İlk robotik yarışmalarında ikinci oldular

BİLGİ öğrencilerinden Boran Karaduman, Firas Abdul Ghani, Deniz Ekiz ve Emre Eröz İspanya’nın Madrid şehrinde yapılan uluslararası Laureate Mükemmelliyet Ödülü: “Çevre Yönetimi:Hava Kalitesi” yarışmasında 2. oldular.

Boran ve Firas, Elektrik ve Elektronik, Deniz Bilgisayar Mühendisliği ve Emre Endüstriyel Tasarım son sınıf öğrencisi. Dördünün ortak noktası, öğrenciliklerinin son yıllarında yaptıkları “Ventus V.1.0” isimli interaktif robot projesi ile İspanya’daki uluslararası Laureate Mükemmelliyet Ödülü: “Çevre Yönetimi:Hava Kalitesi” yarışmasında ikinciliği kazanmaları. Hindistan, Ekvador, İspanya, Meksika ve Brezilya ile finalde kapışan öğrencilerin başarılarını söylemesi kolay, ancak yaşaması biraz zor.

Mobil olarak kapalı ve açık alanlarda hava kalitesini 7/24 ölçebilme, ölçülen verileri yorumlayıp internet aracılığıyla aktarabilme yeteneğine sahip robotlarını, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Fazıl Serincan danışmanlığında hazırlayan öğrenciler, risk alarak girdikleri bu yarışmayı başarıyla tamamlayabildiler.

Ekibin lideri ve elektrik elektronikten sorumlu Boran’ın teklifiyle bir araya gelen öğrencilerin katıldığı bu yarışma, organizasyonu yapan Laureate International Universities ağı ile 29 ülkeden bir milyon öğrenciyi kapsıyor. Öğrenciler finale kalabilmek için bütün yaratıcılıklarını kullanarak ve kurallara uygun davranmaya çalışarak projelerini jüriye sunuyorlar. Finale kalan 6 ekip İspanya’nın başkenti Madrid’de Universidad Europea De Madrid ev sahipliğinde jüri karşısına çıkıyor.

Uluslararası ve robotik alanında ilk yarışmaları

Ekip üyelerinin hepsinin hem uluslararası hem de robotik alanında ilk yarışması olan bu yarışmada, öğrenciler ilk aşamaya katılacak en az 45 takım arasında farklılık yaratmayı amaçlamışlar. Bu yüzden vinç mantığıyla tasarladıkları robotlarında farklı bir sensör denemişler. Ve tasarımlarıyla diğer öğrencilerin önüne geçip övgü de almışlar. Ekibin tasarımdan sorumlu üyesi Emre, “Arkadaşlarımla karar verdiğimiz üzere vinç mantığına uygun bir tasarım geliştirdim. Diğer robotlar çok açık, zarar görmeye müsait robotlardı. Bizimki daha kapalı, kavisli ve estetikti. İlk afişleri hazırlarken de diyagramlar, patlamış perspektif görüntüler ile sembolik sunum hazırladım. İlk aşamayı geçmemizi sağlayan da buydu. Sunumda ne gösterdiysek onları yaptık. Söylediğimiz başka, yaptığımız başka olmadı. Hocalardan da, ‘Sizinki en ürün gibi görünen, en şık duran robot’ övgüsünü aldık” diyor.

Buraya kadar her şey olağan seyrindeyken asıl zor olan ise, robotu yarışmanın yapılacağı yere taşımak, gümrükten geçirilmeyen parçaları orada bulabilmek ve tekrar bir araya getirerek çalıştırmayı başarabilmek.

“Çok risk aldık”

Robotların kargoyla uzun yoldan geldikten sonra yıprandığını ve bu yüzden hemen çalışmadığını anlatan ekibin program geliştiricisi Deniz Ekiz, “Oraya vardığımızda herkesin robotu ilk gün, bizimki ikinci gün geldi. Birde biz çok fazla risk aldık. Bataryaları gümrükten geçiremediğimiz için Amazon’dan batarya siparişi vermiştik. Ama bize, ‘Kargoda kaybolmuş’ dediler. Yarışmanın yetkilileri de, ‘Öğle arasında alışverişe çıkar alırsınız’ dediler. Ancak alışverişe çıktığımızda her yerin kapalı olduğunu gördük. Plan Amerika’da yapılmış ama İspanya’da öğle arası ‘fiesta’ ve her yer kapalı. Neyse ki geri döndüğümüzde Amazon’dan bataryalarımızın geldiğini gördük” diyor.

“Jüriye şov yaptık”

Diğer bir risk aldıkları durumu ise, takımın lideri Boran anlatıyor: “İnternet için yerel wifi ağını kullanmak yerine Vodafone sim kartını kullandık. Sim kartımız çalışmayabilirdi. Fakat orada daha iyi çalıştı. Alt yapı bizden daha önce kurulduğu için ilerideydi. Robotumuzda bir kamera var. Kameradan aldığımız görüntüler ile robotu görmeden hareket ettirebiliyoruz ve ölçümleri alabiliyoruz. Normalde Türkiye’de takılıyordu ama orada hiç takılmadı. Onun sayesinde jüriye şov bile yaptık. Robotu görmeden binanın içinde, seyirciler arasında dolaştırdık.”

Son sınıf olmalarından dolayı bitirme projeleri ve sınavlarıyla da uğraşan öğrenciler, robotu bir ay gibi kısa bir sürede tasarlayıp geliştirmişler. Onları en zorlayan konu ise maddiyat olmuş. 5 bin liraya yakın paranın yarısını ceplerinden harcadıklarını söyleyen öğrenciler,  aslında üniversitenin finale kalan öğrenciler için bütçe ayırdığını ancak bürokratik işlemlerden dolayı malzeme alırken o parayı almanın zaman aldığını anlatıyorlar.

Bu kadar zorluğa rağmen yarışmayı ikinci olarak bitiren ekip aslında birinciliği bekliyormuş. Diğer takımlar, hocalar hatta birinci olan İspanya ekibi bile, “Çok iyi bir rakiptiniz. Yarışmayı sizin kazanacağınızı sanıyorduk” demesine rağmen, yarışmanın İspanya’da olması ve jürinin İspanyol olması adil olma dengesini yerinden oynatmayı başarmış diyebiliriz. Olay üzerine Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Denker sistemdeki jüriliğinden istifa edeceğini açıklamış.

Mezuniyetten sonra ne yapacaklar?

Deniz: Bu projeden sonra akıllı ve elektronik sistemler üzerine çalışmaya karar vermiş.

Emre: Farklı şirketlerde staj yapıp tecrübe kazandıktan sonra, İsveç ya da İtalya’da master yapmak istiyor.

Boran: Türkiye’de robot geliştiren ve üreten bir şirket kurmak istiyor. Şu anda da robotlarda kullanılan micro kartlarla ilgili bir şirketin Türkiye distribütörlüğünü yapıyor.

 

Powered by Openmedia