Londra’da yaşayan Lookbrand Marketing & Brand Consultancy Director Dilara Acar, Koronavirüs sürecinin ülkesinde nasıl geliştiğini, alınan önlemleri ve kişisel hayatına nasıl yansıdığını bizlere aktardı.
Koronavirüs sebebiyle yaşadığınız ülke ne gibi önlemler aldı, nasıl değişiklikler yaşandı?
Koronavirüs ilk duyulmaya başlandığında Londra’daydım. Şubat ayında Londra’da ilk etkilerini görmeye başlamıştık. Fakat ilk zamanlar herhangi bir önlem alınmamıştı. Sadece vatandaşlara ellerini 20 saniye yıkamaları gerektiği, bağışıklık sistemlerini güçlü tutmaları yönünde uyarılar yapılıyordu. Mart ayında da bütün dünyanın da yakından takip ettiği üzere hepimiz Koronavirüs ile yatıp kalkar olduk. 8 Nisan itibarıyla da İngiltere’de vaka sayısı 60,773 oldu.
İngiltere hükümeti uyguladığı politika nedeniyle diğer ülkeler tarafından çok eleştirilse de İngiliz halkı tarafından da çok fazla desteklenmektedir. İnsanları bilinçli olmaya itiyorlar ve durumun ciddiyetini çok şeffaf bir şekilde her gün canlı yayına çıkarak anlatıyor. İnsanların evde kalmalarının gerekliliği vurgulanıyor ama bir yandan da bağışıklığın güçlü olması için de dışarıda 45 dakika spor yapmanın önemini de belirtiyorlar. Her gün canlı yayında Boris Johnson ve kabine üyelerini görmek açıkçası halka bir nebze de olsa güven veriyor. Çünkü halk, devletin şeffaf olduğuna inanıyor. Şu an Boris Johnson’ın pozitif çıkması, elbette halkı biraz endişelendirse de durumunun iyiye gittiğini bilmek herkesi mutlu ediyor.
Koronavirüs için yapılan değişikliklere uyum süreciniz ne durumda? Aile hayatınızda ne tür değişiklikler yaşanıyor?
Koronavirüs süreci herkesi etkilediği gibi beni de çok etkiliyor. 25 Mart’ta Londra’dan İstanbul’a döndüm. Aktarmalı olarak İstanbul’a geldim. Açıkçası psikolojik olarak zor ve yorucu bir yolculuk yaşadım. 14 gün kendimi ev karantinasına aldım. Hiçbir belirti çıkmadığı için çok mutluyum fakat kendime gerçekten bu dönemde daha çok dikkat ediyorum. Aile hayatımız da bu dönemde fazlasıyla etkilendi tabii, onları görememek, birlikte olamamak çok zor. Herkesin sağlığının iyi olduğunu bilmek şu dönem en çok şükrettiğim konuların başında geliyor. Bu sürecin geçeceğini biliyoruz. Bu yüzden en sağlıklı şekilde atlatmak bizim ailemizin önceliği.
Koronavirüs iş yaşamında nasıl zorunlu değişiklikler getirdi, iş yaşamınıza yansımalarından bahsedebilir misiniz?
Ekim 2019’dan bu yana kendi şirketim üzerinden pazarlama ve marka danışmanlığı yapmaktayım. Müşterilerimin çoğu yurt dışında bu nedenle onlara uzaktan destek veriyordum; çok fazla etkilenmedim diyebilirim. Birçok toplantımı Zoom ve Skype üzerinden yapmaktaydım. Evden çalışma disiplinim önceden oluşmuştu. Şu an herkesin bu şekilde çalışması benim açımdan gayet olumlu. İş hayatına olumlu etkisi olduğu gibi olumsuz etkilerini biraz daha uzun vadede göreceğimizi düşünüyorum. Birçok firma özellikle bu dönem pazarlama bütçelerine kısıtlama getirmekte, bu da benim işlerimde azalma görüleceğinin sinyalini veriyor.
Koronavirüs için kişisel olarak ne gibi önlemler aldınız?
Aldığım en büyük önlem, hijyene yönelik. Elimi sık sık yıkıyorum. Bağışıklık sistemimi güçlü tutmak için vitaminler alıyorum ve evde mutlaka 30 dakika da olsa spor yapmaya çalışıyorum. Ayrıca yeme ve uyku düzenime dikkat ediyorum. Umarım en kısa sürede her şey normale döner ve sağlıklı günler geçiriyor oluruz.