HAYAT OKULU SANTRALİSTANBUL’DA

BUGÜNE KADAR LONDRA BAŞTA OLMAK ÜZERE DÜNYANIN BİRÇOK ŞEHRİNDE 100 BİNE YAKIN KİŞİNİN HAYATINA DOKUNAN THE SCHOOL OF LIFE, ŞİMDİ DE İSTANBUL’DA SANTRALİSTANBUL İLE HAYAT BULUYOR.

Dünyaca ünlü ve merakla beklenen The School of Life, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin eğitim, kültür ve festival merkezi santralistanbul’da açılıyor. Yazar Alain de Botton’un liderliğinde “hayat için iyi fikirler” sunmak amacıyla kurulan kültürel bir girişim olan The School of Life; bu sonbaharda Melbourne, Paris, Amsterdam ve Belgrad’ın hemen ardından İstanbul’da faaliyete geçiyor.

Akademik kadro ve konuşmacılar arasında psikoloji, edebiyat, felsefe, tiyatro, tasarım, medya gibi farklı alanlardan isimlerin yer aldığı The School of Life İstanbul’a geniş katılım bekleniyor.

 BİLGİ, The School Of Life’ı Alain De Botton’la açtı

The School of Life İstanbul, kurucusu Alain de Botton’un katılımıyla açıldı. İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde faaliyet göstermeye başlayan The School of Life İstanbul’un açılış etkinliğine iş, sanat ve akademi dünyasının temsilcileri büyük ilgi gösterdi. Zorlu Center PSM’de 13 Ekim Pazartesi akşamı düzenlenen etkinlikte etkileyici bir konuşma yapan Alain de Botton, “Türkiye’ye daha önce de geldim ve İstanbul’u çok seviyorum. İstanbul Bilgi Üniversitesi ile çalışmak çok heyecanlı. Bilgi ve fikirleri daha çekici kullanmaya odaklanan bir okul olan The Scholl Of Life, hem evrensel hem de Türkiye’ye özgü kültürel konuları ele alacak” şeklinde konuştu.

The School of Life İstanbul’un açılış etkinliğinde konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Prof. Dr. Remzi Sanver, dünya çapında geniş bir kitleye hitap eden bu oluşuma santralistanbul Kampüsü’nde ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını belirtti.

Akademik Kadroda Dev İsimler

“Hayat için iyi fikirler” sunmak amacıyla kurulan The School of Life’ın İstanbul’daki akademik kadrosunda yer alan Mehmet Emin Adanalı, Pelin Batu, Sami Bugay, Ayşem Burhanoğlu, Zeynep Çatay, Itır Erhart, Zeynep Evgin Eryılmaz, Alper Hasanoğlu, M. Serdar Kuzuloğlu, Elvan Omay, Murat Paker, Bülent Somay, Ece Temelkuran, Pelin Turgut, Kerim Urallı, Yankı Yazgan ve Serra Yılmaz da açılış etkinliğinde konuklarla bir araya geldi. De Botton’un, konuşmasının ardından sahneye davet ettiği ünlü eğitmenler, mutluluk okulunun ilk mutlu karesine hayat verdi.

En iyi fikirler BİLGİ’de buluşuyor

Alain de Botton takipçilerinin heyecanla beklediği The School of Life İstanbul, Türkiye’den ve dünyadan önde gelen yazar, sanatçı ve düşünürleri İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul kampüsünde ağırlıyor. Felsefe, edebiyat, psikanaliz ve görsel sanatların sunduğu yaklaşım ve rehberlik aracılığıyla verilecek dersler, atölyeler ve sıra dışı etkinlikler, katılımcıların kültürel ufuklarını genişletmeye, hayatı beklenmedik yeni bakış açılarıyla görmeye ve yeni sorulara kapı açmaya yardımcı oluyor.

The School of Life eğitimleri, 14 Ekim’den itibaren İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin eğitim, kültür ve festival merkezi santralistanbul’da yapılmaya başlandı. 2014 sonbahar/kış programına kayıtlar, www.theschooloflife.com/istanbul adresinden yapabilir, ayrıntılı bilgi için facebook.com/tsolistanbul ve twitter.com/TSOLIstanbul hesaplarını takip edebilirsiniz.

 Sorulara cevap aranıyor

İlk olarak 2008 yılında Londra’da Alain de Botton hayata geçirilen The School of Life felsefe, edebiyat, psikanaliz ve görsel sanatların sunduğu yaklaşımlar ve rehberlik aracılığı ile katılımcıları akıllı ve iyi yaşama alternatiflerini keşfetmeye ve tartışmaya davet ediyor. Potansiyelimizi nasıl gerçekleştirebiliriz? Aşkı nasıl zinde tutabiliriz? Nasıl fark yaratırız? Nasıl yaratıcı oluruz? Sakin kalmayı nasıl başarırız? Nasıl fark yaratırız? Para ile ilgili endişelerimizi nasıl gideririz? Sevdiğimiz işi nasıl buluruz? Kendine güven nasıl sağlanır? Katılımcılar önderleri eşliğinde tüm bu soruların cevabını arıyorlar.

Hızlı, yorucu, kimi zaman tüketici bir günün ardından The School of Life Istanbul’da sıcak kahve eşliğinde keyifle arkanıza yaslanmanızı istiyoruz. Yetkin ve deneyimli akademik kadro eşliğinde hayatın asli ve büyük temalarında kazı yapmaya, kendi iç sesinize kulak vermeye, aynı zamanda yaklaşımınızı diğer meraklı ve açık görüşlü bireylerle paylaşmaya davet ediyoruz sizi. Türkiye’den ve dünyadan önde gelen yazar, sanatçı ve düşünürlerden bireysel yolculuklara kapı açan rahatlatıcı, yol gösterici ya da kışkırtıcı farklı bakış açıları duymaya, deneyimlemeye de hazır olun.

Katılmak için bir “tık” yeterli

Atölye ve etkinlikler 14 Ekim’den itibaren hafta içi gündüz ve akşam saatlerinde, hafta sonu cumartesi sabah ve öğleden sonra santralistanbul’da ve kentin farklı mekanlarında gerçekleştiriliyor. Programlara kayıt olmak ise çok kolay. Web sitesi üzerinden katılmak istediğiniz ders veya etkinliği tıklayarak size en uygun tarih için derse hemen kayıt olabilirsiniz.

Sizin sorunuz hangisi?

“Hayat için fikirler” mottosuyla hareket eden The School of Life’a ülkemizden de birçok ünlü isim katılıyor. Oldukça ilgi gösterilen atölyelerin başında Ece Temelkuran’dan Tanrıça’nın Yedi Kuralı… Kadınlar kendi hayatlarının kraliçelerine dönüşünce mutlu oluyorlar mı? Türkiye’nin en etkili yazarlarından Ece Temelkuran, The School of Life Istanbul’un bu özel etkinliğinde kadınlara soruyor: “Öyle olsaydı hepimiz birbirimize Facebook’a koyduğumuz neşeli fotoğraflarla ne kadar iyi olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyor olmazdık, ne dersiniz?” Eğleniyoruz ama mutlu muyuz? Kadınlarla, kadınlara, kadınlardan bir konuşma…

Etkinliğin önde gelen etkinliklerinden bir diğeri de Serra Yılmaz’ın liderliğini yaptığı “hayatı Doğaçlamak”… Bir oyunculuk eğitim yöntemi olarak bilinen doğaçlamayı hayatınıza uyarlamayı hiç denediniz mi? Türkiye’nin önde gelen tiyatro ve sinema oyuncusu Serra Yılmaz, The School of Life İstanbul ile hayatı daha fazla doğaçlayarak nasıl daha keyifli kılabileceğimiz hakkında bir söyleşi gerçekleştiriyor.

Aşkı Nasıl Zinde Tutarız?

İş, aşk, birey, ev ve sosyal hayat gibi birçok kategoride etkinliği bulunan The School Of Life İstanbul’da Itır Erhart, “Aşkı Nasıl Zinde Tutarız” sorusunun da cevabını veriyor. Aşkın hayatımıza belli dönemlerde girip belli dönemlerinde bizden uzaklaşması normal midir? Yoksa aşkı bulunca onu uzun ömürlü kılmak mümkün müdür? Cinsel arzu, âşıkları bir arada tutan, ruhlarının bir olmasını sağlayan temel bir güdü müdür yoksa bir ilişkideki arkadaşlık ve güvenle karşılaştırıldığında ilişkinin soluk bir eşlikçisi mi? Sevgilimizin ya da eşimizin kişiliğini en ince ayrıntısına kadar tanıma çabası içinde olmalı mıyız? Yoksa onun gizemli yönlerini kabullenerek ona duyduğumuz ilgiyi sürekli mi kılmalıyız? Bu atölyede tüm bu sorularla birlikte uzun süreli ilişkilerde, aşkta sonsuz mutluluk hayallerimizin hayatın katı gerçekleriyle birlikte nasıl varolabileceğini ve bunun daha geniş bir aşk ekolojisinin parçası olup olamayacağını tartışılıyor. Projenin önderliğini Itır Erhart üstleniyor. Halen İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde toplumsal cinsiyet, insan hakları, spor ve medya üzerine dersler veren Itır Erhart, Türkiye’nin ilk yardımseverlik koşusu oluşumu olan Adım Adım’ın kurucuları arasında. Bu alanda yaptığı çalışmalardan dolayı 2009 yılında “Fark Yaratanlar” programına konuk oldu ve 2010 yılında Ten Outstanding Young  Persons jüri özel ödülünü aldı.

 Endişeyle birlikte varolmayı öğren

Okul, çalışma hayatı, stres, kalabalık, trafik, yoğunluk… Şüphesiz hepimizin yaşadığı bu sürekli koşturma hali arasında durup nefes almaya ihtiyacımız var. Peki bunu nasıl başarabiliriz? Kerim Akallı Üsküdar sakin kalmayı başarmak üzerine hazırladığı atölyesine katılımcılarını bekliyor. Bu derste ilk olarak endişeyi, özgürlük ile ölümün kaçınılmazlığına karşı geliştirdiğimiz doğal bir tepki olarak gören ve varoluşumuzun ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri süren Søren Kierkegaard ile Paul Tillich gibi teolog ve felsefecilerin yaklaşımları inceleniyor. Daha sonra, üzerinde çalışabileceğimiz iki ilişki üzerinde duruluyor: dünyayla ve kendimizle olan ilişkilerimiz. Hayatta kalma öykülerinden, felsefeden, farkındalık teorisinden ve karnaval tarihinden yararlanarak duygusal sağlığımızı korumanın ve genel olarak sakin bir ruh halini yakalamanın yollarını aramak mümkün. Bu çerçevede doğa, güzellik ve tragedyadan ne öğrenebiliriz?  Endişelerimizin kaynağında kendi iç dünyamız değil de dış dünyadaki haksızlık veya ümitsizlikler bulunuyorsa dünyaya ‘karşı gelme’ cesaretini gösterebilir miyiz? Hepsinden öte, endişenin nasıl daha fazla bireysel özgürlüğün ve mutluluğun kapısını aralayacak bir anahtar olabileceği tartışılıyor. Endişeyle birlikte var olmayı, hatta onu aşmayı öğrenerek nasıl daha gerçek hayatlar yaşamayı başarabileceğinizi konuşmak ister miydiniz?

Yaratıcılığını keşfet

Bu hayat okulunda yer alan ünlü isimlerden biri de Pelin Batu… Pelin Batu da katılımcılarla birlikte “Nasıl Yaratıcı Olunur?” sorusunun cevabını arıyor. Baş döndürücü bir hızla değişen günümüz dünyasında ayakta kalabilmek için yaratıcı becerilerimizi sonuna dek kullanmak zorundayız. Peki ama içimizde zaten var olan yaratıcı potansiyeli harekete geçirmeyi nasıl başarırız?

Bu dersin amacı, yaratıcılığımızı deneyler ve araştırma yoluyla artırmanın pratik yöntemlerini sunmak. İlk olarak sezgilerin, keyifli zaman geçirmenin ve hayal kurmanın neden yenilikçiliğin olmazsa olmazları olduğunu keşfedeceksiniz. Sonra yaratıcı süreçteki tıkanmaların ve sıkıntıların yaratıcılığın önünde engel değil onu harekete geçiren itici güçler olduğunu göreceksiniz. Ayrıca bu atölyede yaratıcı süreçte çevremizden gelen eleştiriler, karşılaştığımız kısıtlar ve yaşadığımız başarısızlıklarla daha kolay başa çıkmanın yollarını geçmişin ve günümüzün bilge felsefi yaklaşımlarından yararlanarak tartışma imkanı da sunulacak.

Sıkıcı sohbetlerden sıyrıl, muhabbetin tadına var

Sadece iş ya da özel hayatıma değil günlük hayatımıza da etki edecek etkinliklere katılmak mümkün. Örneğin Sami Bugay sayesinde nasıl daha iyi sohbet edebileceğinize dair ipuçları yakalayabilirsiniz. Yepyeni bakış açıları edinmemiz için bize ilham veren, merak duygumuzu tetikleyen ve daha önce hiç söylemediğimiz şeylerin ağzımızdan dökülüverdiği sohbet ortamlarını nasıl yaratabiliriz? Eşimizle, sevgilimizle sohbet ederken neleri dikkate alabiliriz? Hem iş hayatında hem de kimi zaman ailemizle yemek masasında zorlu sohbetleri nasıl yürütmeli?

Sohbet etme sanatını birlikte keşfedeceğimiz bu derste Dr Johnson’dan Woody Allen’a bu sanatın ustalarından dersler alarak sohbet etmenin tarihine göz atabilirsiniz. Nelerin işe yarayıp nelerin yaramadığını tespit etmek için sohbet etmenin psikolojisini ve felsefesini tartışarak birbirimizi anlamayı olanaksızlaştıran önyargıları ve yanlış varsayımları ele almak mümkün. Sıradan, sıkıcı sohbetleri geride bırakıp bizi ve dünyamızı zenginleştiren, lezzetli, macera dolu sohbetlerin tadını keşfetmeye ne dersiniz?

Powered by Openmedia