Nitelikli İK profesyonelleri BİLGİ’de buluşuyor

Dört yıl önce eğitime başlayan İnsan Kaynakları Yüksek Lisans Programı, küresel ve yerel bakış açılarını bir arada ele alan, sorgulayan İK profesyonelleri yetiştiriyor.

Son 30 yıl içinde önemi artmış ve ivme kazanmış olmakla birlikte, insan kaynakları yönetimi halen bazı kalıpların dışına çıkamama sorunu yaşıyor. Ancak, eğitim düzeyi yüksek profesyonel kitlenin taleplerine cevap vermek artık bir zorunluluk. Beklentiler evriliyor. İş yapma alışkanlıklarının ve teknolojinin değişmesiyle yönetim meseleleri daha karmaşık hale geliyor. Bir yandan İK’yı daha da kurumsallaştırıp, diğer yandan değişimi yakalamak gerekiyor. İK’nın önderlik yapması gereken çok konu var. İşin kalitesinin çalışanların yaşam kalitesiyle birlikte yükseltilmesi bakımından konuşulacak, yapılacaklar henüz bitmedi. Farklılıkların benimsenmesi bakımından da alınacak epey yol var. İş dünyasının insan kaynakları yönetimine uzak kalmış bazı kesimlerine ulaşmanın ülkemiz adına önemli bir adım olacağını vurgulayan İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Kaynakları Yüksek Lisans Programı Direktörü Yrd. Doç. Dr. Serdar Karabatı, “Çıtayı ancak hep birlikte yükseltebiliriz” diyor. İnsan kaynakları yönetimini yalnızca bir şirket içi mesele olarak değil, ülkemizin işgücüne katılım, eşitlik gibi konularda ilerlemesinde fayda sağlayacak bir araç olarak değerlendirmek gerektiğine dikkat çeken Karabatı, ülkemizde bu alanda farklı mecralarda eğitim veriliyor olmakla birlikte, gerçek anlamda akredite olmuş programlardan bahsetmenin mümkün olmadığını söylüyor. “İçeriği ve meşruiyeti belli olmayan çok sayıda sertifika programı var; insanların kafası karışabiliyor. Sertifika programlarını yüksek lisans ile eşdeğer göstermeye çalışanlar oluyor. Herkese, tercihlerini yaparken sertifika programlarını iyi seçmelerini ve çok özel ihtiyaçlara yönelik olarak tercih yapmalarını tavsiye ediyorum” diye konuşan Karabatı, iyi bir eğitim ve geniş birikim sahibi olmak isteyenlerin saygın, nitelikli üniversitelerin yüksek lisans programlarını takip etmesi gerektiğini düşünüyor.

BİLGİ’nin İnsan Kaynakları Yüksek Lisans Programı’nın kültürü ve yaklaşımının; meselelere gerek içeriden, gerek dışarıdan, analitik gözle bakmayı öngördüğünü söyleyen Karabatı, programlarının farklılığı ile ilgili; “Hiçbir İK fikrini reddetmiyoruz ancak meseleleri bilimsel değeri olmayan kavramlarla konuşmuyoruz. İK alanında var olan bilgileri tekrara düşürmeden, farklı bakış açılarından harmanlamak bizim için önemli. Ayrıca, strateji, finans ve benzeri derslerimizle birlikte, işletmelerin, işletmeciliğin tüm yönlerine hakim İK yöneticileri geliştirme hedefi de programı benzerlerinden farklı kılıyor. İş etiği ve sosyal sorumluluğa yaptığımız vurgu bir diğer farklı özelliğimiz” diye konuşuyor.

Program dört yıl önce açıldı

Üniversitelerin benzer programlarına en iyi örneğin, BİLGİ’nin İnsan Kaynakları Yönetimi Yüksek Lisans Programı olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Karabatı, dört yıl önce açılan programın, uluslararası düzeyde iş yapabilecek, kültürel zekâ sahibi, nitelikli İK profesyonellerini yetiştirmek ve bir araya getirmek üzere yola çıktığını dile getiriyor. Küresel ve yerel bakış açılarını bir arada ele alan, sorgulayan ve özgün modeller geliştirmeye odaklı bir grup yaratmaya çalıştıklarını ifade eden Karabatı, “Hedefimiz, değişime açık olan ancak moda yaklaşımlar ile kalıcı, gerçek çözümler arasındaki farkları iyi değerlendirebilen İK’cılar. Mezunlarımızın ülkemizdeki yaygın yönetim anlayışının daha iyiye doğru dönüşümüne katkısı olacağını, yanı sıra etik yönetim ilkelerinin benimsenmesinde etkin olacağını düşünüyoruz” diyor.

İnsan kaynakları yönetiminin tüm dünyada ve Türkiye’de önemli bir değişim süreci içinde olduğunu sözlerine ekleyen Karabatı, İK alanındaki gelişmeleri uygulayabilecek beceriye sahip profesyonellere olan talebin giderek arttığını belirtiyor. “Program, öğrencilerimize güçlü bir teorik altyapı kazandırmanın yanında, İK alanında ortaya çıkan ihtiyaçları tespit edip gidermeye yönelik bir içerik sunuyor” diye konuşan Serdar Karabatı, programın İngilizce olmasının, önemli bir özellik olduğuna dikkat çekiyor ve BİLGİ’nin yabancı öğrenci trafiğiyle eşgüdümlü olarak, katılımcıların çeşitliliğini artırmayı istediklerini belirtiyor.

25 öğrenci devam ediyor

Programın kültüründe birlikte öğrenme ve paylaşmanın anahtar kelimeler olduğunu, kendisini mesleki olarak geliştirmenin yanında entelektüel olarak, zihinsel olarak beslemek isteyenlerin programdan bir hayli memnun kaldığını söyleyen Karabatı, halen programda 25 öğrencinin bulunduğunu açıklıyor. Bu sayıyı biraz daha büyütmek istediklerini ancak programın butik özelliğini bozmadan bunu yapacaklarının bilgisini veren Yrd. Doç. Dr. Karabatı, öğrencilerle kurulan iletişimin kalitesinin yüksek olmasının öncelikleri olduğunu vurguluyor.

Programa öğrenci alırken yaptıkları değerlendirmelerde ilk elemede ALES ve İngilizce dil yeterlilik belgesine baktıklarını, ALES’te 55 veya üzeri skor istediklerini, TOEFL IBT için 82, IELTS için 6.5 koşulu aradıklarını söyleyen Karabatı, şunları ekliyor: “Bu temel koşullar sağlandıktan sonra, hem aday hem bizim için belirleyici olan, yapılan mülakat. Adaylardan niyet mektubu yazmasını,  yapılan görüşmede hedeflerini ve programdan beklentilerini ayrıntılı bir biçimde anlatmasını istemekteyiz. Adayın hangi alandan olduğundan çok, kendisini nasıl ifade ettiği ve İK alanında gelişme isteği önemli bizim için. Geçmişle değil gelecekle ilgileniyoruz kısacası. Değerlendirme sürecinin sonucunda üst düzeyde olduğunu düşündüğümüz adaylara burs teklif ediyoruz.”

Programda yedisi zorunlu olmak üzere toplam on ders verildiğini, zorunlu derslerin; temel İKY derslerinin yanında, İş Hukuku, İK Yöneticileri İçin Finans, Stratejik Yönetim, Örgütiçi Davranış dersleri olduğunu dile getiren Serdar Karabatı, “Seçmeli dersler arasında, sektörden konuk konuşmacı ve eğitmenlerin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz, güncel İK konularının ele alındığı seminerler ve küçük grupla çalışmaya odaklı Koçluk dersleri öne çıkıyor. Sosyal Güvenlik, İş Etiği ve Kültürlerarası Yönetim derslerimizi de sayalım diğer yandan. Bu çeşitlilik sayesinde, öğrencilerimizin gerek kuram gerek uygulama düzleminde donanımlı olmalarını hedefliyoruz” diyor.

Genç kuşaktan öğretim üyeleri

Programdaki derslerin, ağırlıklı olarak İşletme Bölümü’ndeki hocalar tarafından yapıldığını sözlerine ekleyen Karabatı, programın yardımcı doçent kadrosunda, genç kuşak öğretim üyelerinden, Zeynep Özsoy, Elif Çiçekli, Faruk Ziya Fırat ve kendisinin yer aldığını açıklıyor. Tel Aviv Üniversitesi’nde görevli Prof. Yitchak Haberfeld’in yoğun program biçimindeki dersler için aralarına katıldığının bilgisini veren Karabatı, İş Hukuku dersinin Hukuk Fakültesi’ndeki hocalardan Doç. Dr. Kübra Doğan Yenisey tarafından verildiğini, yarı zamanlı hocalardan Doç. Dr. Ufuk Çakmakçı, Oğuz Topak ve Kerim Paker ‘in ders veren diğer isimler olduğunu ifade ediyor.

Çekirdek kadronun yanı sıra, sektör eğitmeni olarak adlandırdıkları İK profesyonellerini ve Prof. Mustafa Özbilgin ve Prof. Chris Brewster gibi saygın akademisyenleri öğrencilerle buluşturduklarını da söyleyen Yrd. Doç. Dr. Karabatı, Programın Erasmus programı çerçevesinde öğrenci ve öğretim üyesi değişim anlaşması olduğunu da belirtiyor. Karabatı, “Öğrenciler bir dönem okuduktan sonra, yüksek ortalama getirmek ve değişim programlarını koordine eden Bologna Ofisi’nin yaptığı sınavda başarılı olmak kaydıyla değişim programından yararlanabiliyor” diyor. Bunlara ek olarak, içinde bulunduğumuz dönemin Society for Human Resource Management (SHRM) ile yaptıkları işbirliğinin gün ışığına çıkacağı bir dönem olacağını vurgulayan Karabatı, “Programla ilgili gelişmelerin takip edilmesini tavsiye ederim; Haziran ayıyla birlikte yeni yıla hızlı bir giriş yapacağız” diye konuşuyor.

Temmuz’da yaz okulu var

Programın staj zorunluluğunun olmadığını söyleyen Karabatı, programın yapısı gereği, öğrencilerin çoğunun İK alanında 3-4 yıllık deneyimi olan genç profesyoneller olduğunu ancak, yeni mezunların bu grubun içine girdikten sonra, İK alanında iş bulmalarına yardımcı olduklarını dile getiriyor. “İş imkanları iki ana damardan besleniyor. Programa yönlendirilen ilanlar, ki bunların bir kısmı İşletme’nin farklı programlarından mezun eski öğrencilerimizin çalışmakta olduğu şirketlerden gelmektedir. Öğrenciler ayrıca, konuk eğitmen olarak destek veren profesyonellerle kurdukları şahsi bağlantılarla önemli fırsatlar yakalayabiliyor. Yanınızdaki öğrenci de size iş getirebilir!” diyen Karabatı, programdan mezun olanların çoğunun İK’cı olarak kaldığını vurguluyor. Programa katılan öğrencilerin hepsinin iş bulduğunun altını çizen Karabatı, mezunların çalışma alanlar ilgili: “Bankacılık, hizmet, inşaat, perakende, üniversiteler ve danışmanlık şirketleri öğrenci grubumuzda tercih gören alanlar. Sivil toplum örgütlerinde çalışan veya halkla ilişkiler benzeri faaliyetlerde bulunanlar da mevcut. En büyük avantajları burada elde ettikleri donanım, birikim ve sosyal sermaye. Yabancı dil becerilerinin gelişmesi de önemli bir artı elbette” diye bilgi veriyor.

Program kapsamında bir de yaz okulu yaptıklarını açıklayan Karabatı, Temmuz ayında gerçekleştirecekleri yaz okulunda on iki Alman öğrenciye özel bir İK programı yapacaklarını belirtiyor. Karabatı, yaz okulunun, şirket gezileri ve sosyal program da içeren, bir aylık, kapsamlı bir faaliyet olduğunu, bu programı, Avrupa’nın diğer ülkelerinden katılımı genişleterek büyütme hedefleri olduğunu, bunun yanı sıra, çok yakında bazı sertifika programlarını duyuracaklarını dile getiriyor.

Eğitimde SHRM ilkeleri

BİLGİ’nin İnsan Kaynakları Yönetimi YL Programı, Society for Human Resource Management (SHRM) tarafindan belirlenmiş rehber niteliğindeki ilkelerle uyumlu bir program. Society for Human Resource Management (SHRM) 1948 yılında ABD’de kurulan, 250 binden fazla üyesi bulunan, dünyanın en büyük İK profesyonelleri topluluğu. SHRM ilkeleri günümüzde İK yöneticilerinin sahip olması gereken yetkinliklere işaret ediyor. Başvuruda bulunan lisans ve yüksek lisans programlarının ders içerikleri, bu ilkeler çerçevesinde değerlendiriliyor ve uygun bulunduğu takdirde SHRM ilkeleriyle uyumlu programlar listesinde ilan ediliyor. BİLGİ’nin İnsan Kaynakları Yönetimi Yüksek Lisans Programı Türkiye’den bu grupta yer alan tek program. Listede Berkeley, Purdue, Texas A&M, University of Michigan, Rutgers gibi ABD’nin en iyi bilinen üniversitelerindekiler dahil olmak üzere, 200’e yakın İKY veya Endüstriyel İlişkiler programı bulunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Serdar Karabatı kimdir?

Lisans ve yüksek lisans derecelerini Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden aldıktan sonra, doktora çalışmalarını aynı üniversitede, İşletme Bölümü’nde tamamlayan Serdar Karabatı, sekiz yıldır İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde görev yapıyor. Serdar Karabatı’nın değerler, maddiyatçılık ve örgütsel bağlılık konularında bilimsel araştırmaları bulunuyor.

Powered by Openmedia