Bu yıl bilgisayar, elektrik-elektronik, enerji sistemleri mühendisliği ve biyomühendislik bölümleri ile eğitime başlayan Mühendislik Fakültesi, geleceğe yön verecek, sosyal iletişim becerileri yüksek mühendisler yetiştirecek.
Günümüz bilgi ve teknoloji toplumunun eğitim felsefesi, yalnızca teknik sorunları çözme yeteneğine sahip mühendisler yetiştirmek yerine, sorunu bütün olarak kavrayabilen mühendisler yetiştirmeye yöneliyor. Böyle bir ortamda mühendislik eğitimi, öğrencinin ufkunu genişletmeli ve temel sorunların ortaya konulabilmesine yardımcı olmalı. Bu temel amaçla yola çıkan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin 2010-2011 akademik yılında eğitim vermeye başladığı Mühendislik Fakültesi, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri göz önüne alarak, yeni bir sistem kurmanın verdiği esneklik ve dinamizmle yola çıkarak, mimarlık ve sosyal bilimler alanlarının desteğiyle disiplinlerarası bir yaklaşımla tasarlandı.
Fakültede, temel mühendislik derslerinin yanı sıra diğer fakültelerde verilen sosyoloji, ekonomi, işletme, siyaset, tasarım, iletişim becerileri, girişimcilik, psikoloji ve felsefe gibi dersler de verilerek, mühendislik eğitim programlarında temel eksiklik olarak tanımlanan eleştirel bakışın geliştirilmesi sağlanacak. Bununla; etik ve sosyal sorumluluk kavramlarının öğrencilere kazandırılması, kendi işini kurabilen yaratıcı mühendisler mezun edebilmek hedefleniyor. Mühendislik Fakültesi’nde yer alan lisans programları yeni yüzyılın mühendislik eğitimi perspektifine uygun olarak teknoloji, biyoloji, enerji, çevre ve sürdürülebilirlik gibi temel kavramlar üzerine odaklanıyor.
Öğrencileri analiz ve kavrama yeteneğini geliştiren akademik ve entelektüel faaliyetlerle donatacak Mühendislik Fakültesi, Santral Kampüsü’ndeki Eski Silahtarağa Elektrik Santralı binalarında eğitim verecek. BİLGİ, bu binaları laboratuarlar, seminer salonları, kütüphaneler ve sergi salonları ile donatarak kamuya açık bir mühendislik aktiviteleri merkezi haline getirmeyi planlıyor. BİLGİ Mühendislik Fakültesi, uluslararası değişim anlaşmaları sayesinde, eğitiminin uluslararası zeminde de sınanması olanağını çok önemli görüyor. BİLGİ’nin, Laureate International Universities ağının bir üyesi olması, mühendislik öğrencilerine dört kıtaya yayılmış bir uluslararası bilgi ve deneyim kapısının açılması anlamına geliyor.
Dört bölümde eğitime başlandı
BİLGİ’nin yetiştireceği mühendislerin; yerel ve küresel sorunlara duyarlı, katılımcı bilinç sahibi, sadece meslek edinme ile sınırlı olmayan, bilginin özgürleştirici yanı ile iyi yaşam kaygısını taşıyan yurttaşlar olarak hızla değişen dünyaya liderlik yapacaklarına inandığını söyleyen Mühendislik Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Cemal Dinçer, bu yıl eğitime başlayan Mühendislik Fakültesi’nin beş bölümünün kurulduğunu, dört bölümünün YÖK’ten onay aldığını, Endüstri Mühendisliği Bölümü’nün ise önümüzdeki eğitim yılında eğitime başlayacağını açıklıyor.
İngilizce eğitim verilen Biyomühendislik, Bilgisayar Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümleri’nde birinci sınıfların ve hazırlık sınıflarının eğitiminin sürdüğünü belirten Dinçer, kendisinin asıl uzmanlık alanın olan endüstri mühendisliği olduğunu vurguluyor. BİLGİ’de geleceğin mühendislerini yetiştireceklerine dikkat çeken Prof. Dinçer, iş hayatı boyunca hep başarılması güç işlerin peşinde koştuğunu, fakat sonunda iyi sonuçlar elde edilmiş işlere imza attığını ifade ediyor. “Ben bunu seviyorum, yani yeni bir sistem kurmayı bu sistemi geliştirmeyi, kurduğum bu sistemin öncü olmasını seviyorum” diyen Dinçer, BİLGİ’de de mühendislik alanında öncü olacaklarına dikkat çekiyor.
Öncelikle BİLGİ’de iyi mühendisler yetiştirmek istediklerini bunun için iyi öğrencileri BİLGİ’ye çekmeyi hedeflediklerini belirten Dinçer bununla ilgili; “İyi öğrenci derken, matematik ve fen bilimleri alt yapısı iyi olan öğrencileri buraya çekmeyi hedefliyoruz. Fen, Anadolu liselerinden, süper liselerden özel liselerden ‘ evet ben iyi mühendis olmak istiyorum, benim kafam matematiğe fen bilimlerine iyi çalışıyor’ diyen herkes iyi mühendis olmaya adaydır” diyor.
Mühendislik eğitimin bir süreç işi olduğunu, öğrencileri girdi olarak görüp, o girdileri iyi işlemek gerektiğini belirten Dinçer, “Elinizde iyi malzeme olursa çok iyi ürünlere çevirirsiniz. O ürünü almak için de süreç gerekiyor. Biz BİLGİ’nin Mühendislik Fakültesi’ne gelen iyi öğrencileri bir süreçten geçirerek, aranan tercih edilen mühendisler yetiştireceğiz. Bizim felsefemiz katma değeri yüksek bir mühendislik fakültesi yaratmak. İyi öğrenciler alıp, katma değer katmadan mezun ederseniz, bu amacınıza ulaşamazsınız. Bu öğrenciler rekabet ortamında bir şeyler yaparlar ama gelebilecekleri üst noktalara gelemezler” diyerek, BİLGİ’nin farkını anlatıyor.
Birinci sınıfta en iyiler ders verecek
Lisans eğitiminde araştırmanın önemli olduğunu düşünen Dinçer, araştırmanın kişiliği geliştirdiğini, insanların geleceğe yönelik görüşlerini oluşturduğunu, bilimi yakından takip etmeyi sağladığını belirtiyor. Mühendislik Fakültesi öğretim elemanlarının araştırmacı kimliklerinin olacağını ancak dünyada mühendislik eğitiminde klasik eğitimden çıkıp, temel şeylere geri dönüş olduğunun altını çizen Dinçer, eskiden araştırmaya ağırlık verilen bir eğitim anlayışı olduğunu, iyi öğretim üyelerinin araştırmaya yönlendirildiğini ve eğitimin aksatıldığını vurguluyor.
O nedenle mühendislik eğitiminde iyi eğitmenlere yer vereceklerini söyleyen Dinçer, “Birinci sınıfta en iyi fizikçi, kimyacı, endüstri hocası bu eğitimi verecek. Yani katma değeri yükseltmenin başka yolu yok. Eğitim önemli, araştırma da önemli, projeler de çok önemli. Ama sonuç olarak liseden gelmiş bir öğrenci, kendilerine ancak belirli seçenekler verilirse en iyisini seçme yeteneğine sahip olur” diyor.
Eğitimde belirli bir düzeyini yakalamak için birinci sınıfın çok önemli olduğunu vurgulayan Dinçer, birinci sınıfta derslerin seçiminden, o dersleri verecek hocalara, derslerde nelerin öğretileceğinden hangi kitapların kullanılacağına, hangi laboratuar imkanlarının verileceğine kadar pek çok detay üzerinde durduklarını belirtiyor. “Ben BİLGİ’de farklı mühendisler yetiştireceğimizi biliyorum. BİLGİ’nin sosyal bilimler alanındaki gücü de bize büyük bir destek olacak” diye konuşan Dinçer, dört yıllık mühendislik eğitimi ile ilgili şunları söylüyor: “Dört yıllık süreçte, orta öğretim kurumlarından gelen öğrenciler birinci sınıfta temel matematik ve fen bilimleri ile mühendisliğe giriş; ikinci sınıfta ilgili mühendislik alanında kullanacakları analiz dersleri, üçüncü sınıfta ilgili mühendislik alanına özgün dersler, bunlar daha çok analiz ve tasarım dersleri olacak, dördüncü sınıfta da genellikle bütün bu üç yıl boyunca öğrendiklerini sentezleyebilecekleri, birleştirebilecekleri ve mühendis olarak yönetebilecekleri projeler olacak. Teknik becerileri en üst düzeyde ama soysal iletişim becerileri de yüksek mühendisler yetiştireceğiz.”
Klasik mühendislik kabuk değiştiriyor
Geleceğe yön verecek BİLGİ’li mühendisler yetiştirileceklerini yineleyen Cemal Dinçer, dünyada bu dönem iyi mühendislerin nasıl yetiştirileceğinin sorgulandığına dikkat çekiyor. Özellikle bazı mühendislik dallarına olan talebin yavaş yavaş düşmeye başladığını söyleyen Dinçer, yeni teknolojileri içeren dallarda mühendislere olan talebin arttığını, klasik mühendislik dalarının da kabuk değiştirdiğini belirterek bununla ilgili şöyle konuşuyor: “Örneğin, inşaat mühendisliğinin eski kullandığı klasik teknikler şekil değiştirdi. Mühendisler bilgisayarı artık sadece bir araç olarak kullanmıyor. Tüm mühendisler, bilgi ağlarına erişebilmeyi, etkin tasarım yapmayı öğrenmeli. Bazı üniversitelerin eğitim programlarına baktığımızda, endüstri, elektrik-elektronik, bilgisayar mühendisliği bölümlerinde 1970’li yılların programlarının kullanıldığını görüyorüz. Çağ değişti gelecek için matematik ve fen bilimlerinde güçlü fakat bilgisayar ve teknolojiyi etkin kullanan mühendisler gerekiyor.”
Gelecekte en çok haberleşme alanında iyi mühendislere ihtiyaç olacağını açıklayan Prof. Dinçer, elektronik haberleşme, endüstri ve endüstri sistemleri mühendisliği, bilgisayar ağı mühendisliğinin revaçta olacağını dile getiriyor. BİLGİ’nin mühendislik alanında dünyayı takip edeceğini söyleyen Dinçer, sosyal bilimlerde güçlü bir okulda eğitim verecekleri için çok şanslı olduklarını, Laureate International Universities ağının bir parçası olarak 35 ülkede 60 üniversitenin deneyiminden yararlanma şansına da sahip olduklarını ifade ediyor.
Ayrıca fakültenin dekanı olarak üç tane uluslararası ilişki ağı kurmayı hedeflediğini açıklayan Dinçer, dünyada mühendislik eğitiminde iyi olan üniversitelerle ikili anlaşmalarla, öğrenci değişimleri yapmak istiyor. Dinçer, Erasmus anlaşması çerçevesinde Avrupa’nın iyi üniversitelerine öğrenci, öğretim üyesi ve teknisyen değişimi yapmayı planlıyor.
Burslu oranı % 60
“Bizi seçen öğrenciler iyi bir mühendislik eğitimi, çağın gerektirdiği eğitimi alacaklar” diyen Prof. Dinçer, yine çağın gerektirdiği eğitim laboratuarlarını kullanacaklarını belirtiyor. Şu anda bir tane fizik elektronik laboratuarı ile hizmet verdiklerini, önümüzdeki yıl birer tane de similasyon optimizasyon, elektronik ve ağ sistemleri laboratuarları kurmayı düşündüklerini açıklayan Dinçer, seneye laboratuar sayısını dörde çıkacaklarını ifade ediyor.
Zamanla beş mühendislik bölümüne yeni bölümler eklemeyi de hedeflediklerini söyleyen Dinçer, mesela nano teknolojileri mühendisliğinin bunlardan biri olacağını vurguluyor. Her bölümde iki dönem zorunlu staj olacağını da sözlerine ekleyen Dinçer, bu stajın ilkinin genel mühendislik ikincisinin de seçilen mühendislik alanına yönelik stajlar olacağını, staj için mühendislik alanına özgün sektörlerle ilişkiye girileceğinin altını çiziyor. Sanayide staj yapmadan mezun olup hayatın içine karışan mühendislerin, birden akvaryumdan denize çıkmış gibi olacağını, onun için denizi önceden göstermek istediklerini ifade ediyor.
Öğrencilerin sanayideki işleyişi görmesi gerektiğini, büyük laboratuarların aslında sanayide olduğunu belirten Dinçer, dört yıllık eğitimin verildiği fakültede, İngilizce dil bilgisi yeterli olmayanların hazırlıkla birlikte beş yıl eğitim alacağını söylüyor. İlk yılı olmasına rağmen Mühendislik Fakültesi’nin 180’e yakın öğrencisi olduğunu açıklayan Prof. Dinçer, 2011-2012 eğitim yılında hazırlık okulu dahil, bilgisayar mühendisliğinde toplam 65 öğrenci alacaklarını ifade ederek, “Dikkat ederseniz fakültemizde burslu öğrenci oranı çok yüksek, yaklaşık yüzde 60’ı nerdeyse bir şekilde burs alıyor” diyor.
Gelecek vaat eden alanlara yatırım
Önümüzdeki eğitim yılında elektrik elektronik mühendisliği bölümüne toplam 70, enerji sistemleri bölümüne 40, biyomühendislik ve endüstri mühendisliği bölümüne ise 70’er öğrenci alacaklarını açıklayan Dinçer, toplam 315 öğrenciye üst düzey eğitim vereceklerine dikkat çekiyor. Hemen hemen tüm bölümlerde öğrencilerin en az yüzde 10’unun tamamen burslu, yüzde 60’ının ise bir şekilde burslu olduğunu dile getiren Dinçer, açılan yeni bölümlere göre fakültenin öğrenci kapasitesinin de artacağını vurguluyor.
Üniversite sınavına girip mühendislik okumak isteyen öğrencilere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Cemal Dinçer, sınavda mühendislik bölümleri ile ilgili tercihlerini yapan öğrencilerin, sektörün aradığı mühendislik alanlarını öğrenmek için gazetelerin insan kaynakları eklerine bakmalarını söylüyor. “Mesela insanların hiç aklında olmayan ağ mühendisliği sektörün ihtiyaç duyduğu bir alan. Sadece bilgisayar ağları değil, iletişimle ilgili tüm ağlar var. Yazılım “mühendisi aranıyor” diyen Dinçer, BİLGİ’de kariyer hedefi yüksek mühendisler yetiştirileceğini vurguluyor.
Mühendislik Fakültesi olarak bütün mühendislik alanlarına hizmet eden bir fakülte olmayacaklarını, gelecek vaat eden ve birbirine yakın alanlarda eğitim verileceğini dile getiren Dinçer, bölümlerde verilecek derslerin içeriği ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Tüm bölümlerde birinci sınıfların bütün eğitim programı ortak olacak, öğrencilere matematik ve temel bilimler dersleri verilecek. İkinci sınıflarda genel mühendislik ve analiz dersleri olacak. Nerdeyse ilk iki sınıfta üç dört ders hariç tüm dersler ortak alacak. İkinci sınıfın sonunda bölümler arasında yatay geçişleri kolaylaştıracağız. Çünkü çocuklar başta seçtikleri bölümlerden vazgeçip bölüm değiştirmek isteyebilirler. İkinci sınıflarda bölümlere göre birkaç ders farklılaşacak. Enerji sistemleri bölümünde enerjide kullanılacak malzemeler dersi öğretilirken, elektrik ve elektronik bölümünde elektrikle elektronik devreleri öğretilecek. Bilgisayar mühendisliğinde farklı olarak programlama paradigmaları dersleri olacak. Biyomühendislikte hücre biyolojisi öğreteceğiz ikinci sınıflara, endüstri mühendisliğinde ise optimizasyon öğretmeye başlayacaklar ikinci sınıflar. Üçüncü sınıf artık ilgili mühendislik alanındaki spesifik dersler başlıyor. Örneğin enerji sistemlerinde nükleer enerji, rüzgar jeo termal dersleri, elektrik elektronikte mantık devreleri, sinyaller, elektro manyetik gibi dersler veriliyor. Biyomühendislikte biyolojik malzemeler, biyo enformasyon, yaşayan sistemlerde geçişler gibi dersler var. Bilgisayar mühendisliğinde işletim sistemleri, yazılım mühendisliğinin temelleri, enformasyon ve kodlama kuramları gibi dersler. Elektrik elektronik de yine bölümle ilgili spesifik dersler oluyor. Dördüncü sınıfı mümkün olduğunca çok esnek bırakmaya çalışıyoruz, zorunlu ders sayısı çok az, çok fazla seçmeli ders veriyoruz. Her bölümde en önemli ders, bitirme tasarım projesi olacak.”
Prof. Dr. Cemal Dinçer kimdir?
Mühendislik fakültesi kurma konusunda büyük tecrübeye sahip olan Prof. Dr. Cemal Dinçer, İstanbul Kabataş Erkek Lisesi ve ODTÜ Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olur. Ardından NATO bursu ile ABD’deki Stanfort Üniversitesi’ne giden Dinçer, burada endüstri mühendisliği ve istatistik yüksek lisansı ile endüstri mühendisliği ve mühendislik yönetimi alanında doktora yapar. Bilkent Üniversitesi kurulurken endüstri mühendisliği bölümünü kurmak üzere ABD’den davet alan Dinçer, 1986 yılında Bilkent Üniversitesi’nin ilk akademik kadrosunda yer alır ve Endüstri Mühendisliği Bölümü’nün kurulmasında aktif olarak çalışır. 10 yıl Bilkent Üniversitesi’nde çalıştıktan sonra özel sektöre geçen Dinçer, İzmir’de Yeni Asır gazetesinin genel müdürlüğü görevine getirilir. Orada da endüstri mühendisi olarak kurumsal kaynak planlanmasından matbaadaki fire kontrolüne, insan kaynaklarının planlanmasından, finansal sistemlerin kurulmasına kadar bir sürü sistem kurar.
Daha sonra İzmir’de kurulan İzmir Ekonomi Üniversitesi’nden bir teklif alan Dinçer, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde de önce İletişim Fakültesi’ni kurar. Daha sonra mühendislik fakültesinin öncesi olan Bilgisayar Bilimleri Fakültesi’ni kuran Dinçer, bu fakültede üç de bölüm açar. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Türkiye’de ilk defa lisans düzeyinde yazılım mühendisliği bölümünü kuran Dinçer, bilgisayar mühendisliği ve yine Türkiye’de ilk defa eğitime başlayan endüstri sistemleri mühendisliği bölümünü, ardından elektronik ve telekominikasyon mühendisliği bölümünü de açar. Dinçer, 1 Mayıs 2011’de İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde çalışmaya başladı.