Dijital ortam Mimarlık Fakültesi’nin geleceğini de etkileyecek

Mimarlık Fakültesi Dekanı Zuhal Ulusoy, Bilgi Üniversitesi Mimarlık Lisans ve Yüksek Lisans programlarının öne çıkan özelliklerinden, öğrencilerin nasıl kapsamlı bir şekilde desteklendiğinden, ayrıştırıcı yönlerinden ve eğitimin gelecekte nasıl şekilleneceğinden bahsetti. 

Bu yıl Bilgi Üniversitesi Mimarlık Lisans Programı 10. yılını, Yüksek Lisans Programı ise 15. yılını dolduruyor. Hem lisans hem yüksek lisans programı için bu geçen süreyi nasıl değerlendirirsiniz?

Bilgi Mimarlık Yüksek Lisans Programı Türkiye’de daha önce pek olmayan bir model üzerinden kurgulanmış, lisansüstü mimarlık eğitimine yepyeni bir vizyon getirmişti. Dört yıllık lisans eğitiminin mimarlık alanında mesleki yetkinlik açısından yetersiz kaldığı kabulüyle öğrencilerin mesleği ustalardan öğrenecekleri lisans eğitiminin devamı niteliğinde bir model öneriyordu. Tezsiz olarak kurgulanan Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı açılıp öğrenci almaya başladığında Türkiye’nin belli başlı mimarlık okullarındaki öğrencilerin yoğun ilgisini çekmiş, kabul edilmek en iddialı mezunlar arasında ciddi bir yarışa dönüşmüştü. 

Geçen bu süreçte lisans programı ve yüksek lisans programı için ayrı ayrı ne gibi değişiklikler oldu, nasıl gelişmeler yaşandı?

2005’te yıl önce seçkin bir grup öğrenciyle profesyonel yetkinlik hedefleyen lisansüstü eğitimin başlamasından sonra 2009-2010 akademik yılında Mimarlık Fakültesi’nin kurulmasıyla Mimarlık, İç Mimarlık ve Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümleri açılmış, lisans seviyesinde eğitime başlanmasıyla birlikte yeni bir yapıya geçilmişti. Bu da elbette her bölüm için çeşitlenen derslerden oluşan müfredat, bunu yürütmek üzere farklı uzmanlık alanlarında nitelikli öğretim elemanı, daha çok sayıda öğrencinin eğitim görmesi, dolayısıyla daha kurumsal bir yapı demek oluyor. İlk açılan Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı’nın yarattığı prestij, bölümler açıldıklarından bu yana yüksek talep olmasının en önemli nedeni. 

Bilgi Mimarlık Fakültesi’nin kuruluşuyla birlikte başlayan değişim sürecinde artan öğrenci sayılarının yarattığı mekân, öğretim elemanı ve teknik altyapı ihtiyaçlarına üniversitenin desteğiyle mevcut kapasiteyi geliştirirken kaliteden ödün vermeyen hızlı çözümler üretilebilmiştir.  Fakültenin bölümleri kendi alanlarında eğitime içerik ve kurgu olarak özgün yaklaşım getiren, farklı bir duruş sergilemesi ve eğitim kalitesiyle benzer bölümlerden ayrışan birimler olmaya devam etti.

Fakülte öğretim elemanları arasında özellikle son yıllarda giderek daha fazla önem verilmesi ve giderek artan akademik üretim yanı sıra kuruluşun temel değerlerinden biri olan toplumla iletişim içinde olma önceliği devam ediyor. Santralistanbul Kampüsü içindeki eski elektrik santrali boilerlerinin olduğu binaya taşınılması Mimarlık Fakültesi’ne yeni bir ilham sağladı ve faaliyetlere ivme kattı.

Mimari Tasarım Tezsiz Yüksek Lisans Programı’na 2012’de Mimarlıkta Tarih, Teori ve Eleştiri Tezli Yüksek Lisans Programı eklendi. Bu iki program birbirinden farklılaşmakla birlikte ortak seçmeli dersler dolayısıyla yakın ilişki ve iş birliği içinde.  

Bu gelişmeler öğrencilerin hayatında ne gibi farklar yaratıyor, kariyer yolculuklarına nasıl katkılar sağlıyor?

Eğitimde öncü modellerin denenmesi, bunun ders müfredatlarından akademik kadronun oluşumu ve teknik altyapıya kadar her alana yansıması bölümleri benzerlerinden ayrıştıran en önemli özellik. Birinci sınıfların büyük oranda ortak olan derslerinin içeriği ve birbirini bütünleyen kurgusu son derece özgün. Proje stüdyoları ile kuramsal dersler arasında köprü görevi üstlenen taşıyan teknik stüdyolar, sürekli gelişen donanımıyla Üretim Laboratuvarı, sektörle ve toplumla sürekli yakın ilişki içinde sürdürülmesi eğitimimizin vazgeçilmez özellikleridir. Böyle bir formasyondan geçerek mezun olan öğrenciler edindikleri niteliklerle öne çıkıyor.  

Mimarlık yüksek lisans programına farklı dallardan katılım kabul oluyor mu? Hangi lisans mezunları daha çok eğilim gösteriyor ve kabul ediliyor?

Mimarlık alanında halen eğitime devam eden iki yüksek lisans programımız var: Mimari Tasarım Tezsiz Yüksek Lisans Programı ve Mimarlıkta Tarih, Teori ve Eleştiri Tezli Yüksek Lisans Programı. Bunlardan ilki profesyonel program olduğu için ancak lisans düzeyinde mesleki eğitim almış öğrenciler kabul ediliyor. Diğeri ise kuramsal ve araştırma ağırlıklı bir program ve farklı alanlardan gelen öğrencilerin başvurularına açık. 

Mimarlık Fakültesi’nin geleceği hakkında öngörüleriniz nelerdir?

Günümüzde küresel olarak hepimizi etkileyen gelişmeleri iki ana eksen üzerinden tartışmak mümkün. Birinci eksen daha çok araçlara dair; en genel anlamda dijital alemin sonsuz ve katlanarak artan olanakları olarak tanımlayabileceğimiz gelişmeler. Bunlar arasında bigdata, mapping, uzaktan eğitim, sayısal tasarım imkanları gibi konular ile bunların kuramsal olarak sorgulanmasını sayabiliriz. Diğer eksen ise içeriğe dair; yaşadığımız dönemdeki küresel krizler, yaşamın kırılganlığına işaret eden, güncel ifadesiyle antroposen çağının sorunları. İklim krizi, doğanın tahribatı, deprem, tsunami gibi doğal afetler, iklim krizi ve savaşlar nedeniyle giderek artan göçmen ve mülteci hareketliliği, çok büyük ölçekte yangınlar, türlerin tükenişi gibi sorunlar ve gelinen geri dönülemez nokta. Bu iki ana eksenin yansıması hemen her disiplinde ve alanda görülmekte, birbirleriyle etkileşim içinde ve kesinlikle multidisipliner yaklaşımla kavranabilmekte, sorgulanabiliyor, çözümler üretilebiliyor. Bilgi Mimarlık Fakültesi’ni bu konuların bilincinde bir akademik kurum olarak tanımlıyor, eğitimimizi bu tür farkındalıklar üzerinden tartışıyor, bu konulara çeşitli biçimlerde cevap verecek çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz.

Bu röportajı tüm dünyanın COVİD-19 pandemisiyle sarsıldığı, bilim insanlarından politikacılara, kamu sağlığı çalışanlarından sokaktaki insana kadar herkesin nasıl baş edileceğini tartıştığı, sosyal mesafelenmeden tüm kentlerin karantinaya alınmasına kadar çeşitli seviyelerde tedbirler alındığı dönemde gerçekleştiriyoruz. Az önce fakültenin vizyonunun dayandığı eksenler olarak ifade ettiğim, dijital alemin olanakları ile küresel krizlerin doğrudan yaşandığı, neredeyse hiç hazırlıklı olmadığımız bir dönüşüme acilen geçmemizin hayati önem arz ettiği bir zamana denk gelmesi bir yandan ironik, diğer yandan ise yerinde bir tespit ve geleceğe hazırlık açısından değerli bir tutum olduğunu düşünüyorum.   

Powered by Openmedia