Krizle şekillenen dünya ekonomisine yön verecekler

BİLGİ’nin 2008’de eğitime açtığı, Türkiye’nin ilk ve tek Uluslararası Ekonomi Politik Yüksek Lisans Programı, son küresel krizle yeniden şekillenen dünya ekonomisini anlayacak, ona yön verecek ekonomistler yetiştiriyor.

Son küresel kriz bir kez daha, üretimin ve üretim ilişkilerinin önemini net bir şekilde ortaya koydu. Yine bu kriz sayesinde; dünya ekonomisini anlamanın ve ulusal ekonomileri, dünya ekonomisi ile ilişkisi içinde değerlendirmenin hem akademik hem de iş dünyası açısından ne kadar önemli olduğu bir kez daha görüldü. Çünkü bu karmaşık gerçeklik yani yeniden şekillenen dünya ekonomisi, tek bir çalışma alanı ile incelenemeyecek kadar çok boyutlu. Dolayısıyla uluslararası ilişkiler, ekonomi ve siyaset bilimi gibi üç temel çalışma alanını birleştiren Uluslararası Ekonomi Politik (UEP) eğitimi gibi akademik veya profesyonel iş yaşamı için önemi artan bir bilgi birikimi sunan bir çalışma alanı, her zamankinden daha önemli bir hale geldi. Bunun en temel göstergelerinden biri de, ABD ve Avrupa’da UEP programlarının artması ve sadece ekonomi alanından değil çok farklı disiplinlerden öğrencilerin buluşma noktası haline gelmesi oldu.
Küresel krizden önce bu gelişmeyi fark eden ve çalışmalara başlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi de son büyük küresel krizin patlak verdiği bir dönemde, 2008 güz yarıyılında, Türkiye’nin ilk ve tek Uluslararası Ekonomi Politik Yüksek Lisans Programı’nı eğitime açtı. Programın direktörü Yrd. Doç. Dr. Şadan İnan Rüma, programın içeriğinde ekonomi derslerinin belli bir ağırlığı olmasıyla birlikte, derslerin genel yapısı ve uygulamasının, UEP’yi farklı disiplinlerden gelen kuramsal perspektifler ve analitik araçlarla birlikte anlamaya yardımcı olacak biçimde hazırlandığını söylüyor.


Profesyonellere de alternatif sunuyor

 

Ekonomi dışı alanlardan gelen öğrencilerin de içeriği ve yönelimi itibarıyla disiplinlerarası olan UEP yüksek lisans programlarına katılabildiğini ve başarılı olduğunu belirten Rüma, “Program, çok yönlü içeriği ile akademik hayata devam etmek isteyen öğrencilere de iş hayatlarında bilgisel derinlik ve çeşitliliğe ihtiyaç duyan profesyonellere de güçlü bir alternatif sunuyor” diyor.

Rüma, 2007 yılında oluşturan ancak 2008’de eğitime başlayan programın ana amacını şöyle açıklıyor; “Hızlı ve yoğun bir küreselleşme safhasından geçen ve ekonomik krizin etkisinde olan dünyayı ve özellikle son dönemde küresel ekonomi ve siyaset ile hızlı bir etkileşim ve bütünleşme içerisine giren Türkiye’yi anlama, açıklama ve değiştirme çabası ile çeşitli meslek ve formasyona sahip tüm öğrencilerin bu çabaları kendi hayatlarına yansıtabilmeleri; akademik/mesleki/gündelik hayata dair seçenekler geliştirebilme ve değerlendirebilmeleri için gerekli formasyonu sağlamak.”

 

Henüz yeni bir program olması nedeniyle bugüne kadar, sekiz öğrenci mezun ettiklerini söyleyen Rüma, daha çok iktisat eğitiminden gelen ilk mezunların çoğunun iktisat doktorasına yöneldiğini belirtiyor. Şu aralar mezunlarla öğrencileri birleştirecekleri bir veri tabanı ve etkinlikler üzerinde çalıştıklarını açıklayan İnan Rüma, programda halen okuyan 18 öğrencilerinin olduğunu söylüyor. Bu öğrencilerden yedisinin Eylül 2011’de eğitime başladığını, kalan 11’inin ise tez veya proje aşamasında olduğunu belirtiyor.

Program mülakatla öğrenci alıyor

 

Programa öğrenci kabul etmelerindeki en temel kriteri; ‘öğrenmeye istekli olmaları’ şeklinde açıklayan Rüma, uluslararası ekonomi politik çerçevesinde bir bilgi sınavı yapmadıklarını, bunları zaten programda anlattıklarını dile getiriyor. O nedenle programa mülakatla öğrenci aldıklarının altını çiziyor. Rüma, “Bizim için önemli olan o bilgileri almaya istekli olmaları ve elbette, hangi bilgileri alacaklarını bilerek buraya gelmeleri. Kimseyi yanlış yönlendirmek istemeyiz, bizim burada ne yaptığımızı bilen ve bunu isteyen öğrencilerin gelmesi gerekir. Ekonomi dışı alanlardan gelen öğrenciler de zaten içeriği ve yönelimi gereği disiplinlerarası olan UEP yüksek lisans programına katılabiliyor ve başarılı oluyorlar” diye konuşuyor.

 

Sosyal bilimler dışındaki alanlardan gelen öğrencilerin de temel okumalara ayrıca zaman ayırmaları durumunda başarılı olduklarının gözlemlendiğini sözlerine ekleyen İnan Rüma, şöyle devam ediyor: “Program çok yönlü içeriği ile akademik hayata devam etmek isteyen öğrencilere de iş hayatlarında bilgisel derinlik ve çeşitliliğe ihtiyaç duyan çalışanlara da güçlü bir alternatif sunuyor. Çalışma hayatının orta devresinde yapmakta olduğu işe bir siyasi iktisadi derinlik katmak ve kendine yeni perspektifler kazandırmak için programımıza katılan öğrencilerimiz var ve hem biz onlardan memnunuz hem onlar bizden.”

Programın eğitim dilinin İngilizce olduğunu da açıklayan Rüma, öğrencilerin taleplerine bağlı olarak derslerde Türkçe tekrarlar veya ek tartışma saatleri yapılabildiğinin altını çiziyor. Programda tezli ve tezsiz olmak üzere iki seçeneğin olduğunu belirten Rüma, bununla ilgili şu bilgileri veriyor: “Her ikisi için de ortak beş adet zorunlu ders var, tezli seçenektekiler iki tane de seçmeli ders alırken, tezsiz seçenler için bu sayı beş. Zorunlu derslerimiz ilk dönem Dünya İktisat Tarihi ve Araştırma Yöntemleri dersleridir. Bu derslerde temel kavram ve tartışmaları tarihsel-toplumsal bağlamları içerisinde ele alarak, hem öğrencilerimiz için gerekli Uluslararası Ekonomi Politik’e giriş aşamasını gerçekleştiriyoruz, hem de derslerin ana içerikleri olan iktisat tarihi ve araştırma yöntemleri temel bilgilerini veriyoruz. İkinci dönem daha ağır içeriklere sahip olan Uluslararası Ekonomi Politik ve Küresel Makroekonomi dersleri ile Uluslararası Ekonomi Politiğin temel bir uygulama alanı olarak Uluslararası İlişkilerin Ekonomi Politiği derslerimiz var.”

Türkiye’deki ilk ve tek program

 

Öğrencilerin seçmeli derslerini İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin diğer bütün yüksek lisans ve doktora programlarından alabildiğini dile getiren İnan Rüma, zaten birçok öğrencinin diğer yüksek lisans alanlarından ders alarak Uluslararası Ekonomi Politik’in disiplinlerararası çalışma anlayışına da uygun önemli çalışmalar yaptığına dikkat çekiyor.

Türkiye’de Uluslararası Ekonomi Politik ismi ile bu çalışmaları yapan ilk ve şu an itibariyle tek program olduklarını vurgulayan Rüma, programın ülkemizde de giderek önem kazandığını ve ilginin arttığını, başka üniversitelerin de bu çalışmalara eğilmesinden anlayabileceğimizi belirtiyor. “Diğer üniversitelerin çalışmalarını da takip ediyoruz, Türkiye’de çok eksik kalan bir alanda böyle gelişmeler olmasını sevindirici buluyoruz. Biz bu konuda deneyim sahibiyiz ve öncülük etmekten gurur duyuyoruz” diye konuşan Rüma, şu an henüz olmasa da uluslararası bir işbirliği konusunda istekli ama temkinli hareket ettiklerini ifade ediyor. Sırf öğrencileri etkilemiş olmak için şekli bir uluslararasılık fikrine sıcak bakmadıklarına değinen Rüma, “Ancak, programımız ile örtüşen uluslararası kurumlar ile iletişime geçerek öğrencilerimizin bir dönemlik ders almaları veya staj yapmaları için girişimlere başlıyoruz. Bunda da daha ziyade öğrencilerimizin tercihlerine göre hareket ediyoruz. Yani, biz onlara bir kurum dayatmıyoruz, onların tercihleri doğrultusunda iletişime geçiyoruz. Ancak henüz bu konuda sonuçlanan bir örnek olmadığını da söylemeliyim” diyor.

Program, öğrencilerle geliştiriliyor

 

Öğrencilere staj konusunda dayatma yapmadıklarını söyleyen İnan Rüma, programın içeriği geniş yelpazeli olduğu için çok çeşitli hedef ve merak sahibi öğrencileri olduğunu, onlara staj için bir kurum dayatmanın anlamsız olduğunu dile getiriyor. Onların tercihleri doğrultusunda hareket ettiklerini söylüyor ve ekliyor: “Bu yılki öğrenci kadromuz bu açıdan çok renkli ve istekli; ikinci dönem seminer dersi çerçevesinde bu yönde çalışmalar yapacağız.”

Programın çok yönlü içeriği ile akademik hayata devam etmek isteyen öğrencilere de iş hayatlarında bilgisel derinlik ve çeşitliliğe ihtiyaç duyan çalışanlara da güçlü bir alternatif sunduğunu tekrarlayan Rüma, programı sadece bir yüksek lisans programı, öğrencileri de sadece öğrenci olarak görmediklerini ifade ediyor ve şunları söylüyor: “Türkiye’de azımsanmış bir çalışma alanının parçası olacak, ekonomi politik camiası içinde yerini alacak insanlar, dostlar olarak görüyoruz.”

Bu camianın parçası olmak isteyen, her ne iş yapacak olursa olsun, hem işine hem gündelik hayatına siyasi iktisadi bir derinlik kazandırmak isteyen insanları programa beklediklerinin altını çizen İnan Rüma, “Bu program sadece öğrencilerimize sunduğumuz bir bilgi bütünlüğü değil, onlarla beraber geliştirdiğimiz bir çalışma alanı. Öğrencilerimizin de bunun bilinciyle hareket etmeleri bizi mutlu ediyor” diyor.

Mezunların, iş hayatında hangi avantajlara sahip olduğu, iş ararken, hangi alanlarda ilk tercih edilecek kişiler olduğu yönünde ise şöyle konuşuyor: “Çalışma hayatından gelen bir öğrencimizin mülakattaki sözleri ile cevap vereyim. ‘Çalıştığım sektörde yatırım analizi ne demek bilinmiyor bile, yatırım yaparken hiçbir ölçütleri yok, ben buraya bunu öğrenmeye geliyorum.’ Türkiye’de iş hayatında siyasi iktisat nosyonu olan, bu derinlik ve çok yönlülükle işine ve kariyerine yaklaşan insan sayısı çok düşük ne yazık ki. Mezunlarımızın da iş hayatındaki en önemli avantajı bu olacak.”

Programla ilgili gelecek planlarının bazıları ile ilgili bilgi de veren İnan Rüma, ikinci dönem hem akademik dünyadan hem de iş dünyasından önemli konukları ağırlayarak onların çalışma alanları üzerine uzmanlaşan bir seminer dizisi oluşturacaklarını belirtiyor. Rüma, bunun dışındaki çalışma ve projelerin öğrencilerin çalışma ve taleplerine göre şekillendiğini dile getiriyor.

Powered by Openmedia