Santral’de hayat, hafta sonu da devam ediyor

Bilgi’nin üç kampüsünden santralistanbul, 118 dönüm yeşil alanı, kentin her bölgesinden rahatlıkla ulaşılabilir olması, kültür, sanat eğlence hayatı, kafeleri, restoranları ile hafta sonları da bir çekim merkezi. Kampüs, açık hava sineması ve çocuk parkları ile özellikle çocuklu ailelerin hafta sonları şehirden kaçıp, sığındığı bir cennet.

Kurulduğu günden bu yana hem akademik hem de kültürel alanda yeniliklere imza atan İstanbul Bilgi Üniversitesi, 13 bin 500’e yakın öğrencisi, yaklaşık 800 akademik personeli, 6 fakültesi, 4 enstitüsü, 4 yüksekokulu ve 2 meslek yüksek okulu ile lisans, lisansüstü, önlisans öğretimi verilen 100’e yakın programıyla öğretime devam ediyor. Yıl içinde 700’den fazla etkinliğe ev sahipliği yapan BİLGİ kampüsleri ise öğrenim ve kültürel paylaşımların gerçekleştiği, öğrencilerin sadece okulla değil hayatla bütünleştiği mekanlar haline geliyor.

Haliç’in kıyısında, 118 dönüm yeşil alanda kurulu, kentin her bölgesinden rahatlıkla ulaşılabilen; kültür, sanat ve eğitimin iç içe olduğu santralistanbul Kampüsü, İstanbul’daki kültür hayatının en önemli etkinlik merkezlerinden biri niteliğinde. Kampüs, Türkiye’nin ilk elektrik santralini, bugünkü haliyle Enerji Müzesi’ni bünyesinde barındırıyor. Kampüste ayrıca sanat galerisi, Krek tiyatro, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan restoranlar ve cafeler de bulunuyor. Öğrencilerin renkli bir üniversite yaşamına sahip olmaları için gereken her şey santralistanbul Kampüsü’nde mevcut.

Bünyesinde gerçekleştirdiği sanatsal ve kültürel etkinlikler çerçevesinde kentsel canlanmaya katkıda bulunmayı hedefleyen; kapsamlı, çok boyutlu ve disiplinler arası nitelikte uluslararası bir platform olmayı kendisine amaç edinen kampüs, yapılan etkinliklerle bu amaca hizmet ediyor.

Korunarak santralistanbul’a dönüştürülen Silahtarağa Elektrik Santralı, Osmanlı Devleti’nin kent ölçekli ilk elektrik santralıdır. Tesis, İstanbul’un en eski endüstri bölgesi olan Haliç’te kurulduğu 1911’den 1983’e dek kente elektrik sağlamış. Benzersiz bir ulusal endüstriyel miras niteliği taşıyan Silahtarağa Elektrik Santralı’nın santralistanbul’a dönüştürülmesine yönelik çalışmalar, kamu, özel kesim ve sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla yürütüldü. Silahtarağa Elektrik Santrali’nin İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne tahsisi 1 Mayıs 2004 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile yapılan protokol çerçevesinde gerçekleşti. Santralde 2004-2007 yılları arasında yoğun renovasyon çalışmaları yapıldı. Haliç’in gözde mekanında kurulan santral yok olma sürecine girmişken, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin devreye girmesiyle Türkiye’de kültür-sanat alanında bugüne kadar gerçekleştirilmiş en kapsamlı dönüşüm projelerinden biri haline geldi. santralistanbul, 8 Eylül 2007’de açıldı.

 

Kampüste çok sayıda sergi yapıldı

santralistanbul, açılışından bu yana Modern ve Ötesi, Haritasız ve Yüksel Arslan Retrospektifi’nin de aralarında yer aldığı 20’nin üzerinde ulusal ve uluslararası sergiye ev sahipliği yaptı, bu sergiler 500 binden fazla kişi tarafından ziyaret edildi. Ayrıca santralistanbul çeşitli festivallere, lansmanlara, konferanslara ve açık hava aktivitelerine de ev sahipliği yaparak uluslararası pek çok önemli sanatçı ve düşünürü de bünyesinde ağırladı.

santralistanbul bünyesinde, eski makine dairelerinin korunarak dönüştürülmesiyle oluşturulan, Türkiye’nin ilk endüstriyel arkeoloji müzesi olan ve 2012’de Avrupa Müze Akademisi tarafından “DASA ödülü”ne layık görülen Enerji Müzesi, çağdaş sanat sergilerin ve kültürel etkinliklerin gerçekleştirildiği “International Architecture Awards 2010” ödüllü Ana Galeri binası, özel bir izleme tekniği ile kurgulanmış olan Krek tiyatrosu, eski santralın tamirhane ve depo binalarının dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan tasarım ödüllü yeme-içme mekanları ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin eğitim binaları bulunuyor.

 

2010’dan beri Krek tiyatrosu Santral’de

2000-2010 yılları arasında İstanbul’un çeşitli mekanlarında oyunlarını sahnelenen Krek tiyatrosu, Aralık 2010’da santralistanbul’un içerisinde yer alan ve tarihi bir depo binası olan Galeri 1’in dönüştürülmesi ve yeniden kurgulanması ile kendi mekanını açtı. Krek, yeni mekanında oyunlarını alışılagelmiş izleme ve dinleme biçimlerini bozan bir sahne tasarımıyla izleyiciye sunuyor. Krek, tiyatro oyunlarının yanı sıra konser, atölye çalışmaları, sergi ve özel etkinlikler gibi faaliyetlere de ev sahipliği yapıyor.

Krek Tiyatro Topluluğu 1999 yılında Berkun Oya ve Ali Atay tarafından İstanbul’da kuruldu. Topluluk, kuruluşundan bu yana Berkun Oya’nın yazdığı ve yönettiği oyunları sahneliyor. Santral kampüsünün içinde küçücük, tarihi depo binasından dönüştürülerek oluşturulmuş bir mekanda oyunlarını sergileyen Krek Tiyatro Topluluğu, en son “Babamın Cesetleri” adlı oyun ile yine fark yarattı. Tiyatro Krek’in 7 Aralık 2012’de prömiyerini gerçekleştirdiği hemen her oyununda olduğu gibi yazarını ve yönetmenliğini Berkun Oya’nın cam kutu içerisinde hayat bulan, 2 perde 160 dakikalık oyunu “Babamın Cesetleri”nde, Öner Erkan, Defne Kayalar, Kaan Taşaner, Özge Özel, Şerif Erol ve Ulaş Tuna Aslantepe gibi isimler oynuyor. Baba, anne, abi, kardeş, kardeşin karısı, hemşire, doktor ve hasta bakıcı karakterlerinin yer aldığı oyunda sadece kardeşin kız çocuğu isimlendirilmiş. Oyun adeta bir ailenin tomografisini çeker durumda.

 

Liseliler için BİLGİ-Krek atölyeleri

Krek Tiyatro Topluluğu’nun, BİLGİ’nin Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Bölümü ve Sahne Sanatları alanı ile organik bir ilişkisi bulunuyor. Bu sayede Krek ile BİLGİ arasında çeşitli işbirlikleri yapılıyor. Liselilerin bir yandan üniversiteye giriş sınavına hazırlanırken bir yandan da fırsat buldukça sanat yapması, kültürel konularla ilgilenmesi amacıyla, İstanbul Bilgi Üniversite’nin “Liseliler Kendini ve Kentini Keşfediyor” projesi kapsamında, bu yıl ilk defa çok somut bir adım atılarak, BİLGİ-Krek Atölyeleri hayata geçirildi.

Aynı zamanda Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Bölümü’nde ders veren atölyenin yazar ve yönetmeni Berkun Oya ile prodüktör Nisan Ceren Göknel, bölüm öğrencileri ile liseli öğrencileri buluşturdu. Bu atölyelerde, staj yapan ya da projede çalışan Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Bölümü dördüncü sınıf öğrencileri, tiyatro, dans ve performansa ilgi duyan liseli öğrencileri Krek’le buluşturdu. Bir tam gün süren bu atölyelere katılan lise öğrencileri, bir oyunun kurgulanmasından sahneye konulmasına kadar tüm aşamaları Krek ekibinden dinledi. Tiyatroda çalışanlarla tanışıp sorularını sorma imkanı buldu, sahne arkasına girip oyunda neler olup bittiğini birebir gözlemledi. Atölye sonunda o akşamki oyuna seyirci olarak katılarak öğrendiklerini yerinde görme fırsatını da yakaladı.

 

Latif Mutlu Kütüphanesi

Yine santralistanbul’da bulunan İstanbul Bilgi Üniversitesi Latif Mutlu Kütüphanesi, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sından, Dan Brown’ın son romanına, dünyanın en prestijli dergilerinden Harvard Business Review’den, dünya film listelerinde tüm zamanların en iyisi olarak adlandırılan The Shawshank Redemption’a ve son yılların çığır açan yeniliği e-kitap ve e-dergilere kadar her şeyi sunuyor.

Kütüphane kitap, e-kitap, dergi, e-dergi, CD, DVD, Blu-ray, nota ve akademik internet kaynaklardan oluşan zengin bir koleksiyona sahip. BİLGİ’nin sanal kütüphanesinde ise 34.500’den fazla e-dergi, 200.000’e yakın e-kitap, 100’den fazla e-veri tabanı ve e-ansiklopedi bulunuyor. Bu kaynaklara günün her saati kampüs içinden veya dışından erişmek mümkün. Ayrıca binlerce e-kitabın okunabileceği e-ink teknolojisine sahip, göz yormayan e-kitap okuyucularını kullanıma sunan kütüphane, 97 ülkede 54 dilde yayınlanmakta olan 2200’ü aşkın gazeteye de orijinal formatında erişim sağlıyor.

santralistanbul Kampüsü’nde gerçekleşen etkinliklerin yanı sıra İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencilerinin derslerini gördükleri, stüdyoların ve akademik ofislerin yer aldığı eğitim binaları da bulunuyor. BİLGİ’liler santralistanbul Kampüsü’nde hem akademik hem de kültürel enerjiyle doluyorlar. Bu açıdan da santralistanbul Kampüsü fırsatlarla dolu ayrıcalıklı bir öğrenci yaşamı sunuyor.

 

Her türlü yeme içme mekanı var

Eğitim ve sanatın yaşamla iç içe olduğu santralistanbul Kampüsü’nde herkese hitap edebilecek yeme ve içme alanları da bulunuyor. Etkinliklere ev sahipliği yapan Papaz ve Lokma restoranı, Friends, Şütte ve Starbucks’ın yer aldığı kampüs, şehir merkezine yakın oluşuyla yeme-içme seçeneklerinin arttığı bir alan haline geliyor.

Kampüsteki restoranların müşterilerinin hafta sonları arttığını söyleyen Lokma ve Papaz’ın İşletme Müdürü Adil Aydın, özellikle Haziran sonuna kadar hafta sonları restoranlarda boş yer kalmadığını belirtiyor. Hafta sonları Papaz’ın bahçesine kurdukları çocuk parkının da bu kalabalığı artırdığını söyleyen Aydın, pazar günleri çocuk parkına palyaço getirdiklerini, çocuk atölyeleri de yaptıklarını dile getiriyor.

Özellikle kahvaltı yapmak için gelenlerin de olduğunu sözlerine ekleyen Aydın, “Genellikle çocuklu aileler geliyor, çünkü burası oldukça güvenli, sakin, temiz ve yeşil. Kimse kimseye karışmıyor, ‘oraya basma, buraya gitme, çime basma’ demiyor” diyor. Yaklaşık bir yıldır Papaz’ı, altı aydır da Lokma’yı işleten Adil Aydın, Krek’te oyun oynandığı hafta sonları da akşamları çok yoğunluk olduğunu belirtiyor.

Akşamları saat 23.00’a kadar kampüste hayatın devam ettiğini açıklayan Aydın, özel şirket yemekleri, iftar yemekleri, doğum günü yemekleri, partiler, kokteyller verdiklerini anlatıyor. 10 Temmuz’da açık havada yazlık sinema kurduklarını da dile getiren Aydın, bu konuda şu bilgileri veriyor: “Sinemada vizyondaki filmleri oynatıyoruz. Biletler Biletix’ten alınıyor. Hafta içi Çarşamba, cuma, hafta sonları cumartesi akşamları 21.45’te büyüklere yönelik filimler gösteriyoruz. Sinemamız 200 kişilik kapasiteye sahip. Yazlık sinemamız, 14 Eylül’e kadar devam edecek. Film izlemeye gelenler için Lokma’da bir de özel sinema menüsü hazırladık.”

 

Müzenin hafta sonu ziyaretçileri

santralistanbul’da yer alan sergiler ile Enerji Müzesi, haftaiçi her gün saat 10.00-18.00 arası, hafta sonları ise saat 10.00-20.00 arası ziyarete açık. 2012 yılında müzeye toplam, 17 bin 78 biletli giriş yapıldı. Güncel sanatçı sergileri yapılan Enerji Müzesi’nde en son Şirin Neşat’ın “Bedene Yazılı” fotoğraf sergisi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Moda Tasarımı birinci sınıf öğrencilerinin yılsonu öğrenci sergisi yapıldı. Çocuklara yönelik eğitim turları, öğrenci ve yetişkinlere yönelik turların yapıldı Müze’nin sinema ve seminer salonunda eğitim ve konferanslar, Enerji Müzesi Makina Daireleri ve Kontrol Odası’nda toplantı ve lansmanlar yapılıyor.

Müzenin hafta sonu ziyaret profili değişiyor. Cumartesi ve pazar günleri aileler çocukları ile beraber ziyarete geliyor. Müze ziyaretçi sayısı 2007 yılından bu yana cumartesi ve pazar günleri hafta içi ziyaretçi sayısından fazla olduğu, pazar günleri ise genel olarak en fazla ziyaretçi sayısına ulaşıldığı belirtiliyor. Yine açılış ve yapılan etkinliklere bağlı olarak müze ziyaretçi profilinde ve sayısında da olumlu yönde artış kaydediliyor.

Ziyaretçilerin ilgisine göre oluşturulan özel rehberli turları ile de Enerji Müzesi gezilebiliyor. 45 dakika süren bu turlar, ziyaretçi grubun talebi doğrultusunda, Türkçe veya İngilizce gerçekleştirilebiliyor. Rehberli tur grupları, en fazla 25 kişiden oluşuyor. Özel rehberli turlara katılmak için önceden rezervasyon yaptırılması gerekmektedir.

santralistanbul Kağıthane ve Alibeyköy derelerinin Haliç’te buluştuğu nokta olan Silahtar’da yer alıyor. Kabataş Vapur İskelesi önünden santralistanbul’a ve santralistanbul’dan Kabataş’a resmi tatil günleri hariç her gün ücretsiz servis bulunuyor. Dolapdere kampüsünden, Taksim’den, Halıcıoğlu’ndan, Kuştepe kampüsünden, Pangaltı’ndan ve Tophane Yurdu’ndan da kampüse her gün ücretsiz servis bulunuyor.

 

Elektrik Santrali’nden Enerji Müzesi’ne

Silahtarağa Elektrik Santralı’nın 1913’te ve 1921’de inşa edilen ilk makine daireleri, güçlendirilip korunarak santralistanbul Enerji Müzesi’ne dönüştürüldü. Bu dönüşümün ilk adımı, elektrik üretiminin durduğu 1983’ten sonra çalışmadığı için paslanmaya başlayan türbin-jeneratör gruplarının ve diğer makinelerin uzman ekipler tarafından temizlenmesi ve özel bir koruyucuyla kaplanarak paslanmanın durdurulması oldu. Daha sonra, 1 numaralı türbin-jeneratör grubu, 1931’de çalışmaya başladığı tarihteki görünümüne ulaştırılarak korundu. 3 numaralı türbin-jeneratör grubu üretim durduğunda içi açık olarak bırakılmıştı; bu grup da açık şekliyle korundu.

Toplamda 1,738.83 m2 taban alana ve 3,876.95 m2’lik kullanım alanına sahip Enerji Müzesi, halihazırda 1 ve 2 no’lu Makine Daireleri’nde Silahtarağa Elektrik Santralı’nda üretimin en önemli unsurları olan ve dönemin ileri teknolojisinin tipik çizgilerini yansıtan AEG, Brown Boveri, Siemens ve Thomson Houston markalı türbin-jeneratör gruplarını ziyaretçilere sunuyor.

Elektrik üretiminin ve İstanbul’un farklı semtlerine dağıtımının denetlendiği Kontrol Odası ise ayrıntılı kumanda aygıtları ve teçhizatıyla bir bütün olarak korundu. Uzun zaman alan ve titiz bir emek gerektiren koruma çalışması boyunca, kontrol odasında kaybolmuş ya da tahrip olmuş parçalar yerlerinde işaretlendi, mevcut parçalar temizlenerek pasa karşı korundu.

Enerji Müzesi’nin giriş katına ise, ziyaretçilerin kendi elektrik enerjisini üretebileceği, pil olabileceği, manyetik heykeller yapabileceği, inatçı bir bavulla uğraşacağı, binlerce volta çekinmeden dokunabileceği ve daha birçok deneyi gerçekleştirebileceği, tam 22 etkileşimli ünitenin yer aldığı, eğlence ile bilimin buluştuğu Enerji Oyun Alanı kuruldu. Ayrıca santralistanbul’un kuruluşundan bu yana bünyesinde gerçekleştirdiği çeşitli ulusal ve uluslararası panellerin, konuşmaların ve seminerlerin çoğu Enerji Müzesi giriş katında bulunan Sinema/Seminer Salonu’nda yapıldı.

Powered by Openmedia