Üstünberk’ten BİLGİ’ye büyük destek

BİLGİ’nin Mühendislik Fakültesi’ne anlamlı bir destek vererek, Makine Mühendisliği Laboratuarı’nın yenilenmesine, öğrencilere staj ve iş olanakları ile burs imkanı sağlayan Üstünberk Holding Başkanı Hakan Üstünberk, “İstanbul Bilgi Üniversitesi denildiğinde aklıma gelen ilk kelime ‘yenilikçi’ oluyor” diyor.

Kurulduğu 1996 yılından bu yana öncü bir üniversite olma yolunda başarı ile ilerleyen ve bugün 14 bin öğrencisi ve 20 binden fazla mezunu bulunan İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2010-2011 akademik yılında açtığı Mühendislik Fakültesi ile geleceğin araştırmacı ve yaratıcı mühendislerini yetiştirmeye devam ediyor. Akademik gücü gün geçtikçe artan ve üç sene içinde 600’ü aşkın öğrenci sayısına ulaşan Mühendislik Fakültesi, bu sene Üstünberk Holding Başkanı Hakan Üstünberk’ten, yenilikçi adımlarına büyük bir destek aldı. Üstünberk Holding Başkanı Hakan Üstünberk, İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne ve Mühendislik Fakültesi Laboratuvarları’na yaptığı bağışla, fakültenin yükselişine ivme kazandıracak. Bağış ile Makine Mühendisliği Laboratuarı yenilenirken, başlatılan işbirliği sayesinde öğrencilere staj ve iş olanakları ile burs imkanı sağlanacak. BİLGİ öğrencileri sayesinde bu işbirliğinin kalıcı olacağına inanan Hakan Üstünberk ile BİLGİ’yi, üniversiteleri, mühendislik eğitimini ve sektörün geleceğini konuştuk…

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni ne zaman ve nasıl tanıdınız?

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Mühendislik Fakültesi ile ilgili övgü dolu sözler duymuştum. Araştırdığım zamanda farklı yaklaşımlarıyla farklı bir eğitim kurumu olduğunu anladım. Bizim bu alanda eğitim alan gençlere yatırım yapmak gibi bir isteğimiz vardı. Geçtiğimiz sene içinde fakülte yönetimi ile bir araya gelerek birlikte neler yapabileceğimizi konuştuk. O günden bu yana da ilişkilerimiz sıkı bir şekilde ilerliyor. “Üstünberk Laboratuvarı”, burslar ve fabrikalarımıza stajyer olarak gelecek BİLGİ öğrencileri sayesinde bu işbirliğinin kalıcı olacağına inanıyorum.

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni nasıl tanımlarsınız? Aklınıza gelen ilk tanım ne olur?

Bilgi Üniversitesi denildiğinde aklıma gelen ilk kelime “yenilikçi” oluyor. Sanırım bunun nedeni kurulduğu günden bu yana BİLGİ’nin eğitimde uyguladığı yeni yaklaşımlar. Sadece eğitim içeriğiyle değil, açılan bölümler, farklı yüksek lisans programları ve iş dünyasının deneyimini teorik bilgilerle bütünleştiren yapısı nedeniyle BİLGİ’nin üniversite eğitimine yeni bir soluk getirdiğini düşünüyorum. Bunun en yakın örneklerinden birini Mühendislik Fakültesi’nde yaşadık. Henüz çok genç olan bu fakültenin University of Liverpool ile birlikte çift diploma imkanı sunması ve bu açıdan da Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmesi, bu yenilikçi bakış açısının iyi bir örneği diye düşünüyorum.

 

Size göre üniversite nasıl olmalıdır? Bir mühendislik fakültesinden beklentileriniz nelerdir?

Bir üniversite sadece teorik eğitime odaklanmamalı diye düşünüyorum. Mezuniyet sonrasında ne istediğini bilen, iş hayatında sorumluluk alabilecek, yaptığı işi sorgulayacak ve daha okurken mesleki beceriler edinmiş öğrenciler yetiştirilmesi gerektiğine inanıyorum.

Biz mühendislik fakültesinden mezun olup şirketlerimizde çalışmaya başlayan yeni arkadaşlarımızda da benzer özellikler arıyoruz. Özellikle bizim sektörümüzde tasarladığı ürünü hayata geçirebilenler öne çıkıyor. Bu da okulda alınan eğitimle çok bağlantılı. Tabii iletişim yeteneği de çok önemli. Mühendis arkadaşlarımızın işçilerle diyalog içinde olmasını ve üretim süreçlerine onları da dahil etmelerini bekliyoruz. Gençlere eğitim sırasında pratik yapma imkanı verilirse, mezuniyet sonrasında daha başarılı olacaklardır. Bu anlamda İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki mühendislik laboratuvarların da öğrencilerin ufkunu açacağını düşünüyorum.

 

Holding olarak eğitime ve spora katkıda bulunduğunuzu biliyoruz. Şahsi olarak üniversiteye bağışta bulunmanızın sebepleri nelerdir?

Üstünberk Holding olarak 1985 yılından bu yana otomotiv sektöründe sürdürdüğümüz çalışmalarımızda odak noktamız her zaman müşterilerimizin beklentilerini kaliteli ve hızlı bir şekilde karşılamak oldu. Holding bünyesindeki şirketlerimiz, Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki AR-GE ve tasarım ofislerimiz ile otomotiv sektörü için yüksek kalitede ürünler tasarlıyor, üretiyor ve sektördeki standartları belirliyoruz. Bugün Fiat, Ford, Renault, Toyota ve Peugeot-Citroen gibi dünya liderleri müşterilerimiz arasında bulunuyorsa, bunu yaratıcı ve tasarım yapabilme becerisi ile donatılmış insan kaynağımıza borçluyuz. Ne yazık ki ülkemizde yetişmiş insan kaynağı hala yeterli değil. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin eğitime bakış açısını ve vizyonunu her zaman beğenmişimdir. İşbirliğimizin geleceğe güvenle bakan, araştırmacı ve Türkiye’deki otomotiv sanayiinin rekabetçi üstünlüklerini geliştirecek gençlere yeni fırsatlar sunacağına inanıyorum.

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Bursa’daki faaliyetlerini takip ediyor musunuz? Bu faaliyetlerle ilgili ne gibi beklentileriniz var?

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Bursa’da açtığı master ve MBA programlarının şehre önemli bir katkı sağlayacağını inanıyorum. Üniversitenin İstanbul’da hayata geçirdiği eğitim anlayışının bir devamı olan bu programlar sadece gençler için değil, kendini farklı alanlarda geliştirmek isteyen çalışanlar için de önemli bir fırsat yarattı. Tabii bizim Üstünberk Holding olarak beklentimiz mühendislik alanında da programlar açılması yönünde.

 

Sizce önümüzdeki dönemde ne tür işbirlikleri olabilir?

Sanayi-üniversite işbirliği daha kalifiye öğrenciler yetiştirmek için çok önemli. Biz Üstünberk Holding ve holdinge bağlı şirketler olarak bugüne kadar ODTÜ, İTÜ, Uludağ ve Ege üniversiteleri ile pek çok proje gerçekleştirdik. Bunların bir kısmı da halen devam ediyor. Biliyorsunuz Bursa, Türkiye’nin ekonomik bakımdan en gelişmiş beşinci ili. Sanayi yatırımları da bu ilin belkemiğini oluşturuyor. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde sanayi-üniversite işbirliklerini BİLGİBursa’da da göreceğimizi düşünüyorum.

 

Sizi sporda da aktif biri ve çok sevilen bir yönetici olarak tanıdık. Geleceğe yönelik planlarınız arasında sporda yöneticilik bulunuyor mu?

Şu anda yurt dışında olsun, yurt içinde olsun iş hayatımız çok yoğun. Tabi bu yoğunluk hep böyle sürmeyecektir. İleride olabilir. Yönetici olarak değil de daha üst bir seviye bir yer olarak olabilir.

 

Powered by Openmedia