğrendiklerini önce kendilerine sonra birbirlerine uygularlar. Tüm bölümler, Sağlık Bilimleri Yüksekokulu bünyesinde yer alan çeşitli laboratuarlarda anatomi, fizyoloji, elektroterapi, hidroterapi, fizik, kimya, biyokimya, besin kimyası, beslenme ilkeleri mutfağı, gıda mikrobiyolojisi mutfağı ile, hemşirelik laboratuarlarında çeşitli simülatörler üzerinde iğne-aşı yapma, sonda takma, çıkarma ve bütün hemşirelik aktivitelerini simülatörlerde öğrenecekler. Kendi meslek alanlarında pratik uygulamaları yoğun biçimde gerçekleştirilecek öğrenciler ikinci ve üçüncü sınıfı başarıyla tamamladıktan sonra üçer haftalık yaz stajlarını, anlaşmalı olduğumuz resmi ve özel çeşitli sağlık kuruluşlarında,  hocaları ve meslek profesyonellerinin gözetiminde yapacaklar. Son sınıfta bütün sene yapacakları stajı takiben, büyük bir klinik ve uygulama tecrübesi kazanarak ve bölümlerden meslek unvanlarını alarak mezun olacaklar” diyor.

Üç bölümün kontenjanı 50’şer öğrenci

Fizyoterapi -Rehabilitasyon, Beslenme ve Diyetetik ve  Hemşirelik bölümlerinin öğrenci kapasitesi hakkında da bilgi veren Prof. Sirmen, üç bölümün 50’şer öğrenci kontenjanı olduğunu, ilerde fiziki şartların düzelmesi ve öğretim elemanları sayısının artmasına bağlı olarak öğrenci sayının da artabileceğini belirtiyor. “Öğrenci kabulünde Diyetetik Bölümü için özel bir şart olmadığını fakat özellikle hemşirelik ve fizyoterapi-rehabilitasyon bölümleri için öğrencilerin tam teşekküllü hastaneden sağlık raporu almaları, bedensel, duyusal ve bilişsel engellerinin olmaması gerekiyor” diyen Sirmen, ayrıca Fizyoterapi -Rehabilitasyon bölümü pratik uygulamalarında öğrencilerin birbirlerini bizzat muayene etmeleri, değerlendirmeleri ve tedavi yöntemlerini uygulamaları nedeniyle elle dokunma ve bazen vücudu çok kapatmayacak giysileri (atlet şort gibi) giymeleri gerektiğine dikkat çekiyor.

Yabancı hocalar eğitim verecek

Bu yıl, ilk eğitim yılı olması nedeniyle okulda yurtdışından hoca olmadığını ancak önümüzdeki yıllarda yurtdışından konusunda uzman hocaların eğitim vereceğini açıklayan Sirmen, mesela iki İspanyol hoca ile anlaşma yapıldığını, bunlar dışında diğer ülkelerden de konusunda uzman, uluslararası üne sahip yabancı hocaların kadroya dahil edileceğini belirtiyor. “Bu hususta  Erasmus; Farabi gibi değişim programları ile gerek hoca gerek öğrenci bazında değişim programları gerçekleştirilecek. Üniversitemizin Laureate ağına üye olması nedeniyle yabancı hocalarımızla öğrencilerimizi buluşturmak daha kolay olacak” diye konuşan Sirmen, okulun kadrosunda yer alan hocaların bir kısmının yıllardır spesifik konularda yeterli deneyime ulaşmış kıdemli hocalar olduğunu, kendi alanlarında çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiriyor. Nispeten genç olan bu kadronun özenle seçilmiş akademik deneyim ve tecrübeleri olan hocalardan oluştuğunu kaydeden Prof. Sirmen, ayrıca uluslararası üne sahip Türk hocaları da ileriki yıllarda, öğrencilerle buluşturacaklarının müjdesini veriyor.

Mezunların iş bulma şansı yüksek

Okuldan Fizyoterapist, Hemşire ve Diyetisyen unvanlarıyla mezun olan öğrencilerin, aldıkları seçkin eğitim ve İngilizceye hakimiyetle gerek yurt içinde, gerekse yurtdışında kolayca ve dolgun ücretle iş bulacaklarını söyleyen Sirmen, bu eğitimin ardından isteyen ve gerekli şartları yerine getirebilen öğrencilerin master ve doktora eğitimi alarak, üniversitelerde çalışabileceklerini, bunların dışında mezunların mezuniyet sonrası mesleki eğitim kursları alarak özel alanlarda gelişmelerinin de mümkün olduğunu dile getiriyor.

Ülkemiz sağlık sektöründe özellikle bu alanlarda büyük bir açık olduğuna dikkat çeken Sirmen, bu açığın bu mesleklerle ilgisi olmayan kişilerce yanlış biçimlerde kapatılmaya çalışıldığını, bu durumun verilen sağlık hizmeti kalitesini düşürmekle kalmayıp hasta için etik olarak tehlikeli ve olumsuz sonuçlar doğurabildiğini belirtiyor ve “Bu nedenle ihtiyaç büyüktür, böyle bir açık varken iş bulamamak söz konusu değil” diyor.

Bütün bölümlere staj zorunluluğu olduğu için, üniversite ve devlet hastaneleri ile özel poliklinik ve merkezlerle, uzman meslektaşların olduğu kurumlarla anlaşma yapmaya başladıklarını sözlerine ekleyen Sirmen, mezunlara okul sonrasında yurtiçi veya yurtdışında iş yeri seçmelerinde yol göstereceklerini ve yardımcı olacaklarını belirtiyor.
Türkiye’de verilen eğitim yeterli değil

Türkiye’de sağlık alanında verilen eğitimin yeni kurulan fakülte veya yüksekokullarda özellikle Anadolu’daki devlet üniversitelerinde yeterli olmadığına dikkat çeken Prof. Sirmen, özellikle yeterli öğretim elemanı bulunmamasının sorun yarattığını belirtiyor. Bunun yanı sıra sağlık bilimleri fakülteleri veya yüksekokulları olan üniversitelerin öğrencilerine uygulamalı dersleri kendi hastanelerinde yaptırarak hastaya ulaşmasında büyük avantajlar sunduğunu ifade eden Sirmen, konuyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Bu konu, özellikle bölümlerimizin ikinci sınıfı tamamladıktan sonra önem taşıyor. Bu problemin bilincinde olarak geçen yıl YÖK başvurumuzu yaparken, okulumuz bölümlerinin stajlarını yapabileceği veya hasta görebileceği küçük ölçekli bir hastane yapma ve işletme taahhüdünde bulunduk. Bu şekilde üniversitemiz çevresindeki halka sağlık hizmeti sağlamak ve onları sağlık alanında bilinçlendirmek gibi bir misyon edindik.”

Sağlık Bilimleri Yüksekokulu’nun verdiği yüksek kaliteli ve uluslararası standartlardaki eğitim altyapısı ile Bilgi’nin fakını göstereceğine inanan Sirmen, lisans programlarından sonraki hedeflerinden de söz ederek, “Bilgi Üniversitesi’nde ‘Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ kurmayı planlıyoruz. Başlatacağımız yüksek lisans ve doktora programlarımızla, ilgili mesleklerde mezunlarımızın üst meslek anabilim dallarında akademik kariyer yapmalarını sağlayarak eksik olan öğretim elemanı açığını kapatmaya çalışacağız” diye konuşuyor.

BİLGİ’nin farkı, İngilizce eğitim

Yeni kurulan ve Türkçe eğitim veren sağlık bilimleri bölümlerinde, yabancı dil sorunu nedeniyle yeni ve yeterli bilgiye ulaşmanın her zaman zor olduğunu söyleyen Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Kurucu Müdürü Prof. Dr. Bilsen Sirmen, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu’nda; öğrencilerin üst düzey İngilizce ile derslere başlamaları, derslerin İngilizce yapılması, yabancı öğrenci kabul edilmesi ve mesleki İngilizce derslerinin bütün eğitim hayatı boyunca devam ettirilmesinin büyük avantaj sağladığını vurguluyor.

Ayrıca Laureate ağında bazı okulların, mezunlara iki veya üç yarıyıllık ek bir eğitimde başarılı oldukları takdirde ikinci bir diploma verebildiğini söyleyen Sirmen, “Örneğin, Fizyoterapistler için Podiatrist olma imkanı var. Böylece bizler sadece eğitimli ve becerikli değil, her açıdan yeterli donanıma sahip üst düzey profesyoneller yetiştirmiş olacağız.

Bilgi olarak fark yaratmak bizim doğamızda var, burayı bu bilinçle kurduk ve bu bilinçle geliştireceğiz. Şimdiden uygulamaya başladığımız konferanslar dizisi, çevremizdeki halka katkı sağlamak amacıyla başladığımız ‘yeşil sağlık’ projelerimiz, Bilgi öğrencileri için hazırladığız ve bahar yarıyılında vereceğimiz ‘ilk yardım kursları’ ve çıkarmayı planladığımız ‘Sağlıkta BİLGİ’ dergimizle uluslararası endekslere girmeyi ve fark yaratmayı planlıyoruz. Bu hususta da yeterli bilgi ve birikime sahibiz” diyerek Bilgi’nin verdiği sağlık eğitiminde diğer okullardan farkını ortaya koyuyor. Bilgi’deki Sağlık Bilimleri Yüksekokulu öğrencilerinin şu an diğer okullardaki öğrencilerden farklı olarak, eğitimleri süresince kendi programlarının yanı sıra üniversitedeki farklı programlardan birçok seçmeli ders alabilme şansına sahip olduklarına dikkat çekiyor. Sirmen, BİLGİ’deki Sağlık Bilimleri Yüksekokulu öğrencilerinin şu an diğer okullardaki öğrencilerden farklı olarak, eğitimleri süresince kendi programlarının yanı sıra üniversitedeki farklı programlardan birçok seçmeli ders alabilme şansına sahip olduklarına dikkat çekiyor. Sirmen, ayrıca öğrencilerin aldıkları İngilizce eğitim ve Laureate mensubu üniversiteler ile Erasmus ve Farabi Projeleri’yle değişim programlarından yararlanacaklarını söylüyor.

Prof. Dr. Bilsen Sirmen kimdir?

Sağlık Bilimleri Yüksekokulu’nun kuruluşunda görev alan ve halen okulun müdürlük görevini sürdüren Prof. Dr. Bilsen Sirmen, oldukça deneyimli bir akademisyen. Yurtdışında benzer bir fakültenin kuruluşunda çalışan Sirmen, Türkiye’de bu mesleklerin öncüsü olan Hacettepe Üniversitesi’nin ilk Türk hocalarından olması nedeniyle, tüm fakülte ve yüksekokullardaki hocaların hocası olarak görülüyor.

1968 yılında Hacettepe Üniversitesi, Fizik Tedavi Rehabilitasyon Yüksek Okulu’ndan mezun olan Prof. Sirmen, 1973 yılında Hacettepe Üniversitesi’nden doktora derecesini alır. Ağustos 1968 ile Haziran 1981 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’nde Fizyoterapist, Asistan ve Öğretim Görevlisi olarak çalışır. 1981-1983 yılları arasında, Suudi Arabistan, Riyad’da RKH Military Hospitalda İngilizlerle çalışan Sirmen, 1983 yılında Suudi Arabistan, Riyad’da King Saud University, College of Applied Medical Sciences, Department of Rehabilitation’ın kuruluş aşamasında Acting Head of Dept. olarak ve Assistant Professor kadrosuyla görev alır.1986 yılında yurda dönen Sirmen, 1993-94 akademik yılında King Saud Universitesi’nde Visiting Prof. olarak tekrar görev yapar. İstanbul’da İnternational Hospitalin kuruluşunda ve Universal Hospital Group, Bahçeşehir Medical Service (Alman Hastanesi) Fizik Tedavi bölümünün kuruluşunda ve servisinde çalışır, 1994 de Fizyoterapi-Rehabilitasyon Anabilim dalında Doçent, 2006 yılında Profesör olur. 1996 yılında çalışmaya başladığı Marmara Üniversitesi’nden 2010 yılında emekli olan Prof. Sirmen, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu’nda halen Fizyoterapi-Rehabilitasyon Bölüm Başkanı ve Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Müdürü olarak görevini sürdürüyor.

Powered by Openmedia