REKLAMCILAR: Reklamın her aşamasında var

Kerem Kanık / Reklamcılık 2002 / Alametifarika Kreatif Direktör

Başta Turkcell olmak üzere müşterilerinin reklamlarına metin de yazıyor, müzik de yapıyor, film de çekiyor. Kerem iyi bir reklamcının, işin her aşamasından anlaması gerektiğine inanıyor.


Kerem, mezun olduktan sonra iki yıl profesyonel olarak müzikle uğraşır. Vega grubunda gitarist olarak sürdürdüğü müzik hayatını, annesinin “Oğlumuz çalgıcı oldu napıcaz şimdi” demesiyle daraltmaya karar verir. Alametifarika ile bu dönemde tanışır. 2004 yılı Ocak ayında Alametifarika yeni kurulurken ona bir deneme süresi yaşayacağı söylenir. “Gittim oturdum ve yazmaya başladım. Deneme süresi düşündüğümden çok daha kısa sürdü ve reklamcılık hayatıma başladım. Kuruluşundan beri Alametifarika’dayım. Metin yazarı olarak başladım işe” diyen Kerem, bugüne kadar Digiturk, Pınar, Toyota, Exper, Arzum, Garanti Emeklilik gibi çok sayıda marka için çalışır. Ancak Turkcell, bu sürecin en dominant müşterisi olur onun için. 7 yıldır ekip olarak, Tembeller ve Cello’nun maceralarından tutun da, HazırKart, gnçtrkcll, Turkcell Super Lig, İştcell ve Cellocanlar’a kadar sayısız Turkcell işi çıkarırlar. Geçen seneki Recep İvedik filmlerinden sonra bu sene de Tosun kampanyaları Kerem’in zamanının çoğunu alır.

Kerem bu arada, geçmişteki muzik kariyeriden reklam sektöründe de yararlanıyor. Jingle yapıyor, ekranlarda izledigimiz Turkcell filmlerinin muziklerini de elinden geldigi kadar yapmaya çalışır. Bunun dışında Pınar, Garanti, Yenibir İş ve Milliyet’le çalıştığı dönemler içinde de jingle yapar. Yönetmenliğe de ucundan merakı olan Kerem’in, bazen ufak tefek film çekme girişimleri de olur. Turkcell’in promo filmleri, Toyota’nın “arabada uyuyan bebekler” ve Arzum’un filmlerine yönetmenlik yapar.

Alametifarika’nın tarihi = Kerem’in kariyeri

Yedi yıl önce çalışmaya başladığı Alametifarika’da bugün kreatif direktör olarak çalışmalarını sürdürüyor. Bu sürede Turkcell, gnçtrkcll, İştcell, Turkcell SuperLig, Pınar, Exper, Digiturk, Milliyet, Garanti Emeklilik, Toyota, Arzum, Kanyon, Tuborg markaları onun sorumluluğunda olur. “Bu işe metin yazarı olarak başladım ancak bir işin iyi olmasını istiyorsanız, o işin tamamından kendinizi sorumlu hissetmeniz gerekiyor” diyerek işe bakış açısını anlatan Kerem, ‘ben metnini yazdım, tasarımcı da tasarlasın, yönetmen de çeksin, jingle’cı da müziğini yapsın’ demiyor. Sakıp Sabancı’nın “Her şeyin bir şeyini, bir şeyin her şeyini bileceksin” sözünü çok seviyor ve bu sözü hayatında uygulamaya çalışıyor. Belirli konularla ilgili yorumlar yapmak için o konularla ilgili yeterince bilgiye sahip olmak gerektiğini, bir metin yazarı, reklam filmi çekimi sırasında o filmin çekildiği kameranın lensleri ile ilgili bilgileri öğrenmeyi kendisine iş edinmiyorsa, o kişinin hep metin yazarı olarak kalacağını dile getiriyor.

Alametifarika’nın yaratıcılığın ödüllendirildiği yarışma platformlarına girmediğini, etkinin ödüllendirildiği platformlarda yer aldığını söyleyen Kerem, bu çerçevede aldıkları ödüllerle ilgili şunları söylüyor: “Bu tarz ödüllere örnek olarak Effie’yi verebilirim. Turkcell için hazırladığımız kampanyalar ile Effie’de derecelerimiz oldu. Bunun dışında bizim için en önemli ödül, hazırladığımız reklam filminin halk tarafından beğenilmesi. Bir çok ölçümleme şirketi ile çalışıyoruz. Artık her şey ölçülebiliyor. Yazdığınız bir reklamın ne kadar beğenildiği, ne kadar etkili olduğu, kimi etkilediği gibi soruların cevaplarına ulaşmak bugünlerde çok daha kolay. Özetle, satan reklam mı yazdık, satmayan reklam mı, anında öğrenebiliyoruz. Ekrana koyduğumuz işler, halkımızdan olumlu tepki aldığı anda, biz de alkışı alıyoruz. Bazıları buna ödül de diyor.”

Reklamcılıkta değişen dengeler

Reklamcılık sektörünün çok hızlı bir değişim geçirdiğini düşünüyor Kerem. Ona göre bugün internet sayesinde herkes cep telefonuyla yaptığı bir videoyu tüm dünya ile 0,1 saniye içinde paylaşabiliyor. Hatta bununla kalmayıp, hazırladığı videoya ışık hızında yorum alabiliyor. “Durum bu olunca, bizim meslekte de dengeler yavaş yavaş değişiyor. Bugün bir ürünün pazarlamasını, hazırladığı videoyla o ürünün bizzat kullanıcısı yapıyor. Bu da bizi, işimizi çok daha etkili, çok daha yaratıcı yapmaya zorluyor” diyen Kerem’e göre, ajans olarak çektiğiniz bir filmden daha etkili bir home-video yapıldıysa, bu sizden çok daha yaratıcı birilerinin, dışarlarda bi yerlerde sizin mesleğinizi aslında sizden daha iyi icra ettiğinin en büyük kanıtı. Yani artık meslekteki rakipler, reklam ajanslarında çalışan yüzlerce insan değil, internetin başında oturan milyonlar. Üstelik yapılan bu home-videolar, bugün artık çok etkili olan internet mecrasında çok kısa bir sürede TV’deki işlerden bile ünlü olabiliyor. Bununla ilgili bir çok örneğin olduğunu söyleyen Kerem, gelecek ile ilgili hedeflerin, dijital dünyadan geçmesinde fayda olduğunu vurguluyor.

İş dışındaki zamanlarında haftasonlarını Sapanca’daki evinde geçiren Kerem, spor yapıyor, sinemaya gidiyor ve DVD izliyor. Müzik de hala hayatının en önemli parçası. Ara sıra gitarı eline alıp eski günlerdeki gibi çalmaya çalışıyor ama eskisi kadar iyi olmadığını düşünüyor.

Powered by Openmedia