Caligo Teknoloji Yönetici Ortağı Muharrem İşeri, mezun olunan üniversitenin öğrenci ile kontak halinde kalabilmesinin değerine vurgu yaparken iki ortaklı yürüttükleri girişiminden detaylı bir şekilde bizlere aktardı.
1) Öncelikle bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
1983 yılında İstanbul’da doğdum. Çok parlak bir öğrenci olduğumu söyleyemem, hatta çokça başarısız denemelerim de olmuştur ama her daim yeni şeyler öğrenmeye açık ve meraklı birisi olduğumu söyleyebilirim. En sonunda da 2008 yılında Işık Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden 2014 yılında da Bilgi MBA programından mezun oldum. Üniversite yıllarından bugüne ara vermeden çalıştığımı ve farklı sektörlerde (üretim, sağlık, finans, spor) de IT projelerinde bulunduğumu ifade edebilirim. Çalışma hayatına başlamak için diplomaya bugünün dünyasında kesinlikle ihtiyaç olmadığını, yeteneklerinizi geliştirmek için harekete geçmeniz gerektiği kanısındayım.
2) BİLGİ’yi tercih etme sebebiniz neydi? Üniversite yılllarınız nasıl geçti, neler yaptınız?
Fikrinizi özgürce paylaşabildiğiniz, esasında olması gerektiği gibi tabii, piyasa-akademi bütünleşmesine çok iyi bir örnek olduğu için tercih ettim diyebilirim. MBA programını ben biraz yayarak bitirmiştim, bunun da faydasını gördüm. Metehan Sekban, Uğur Özmen hocalarımızdan yeterince istifade etmeye özen gösterdim. Ders dışında Metehan Hoca’dan yayın takibi, kitap vs. anlamında da çok kapısını aşındırdığımı hatırlıyorum. Hatta sonrasında doktora için niyetim olmuştu ama girişimimizden (CALIGO) dolayı şimdilik askıya aldım diyebilirim.
Bir kere Santralİstanbul gibi bir olanak var ki müthiş bir keyif. İnsan orada gerçekten kendisini talebe hissediyor. Öğrenme dürtüsünü harekete geçen bir dinamizm var orada bence. COVID-19 dolayısı ile olmasa bile, önceden sıklıkla ailemle de vakit geçirmek için ziyaret ettiğimiz bir kampüs. Tüm öğrencilerin kıymet bilmesi gereken bir habitat bence. Yakın bir arkadaşımın ısrarlı tavsiyesi ile duyduğum BİLGİ MBA programını, mezun olmaya yakın tanıdığım 3 kişinin programa katılmasına vesile olduğumu söylemeliyim, bağımlılık yapıyor sanırım.
3) Girişiminiz hakkında bilgi verebilir misiniz?
İş Bankası iştiraki Softtech A.Ş.’de ve Denizbank iştiraki olan Intertech A.Ş.’de geçen 8 yıla yakın ‘kurumsal çalışma’ hayatımdan sonra 2 kurucu ortak olarak yola çıktığımız bir teknoloji danışmanlık şirketi; CALIGO Teknoloji A.Ş. Kurumsal hayatta biriktirdiklerimizi, çokça yaptığımız araştırma ve organizasyonel düşüncelere dair ne varsa kafamızdan geçenleri hayata geçirebildiğim bir oluşum diyebilirim.
2015 yılında kurulduk ve şu anda 40 kişiye yaklaştık çalışan sayısında. Banka, telekomünikasyon ve sigorta endüstrisinde alanın lider kurumları ile birlikte dijital dönüşüm, veri analitiği alanlarında projeler üretiyor ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Zaman zaman yurt dışında yaşama ve çalışma furyasından biz de etkilensek de (ABD, İrlanda, İsveç, Almanya gibi ülkelere kayıp verdik) şu anda alanında çok iyi konumundaki mühendislerle uluslararası projeler yapmaktan son derece keyif alıyoruz. Açıkçası, ortağımın da benim de geçmiş yıllarda çalıştığımız bu şirketlere şu anda masanın diğer tarafında olup danışmanlık hizmeti sağlıyor olmamız hem sorumluluk yükleyici hem de gurur verici bir sonuç olduğunu söylemeliyim.
4) Girişimci olma yolunuzda BİLGİ’nin size ne gibi katkıları oldu, nasıl kolaylıklar sağladı?
BİLGİ mezuniyet sonrasında dahi sizinle kontakta kalmayı başarabilen bir platforma sahip, bunun değerini iş hayatına atıldıktan sonra daha iyi anlıyorsunuz. Birçok üniversitede göremezsiniz örneğini. Piyasa ve akademinin barışması, birbirine yaklaşması gerçekten çok kıymetli. Malumunuz, girişimcilik doğası gereği farklı ve özgür düşünmeyi gerektiriyor, işte bu noktada düşünebilmek için Santral’de epey vaktim olduğunu anımsıyorum.
BİLGİ’nin özellikle MBA derslerinde okuduğumuz tüm o pazarlama ve yönetim guruların out-of-box thinking kavramını özümsemek konusunda epey katkısı olduğunu itiraf etmeliyim.
