Erkek modasına neler oluyor?

Zaman geçiyor, insanlar değişiyor tabi moda da değişiyor. Trendler çok hızlı doğup, ölüyor. Erkek modası da bundan nasibini alıyor. Gittikçe kısalmaya ve daralmaya başlayan pantolonlar salgın hastalık gibi bulaşmaya başladı. Hayatta giymem diyenler bile o paçaları kısaltır oldu. Ortaya “modaya körü körüne bağlanmak” anlayışı çıkıyor.

Hazırlayan: Buse Saray

Ama biz modayı yeni çıkan trendleri kendine yakıştırabilmesi olarak biliyorduk. Hal böyle olunca “Bu yaz sokakta nasıl giyinmiş erkeklerle karşılaşacağız?” sorusu ister istemez kafaları kurcalıyor.

Gelişen teknoloji ile birlikte herkes internette her şeyi takip eder, sosyal medya yatak odamıza bile girer ve herkes ilgi odağı olmak ister oldu. Bu da imajı önemli hale getirdi, seçenekler çoğaldı. Erkeklerin modaya ilgisi her geçen gün arttı ve artıyor. Artık vücutlarına uygun takım elbise giyiyor, ayakkabılarına özen gösteriyor ve trendleri yakından takip ediyorlar. Hatta podyumlarda gördükleri mankenler gibi olmaya da çalışıyorlar. Erkek modasında her sezon kalıplar değişiyor ve bunu da kabul etmek zor olabiliyor. Günümüzün karmaşıklaşan modası geçmiş yıllarda erkekler nasıl giyiniyordu diye merak ettiriyor.

1900’lü yılların başlarında yüksek sosyete denilen kesim ön plandaydı. Abartılı şapkalar, takım elbiseler, ekose desenli dar kesim pantolonlar kullanılıyordu. 1960’lar kadife ceketler, kot gömlekler, dik yakalı dar kazaklar, bedene sıkıca oturmuş ceketler, yüksek belli dar paçalı pantolonlarla geçti. İngiliz Beatles grubunun kendine özgü tarzının popülerleşmesiyle unisex giyim tarzı ortaya çıktı. 1970’ler ise özgürleşme isteği çok fazla olduğu için bu giyime de yansımıştı. Dar kalıplar çok fazla dikkat çekerken, oldukça abartılı giyimler söz konusuydu. 1980’lerde moda, müzik ve spordan çok etkilendi. Pop starlar ve ünlü sporcular günlük kıyafetleriyle modaya yön verdi ortaya karmaşık ve abartılı bir stil çıktı. Vatkalı ceketler, hafif kıyafetler, jean parçalar, bol pantolonlar ve deri ceket vazgeçilmez oldu. 1990’lar rock müzik ve metal gruplar kendini gösterdi ve moda anlayışını da etkiledi. Ama erkek giyiminde her şeyden biraz vardı; geçmiş yılların moda akımları tekrar kendini gösteriyordu. Serbest bir stil anlayışı vardı. Motosikletçi tarzı, deri ceketler, renkli desenler, grafitiler, kovboy çizmeleri, yumurta topuklar, oduncu gömlekleri, yüksek belli kesimler, pilili pantolonlar modaydı. 2000’lere gelirsek başlarda bir anda rahat ve salaş ama dikkat çekici kıyafetler yükselişe geçti. Ama 2004’te itibaren erkekler ters köşe yaptı ve erkek modası feminen izler taşımaya başladı. Klasik görünüme kavuştuk. Çizgili takım elbiseler, klasik ayakkabılar, beyaz gömlekler sık kullanılır oldu. Hatta özel gün dışında farklı kombinlerle günlük hayatta yer almaya başladı.

Günümüzün modası ise slim fit. Gömlekten pantolona slim fit kesimler tercih edilir oldu. Çift düğmeli takımların yerini tek düğmeli slim fit takımlar, bol kalıp pantolonların yerini dar kalıplar, bildiğimiz paça boyunun yerini ise dar ve kısa paçalar aldı. Pembe ise erkeklerde görmeyi yadırgamadığımız bir renk oldu. Canlı renkler ve desenler erkeklerin vazgeçilmezi oldu. Kolyeler, bileklikler, devasa çantalar, büyük güneş gözlükleri olmazsa olmaz oldu.

Yani erkek modası kadın modası kadar farklı seçenekler sunmuyordu derken erkekler birden sınıf atladı. Gittikçe daralan parçalar, feminen renkler ve desenler derken kadınlardan rol çalmaya başladılar. “Yoksa moda dünyası cinsiyetleri ortadan kaldırıp unisex mi oluyor?” diyorduk ki yakın zamanda moda dünyası kadın ve erkek koleksiyonlarını birlikte sunma konusunda tartışma içerisinde olduğunu hatırladık. Çoğu modaevi ve tasarımcı, erkek ve kadın koleksiyonlarını beraber sunmaya kararı alırken buna karşı duranlarda vardı. New York cesur bir adım atarak kadın ve erkek moda haftasını ayırdı. İşte tam da bu karmaşanın içerisinde Balenciaga erkekleri yedirmeyiz deyip Paris Erkek Moda Haftası’nda ilk defilesini gerçekleştirdi. Sezonlar geçtikce erkek modası daha da karmaşıklaşıyor. Louis Vuitton reklam kampanyası için erkek bir mankene etek giydirirken, Burberry Sonbahar/Kış 2016 defilesinde sim makyajlı erkekleri, bu işe tuz biber oldu. Durum böyle olunca erkeklerin modaya ayırdığı bütçenin yanı sıra ilgisi de tırmanışa geçti.

Moda dünyasındaki değişen bu cinsiyet anlayışı üzerine yapılan bir araştırmaya göre kadınların artık kendilerini savunacak, koruyacak erkeklere ihtiyacı olmadığı için daha güçlü ve koruyucu erkekleri tercih etmiyor. Yani günümüz kadınları daha güçlü ve koruyucu erkekler yerine hassas, romantik, evde kendisine yardım eden, onu düşünen feminen erkeklerden hoşlanıyor. Bu da trençkotlu centilmenler yerine feminen giyimli erkeklerin göze batmaması demek oluyor.

Bugünün modası kafaları karıştırdı ama iyi giyinmenin tanımı değişti mi? Hayır değişmedi. İyi giyinmek için trendleri gözü kapalı uygulamak yerine kendinize, stilinize yakışan çizgilerini, renklerini seçin. Bunu yapabilmek için de vücudunuzu tanımanız, kusurlarınızı iyi bilmek, yakışan renk ve kesimler hakkında bilinçli olmanız gerekiyor. Tabi bir de dürüst olmak!


Powered by Openmedia