‘Dijital pazarlama ve iletişim’ sertifika programı başladı

Mediacat Communication Institute, BİLGİ Eğitim işbirliği ile gerçekleştirilen “dijital pazarlama ve iletişim” sertifika programı, 17 ekim’de başladı. 15 aralık 2012’de sona erecek olan program; katılımcıları dijital pazarlama dünyasına tam donanımlı olarak hazırlamayı amaçlıyor.

Dijital pazarlama iletişimi alanındaki güncel gelişmelerin ve trendlerin nabzını tutan, teori ve pratiği birleştiren bir eğitim programı daha başladı. Mediacat Communication Institute, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Bilgi Eğitim işbirliği ile 17 Ekim-15 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilen, ‘Digital Marketing Communication for Executives’ (Dijital Pazarlama ve İletişim) sertifika programı; dünyaca ünlü sosyal medya stratejisti Richard Stacy, MIT Writing and New Media bölümünden Beth Coleman’ın ve tanınmış eğitmenlerin  katılımıyla, dijital pazarlama ve iletişim ile ilgili bilinmesi gereken her şeyi katılımcılarla paylaşıyor.

Üst düzey akademik kadro ve sektörün tecrübeli isimlerinin katılımıyla gerçekleştirilen sertifika programı, katılımcıları içerik yaratmaktan, dijital iletişim stratejileri oluşturup, dijital mecraları yönetmeye ve ölçüm kriterlerini doğru yorumlamaya kadar dijital pazarlama dünyasına tam donanımlı olarak hazırlamayı amaçlıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde 8 hafta sürecek ‘Dijital Pazarlama ve İletişim’ sertifika programı, 16 başlık altında düzenleniyor. Programa; pazarlama, marka, kurumsal iletişim profesyonelleri, dijital reklam ve pazarlamacılar katılıyor.

Derslerin eğitmenleri Beth Coleman, Howard Goldkrand, İdil Kesten, Reha Başoğlu, Mustafa İçil, Yüce Zerey, Kaan Varnalı, Yenal Gökyıldırım, Lawrence Du Pre ve Richard Stacy gibi akademik kadroların üst kademelerinden ve sektörün önde gelen isimlerinden oluşuyor.

Ağırlıklı olarak reklam veren firmaların katılımcı olarak yer aldığı sertifika programında, tecrübe sahibi kişilere yönelik hazırlanmış bir eğitim programı bulunuyor. Bu eğitim programında eğitmenler, vaka ve özel tecrübelerinden yola çıkarak istatistik, jenerik anlatım ve sektördeki vakalar ekseninde gelişen sunumlar yapıyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Kaan Varnalı koordinatörlüğünde ve dünyaca ünlü sosyal medya stratejisi Richard Stacy’nin danışmanlığında hazırlanan programın katılımcıları Brand Sessions adlı uygulamalı eğitim çerçevesinde, Digital Age Konferansı 2011ve Digital Age Semineri 2011 ana konuşmacısı olan Richard Stacy ile beraber çalışma imkanına sahip olmanın yanı sıra 18 Aralık 2012’de Four Seasons otelde gerçekleştirilecek ‘Digital Age Summit’12’ ye ücretsiz katılım hakkı kazanacaklar.

Dijital mecra, yenilikler sunuyor

Programla ilgili bilgi aldığımız programın koordinatörü Kaan Varnalı, dijital mecranın gelişiminin ve bugün geldiği noktanın insanoğlunun yaşam biçimi üzerinde birçok açıdan farklar yarattığını gözlemlediklerini söylüyor. İletişim yöntem ve becerileri, eğlence ve sosyalleşme anlayışı, kendini ifade etme tarzı, dünyaya kafa tutma yöntem ve eğilimi, örgütlenme şekilleri, iş yapma ve iş yapmaktan ne anladığına kadar birçok insana dair özelliğin değişime uğradığını dile getiren Varnalı, “Şüphesiz insan ve yaşam biçimi bu kadar değişiklik gösterince, onu anlamaya ve ona bir şeyler sunmaya çalışan pazarlama mekanizmaları da değişime ayak uydurmak zorunda kalıyor. Belki de müthiş bir hızla gerçekleşmekte olan değişimin itici güçlerinden bir tanesi olarak rol oynuyor. Öyle veya böyle bugün dijital mecra, pazarlama sistemleri için çok önemli bir tüketici ile temas noktası haline gelmiş durumda. Öyle ki, başka bir temas noktası olmadan varolabilen ve büyük cirolar elde eden şirketler mevcut” diyor. Varnalı, dijital mecraların aynı zamanda pazarlama iletişimi evreni için de birçok yeni araç sunduğunu vurguluyor.

Son derece hedefli ve dikkat çekici reklam modelleri, hızlı ve etkin bir şekilde tüketim ve tüketicinin nabzını ölçebilen takip sistemleri, kendi kendine adeta bir virüs gibi sosyal ağlar üzerinde yayılabilen farklı formatlarda içerikler, tüketici ile kesintisiz iletişim kurabilen mobil kanal ve oyun formuna gizlenmiş kampanyaların bunlardan bazıları olduğuna dikkat çeken Varnalı’ya göre, iyi kurgulanıp, başarıyla uygulanan bir dijital kampanyanın çok düşük maliyetlerle, bir televizyon reklamı kadar geniş kitlelere ulaşması ve bazen daha da etkili olması mümkün olabiliyor. Bugün, hem dünyada hem de Türkiye’de çok başarılı dijital pazarlama kampanya örneklerinin hayata geçirildiğini belirten Varnalı, bu konuda şunları söylüyor: “Bazen çok başarısız olanları da olmuyor değil tabii. Dijital pazarlamanın geldiği noktanın tüm yönleriyle anlaşılması, farklı araçlarının hangi amaçlarla kullanılabileceğinin belirlenmesi, hangi yönetimsel ve stratejik yaklaşımların bu kanalda daha iyi sonuçlar doğurduğunun fark edilmesi ve bunların içselleştirilmesi ve yeni nesil tüketicinin doğasına aşinalık kazanılması bugün pazarlama iletişiminde başarılı olmanın ön şartlarını teşkil ediyor.”

“Torik ve pratik derslerimiz var”

Bu öğretileri kazandırmak için BİLGİ’nin İletişim Fakültesi nezdinde hem lisans hem de yüksek lisans seviyesinde öğrencilere oldukça donanımlı bir müfredat sunduklarına dikkat çeken Varnalı, yüksek lisansta, Medya ve İletişim Sistemleri Yüksek Lisans Programı’nda ve AdSchool Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı’nda dijital mecralar ile ilgili hem teorik anlayışın hem de pratik becerilerin keskinleştirilmesini amaçlayan birçok ders olduğunun bilgisin veriyor. Bu derslerin, kendi bünyesinde sektörel tecrübe ve akademik birikimi evlendirerek yukarıda bahsettiği konulara ışık tutmaya ve hatta öğrencilerin getirdiği problemlere yaratıcı çözümler üretmeye çalıştığını söyleyen Kaan Varnalı, evrim geçirmekte olan iletişim paradigması ile beraber müfredatlarının da devamlı güncellendiğini ifade ediyor.

Varnalı, şöyle devam ediyor: “Aslına bakarsanız bugün dünyada ve Türkiye’de birçok akademik kurumda dijital pazarlamanın başarılı icrasına zemin hazırlayan birçok ders sunuluyor; yine bu konularla ilgili birçok araştırma yapılıyor ve sonuçları saygın akademik ve sektörel dergilerde yer alıyor.”

Ancak, özellikle dijital pazarlama iletişimi olgusunun çok geniş bir alanı kapsadığını, içerisinde farklı kullanım ve kullanıcı tipleri içeren ve farklı özellikleri olan birçok pazarlama kanalı barındırdığını belirten Varnalı, üstelik bu kanalların birbiriyle giderek daha entegre olduğu bir döneme girdiğimize dikkat çekiyor. Varnalı’ya göre, dijital mecraların bir tanesinde salıverilen içerik, bambaşka bir tanesinde gürültü koparabiliyor. Bu nedenle, yakınsayan ve birbiriyle kesintisiz etkileşim içinde olan bu dijital kanalların bütüncül bir yaklaşım ile yönetilmesi gerekiyor.

Varnalı, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Durum böyle olunca; ben bu havuzun içinden şu şu şu araçlara aşinayım ama diğerlerine dair pek bir fikrim yok diyen bir pazarlama iletişimi birimi yöneticisinin, ekibinin başarılı stratejiler üretmesine katkısı veya üretilen stratejileri değerlendirebilme yetisi düşük oluyor. Okula geri dönmesi çok olası olmayan bu üst düzey yöneticilerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek için, Bilgi ve MediaCat ortaklığı ile dijital mecranın tüm öğelerine dokunan, hem kavramsal zeminini tartışan, hem de güncel vakaların incelenmesi üzerinden kritik başarı faktörlerini tespit eden bir program oluşturduk. Digital Marketing Communication Program for Executives böyle doğdu.”

Uzman kadro ders veriyor

Programın çatısını oluştururken dünyada en önde gelen iletişim okullarının sunduğu benzer sertifika programlarının müfredatlarını, Türkiye ve dünyadaki güncel sektörel tartışmanın öne çıkardığı konuları ve güncel dijital kampanyaları incelediklerini söyleyen Varnalı, tespit ettikleri konu başlıkları için alanında en uzman kişilerle temasa geçip, şu ana kadar dijital pazarlama iletişimi alanında eğitim için bir araya getirilen en ehil kadrolardan bir tanesini oluşturduklarına dikkat çekiyor.

Programın, yeni nesil tüketicinin evriminden, sosyal medyadan tüketici içgörüleri çıkarmaya, mecralar üstü strateji ve yaratıcılık gibi konulardan, SEM, SEO, mobil pazarlama gibi spesifik mecralara odaklanan konulara, oyunlaştırma, içerik pazarlaması, viral pazarlama, sosyal ticaret ve kullanıcı deneyimi tasarımı gibi niş konulara kadar geniş bir yelpaze sunduğunun bilgisini veren Varnalı, kritik öneme sahip dijital hikaye anlatımı konusunu, bu alanda dünyaca kabul görmüş bir öğretim üyesi olan MIT Writing and New Media Bölümü C3 Oyun Kültürü ve Mobil Medya Girişimleri Direktörü Dr. Beth Coleman’a, sosyal medyada PR konusunu, yine dünya çapında meşhur bir danışman olan Richard Stacy’e teslim ettiklerini dile getiriyor.

Programdaki konuların vakalar üzerinden örneklerle ve üst düzey kritik bir yaklaşımla incelenmesini planladıklarını da söyleyen Varnalı, “Durum böyle olunca, ortaya gerçekten kapsamlı ve dijital pazarlama iletişimine dair bütüncül olarak aşinalık geliştirilmesine olanak sağlayacak bir program çıktı” diyor. Bu çerçevede programın koordinatörlüğünü üstlenen Varnalı, programda aynı zamanda sanal topluluklar ve netnografi konularını işleyeceği bir ders verecek. İnsanların globalleşme nedeniyle tek bir küresel kültürün şemsiyesi altına toplanma yolunda hızla ilerlediği bir dönemde, dijital mecralar sayesinde aynı zamanda küçük kültürel adaların da oluştuğunu gözlemleyen Varnalı, sanal ortamda fiziki engelleri ve sosyal baskıları aşıp ilgi alanları doğrultusunda bir araya gelen insanların. oldukça fonksiyonel küçük topluluklar oluşturduklarını, tartıştıkça, fikirlerini paylaştıkça ve beraber zaman geçirdikçe küçük gruplarına has kültürel özellikler sergilemeye başladıklarını düşünüyor.

Yeni nesil pazarlama iletişimi

Varnalı’nın bu konudaki görüşleri şöyle: “Bazı ifadeler, objeler ve hikayeler sembolik anlamlar kazanırken, bazı davranışlar norm haline gelmeye başlıyor. Kendi doğrularını ve yanlışlarını belirliyor ve bunlara uymayanları topluluktan dışlıyorlar. Bu topluluklar giderek homojenleşen küresel dünyada insanlara kendilerini ayrıştıracak alt-kimlikler kazanma yolunda yardımcı oluyor. Bu kimliklerle kendimizi konumlandırıyoruz, anlıyoruz ve anlatıyoruz. Bu trend, grup halinde düşünen ve tepki veren, aynı zamanda birey olarak imajını yönetmeye çalışan, sabırsız, anlık olarak tatmin edilmeyi bekleyen ve içerik üretebilen yeni nesil bir insan modelini doğuruyor.”

Bu yeni insanların oluşturduğu, yeni nesil kabilelerin pazarlama iletişimi bağlamında değerinin çok büyük olduğuna inanan Varnalı, bu grupların, tüm etkileşimlerini, gözlemlenmeye açık bir şekilde, her davranışın kayıt altına alındığı bir mecrada gerçekleştirdiklerini düşünüyor. Bu etkileşimin, bir etnografın normal şartlarda aylar içinde toplayabileceği bir tüketici verisine denk düştüğünü söyleyen Varnalı, “Netnografi tekniği bu verinin bulunması, toplanması, analiz edilmesi ve nihayetinde tüketici içgörülerine dönüştürülmesine yarayan yeni nesil bir araştırma tekniği. Bu tekniğin değerinin anlaşılması, öncelikle bahsi geçen sanal toplulukların samimi, gerçek ve işlevsel insan toplulukları olduğu anlayışının geliştirilmesine bağlı” diye konuşuyor.

Kendi dersinde önce bu anlayışı pekiştirecek, akademik literatürden destek alan bir tartışma sunacağını ifade eden Varnalı, akabinde netnografi tekniğini tanıtıp, vakalar üzerinden değerini ortaya koymaya çalışacağını belirtiyor. Dijital mecranın geleceğine dair ön görülerde bulunmanın çok zor olduğunun altını çizen Varnalı’ya göre teknolojinin çok hızla değiştiği bir dönemde yaşıyoruz. İnsanların davranış alışkanlıkları, ihtiyaçları, heyecanları ve korkuları da aynı hızla değişiyor. Varnalı bu konuda bir de örnek veriyor: “Bugün resimler çekildikleri anda bir tuşla, resmin çekildiği coğrafi konum bilgisi ve paylaşan kişinin şahsi yorumlarıyla beraber sosyal paylaşım sitelerinde yayımlanıyor. Bu klasik yayıncılığın sonu mu demektir? Yoksa çöplüğe dönüşen sosyal medyada nereye bakacağını bilemez hale gelen insanoğlu dönüp dolaşıp tekrar klasik yayıncılara mı koşacaktır? Kıtlık döneminde bolluk sunan sosyal medyanın kendi yarattığı kuru gürültü sorunu ile nasıl baş edeceği merak konusu. Geleceği görmek çok mümkün değil ama dijital mecranın bugününü anlamak, her türlü kurum ve kuruluşun bugünün rekabet koşullarında hayatta kalabilmesi için büyük önem taşıyor.”

KUTU

Hayatın tüm yönleri BİLGİ Eğitim’de

İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde ‘Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’ olarak faaliyet gösteren BİLGİ Eğitim; Bireysel, kurumsal ve mesleki-profesyonel gelişime yönelik eğitimler veriyor. Ocak-Eylül döneminde toplam katılımcı sayısı bin 583 kişiye ulaşan BİLGİ Eğitim, 2012-2013 eğitim yılında düzenlenecek 15 kültür-sanat, 20’yi aşkın mesleki gelişim programı ile profesyonellerin kariyer gelişimine katkı sağlamayı sürdürecek.

6 kişilik kadrosu ile Türkiye’de birçok ilki gerçekleştirmenin gururunu taşıyan BİLGİ Eğitim; 2012-2013 eğitim yılında düzenlenecek 15 adet kültür sanat içerikli programı istisnai bir örnek oluşturuyor. 20’yi aşkın mesleki gelişim programında ise profesyonellerin kariyer gelişimine İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin birikimlerini aktarmanın mutluluğunu taşıyor.

Değişim, gelişim ve ilerlemenin vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğu günümüzde, farklı iş ve ilgi alanlarından farklı yaş gruplarına, bireysel, kurumsal ve profesyonel gelişime yönelik gereksinimler doğrultusunda en uygun programları hazırlayıp uzman kadrosuyla eğitimler geliştiren BİLGİ Eğitim’in programları, benzeri tüm programlardan ayrılıyor. Oluşturulan sektörel iş birlikleri ile eğitimi güncel ve nitelikli kılınan ve interaktif eğitim anlayışı ile de fark yaratılan BİLGİ Eğitim’de verilen mesleki eğitimlerinde; iş hayatının çeşitli alanlarında profesyonel olarak çalışan veya kendini o yönde geliştirmek isteyen tüm katılımcıların bireysel yeteneklerini ve bilgi portföylerini geliştirmeyi, yetkinliklerini arttırmayı ve günümüz dünyasının tüm değişimlerinden haberdar etmeyi kendine amaç ediniyor. Eğitim programlarına katılan tüm katılımcılara güncel ve standartları yüksek bir eğitim, piyasa deneyimine sahip tecrübeli akademisyen kadrolarıyla sunuluyor.

Powered by Openmedia