Çağdaş Tekelioğlu / Sinema ve Televizyon 2005 / Oyuncu
Üniversiteden mezun olduktan sonra hayallerinin peşine düştü. Önce Sinan Çetin’in okulunda ardından New York’ta oyunculuk eğitimi aldı. En son Ezel dizisinde ‘dayı’ya kafa tuttu.
Daha ilkokul yıllarındayken sürekli taklit yapan Çağdaş için oyunculuk aşkı çocukluk yıllarında başlar. Bu aşk ortaokul ve lisede tiyatro ile perçinlenir, lise yıllarında oyunculuk ve spor muhabirliği olmak üzere iki hayali vardır. Hep bu iki meslek arasında gidip gelir. BİLGİ’den mezun olduğu sene oyunculuk hayali daha ağır basmaya başlar, hatta bir kaç defa rüyasında kendini sette gördüğü bile olur. İçindeki ses, bunun üzerine gitmesi gerektiğini söyler. Bu sese kulak vererek üniversiteden mezun olduktan sonra oyunculuk eğitimi alır.
“Bu mesleği seçmemdeki en geçerli sebep içimdeki sesi dinlemek oldu” diyen Çağdaş, oyunculuk sayesinde, her yeni projede yeni bir heyecan, yeni bir karakter ve kendisinin can kattığı farklı bir adam yaratabildiğini belirtiyor. En son Ezel dizisindeki Yusuf Eğir’in gençliğini canlandıran Çağdaş, insanların ait oldukları mesleği yapmalarının çok önemli olduğuna inanıyor. Kendisi böyle yaptığı için sette 15 saat geçirse bile, bu sürenin kendisine çok kısa geldiğini, ne olursa olsun huzurlu ve mutlu olduğunu söyleyen Çağdaş, üniversitede aldığı eğitimin mesleğine olan etkisinin yadsınamaz olduğunu, bu eğitim sayesinde kamera arkasını öğrendiğini belirtiyor. Kamera arkasındaki işleyişi bilmenin bir oyuncu için çok önemli olduğuna dikkat çeken Çağdaş bununla ilgili şunları söylüyor: “Kameraya oyun vermek, kameranın açısının nasıl olduğunu bilmek, kamera arkasında çalışanların hepsinin ne iş yaptığını ve ne kadar önemli olduklarını bilmek bir oyuncunun başarısına etki eder.”
New York’ta oyunculuk eğitimi aldı
BİLGİ’de okuduğu yıllarda Akşam Gazetesi’nde stajyer olarak çalışan Çağdaş, bu sayede spor muhabirliği hayalini gerçekleştirir. Bu dönem, kısa süre içinde spor muhabirliği alanında kendisini ispatlamaya çalışan Çağdaş, çok önemli haberler ve röportajlar yapar. Galatasaray ve A Milli Futbol Takımı muhabirliğine kadar yükselir. Bu başarıda BİLGİ’de aldığı eğitimin ve hocalarının kendisine aşıladığı özgüvenin etkisinin olduğuna inanan Çağdaş, üniversiteden mezun olduktan sonra oyunculuk alanında kendini daha da geliştirmeye karar verir.
Önce Sinan Çetin’in Plato Film Okulu’nda bir yıl oyunculuk eğitimi alır. Plato’da Ayla Algan hocadan aldığı eğitimin oyunculuk adına kendisine çok şey kattığını dile getiren Çağdaş, “Ayla hanım, üzerimde fazlasıyla hakkı olan çok değerli bir hanımefendidir” diyor. Plato’da aldığı oyunculuk eğitiminden sonra New York Film Akademisi’nde de üç aylık bir oyunculuk eğitimine katılan Çağdaş, aldı bu iki eğitim sayesinde oyunculukla ilgili çok şey öğrenir.
Bu eğitimleri alırken ayakta kalmak adına birçok farklı işte çalışan Çağdaş, baristalık, garsonluk hatta gece kulübünde bodyguardlık yapar. Memur bir anne ve babanın çocuğu olarak hayallerinin peşinden koşarken ayakta durmaya çalışır.
Ezel dizisinde, Dayı’ya kafa tuttu
Bugüne kadar Oliver, Birimiz Hepimiz-Hepimiz Akut, Üç Aşağı Beş Yukarı adlı tiyatro oyunlarında oynayan Çağdaş, Laz Tabelacı karakteri ile Mert ile Gert, Avanak Polis karakteri ile Yasemince dizisinde ve Yusuf Eğir’in gençliğini canlandırdığı Ezel dizisinde oyunculuk yapar. “Benim için en başarılı ve kendimi en iyi şekilde gösterdiğim yer Ezel’deki performansımdı” diye konuşan Çağdaş’ın burada gösterdiği başarılı performans, Taksim’de bir kaç kişinin, “Dayı’ya nasıl yamuk yaparsın lan” diye üzerine yürümesine neden olur.
Yeni sezon için birkaç yerle dizi görüşmelerini sürdüren Çağdaş, henüz oyunculukla ilgili bir ödül alamasa da ilk hedefinin Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En iyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü almak olduğunu ifade ediyor. Bu meslekte plan yapmanın çok zor olduğunu düşünen Çağdaş, “Bu meslekte sürekli kendinizi geliştirmek zorundasınız. Her gün diksiyon ve nefes egzersizleri yapmak ve fit kalmak, her zaman hazır olmak zorundasınız. Ruhunuzla, fiziğinizle. Senaristin kaleminin yarattığı o adamın siz olduğunu kabul ettirmelisiniz yapımcıya, yönetmene ve de en önemlisi seyirciye” diyor. Daha yolun başında olduğu için istediği başarıyı henüz yakalayamadığını söyleyen Çağdaş, mücadele etmeye devam ediyor. Başarı için çok istemenin ve bıkmadan usanmadan peşinden koşmanın gerekli olduğuna dikkat çeken Çağdaş, iş dışında daha renkli bir hayat yaşıyor. At yarışlarını çok seviyor ve tüm stresini orada bırakıp eve dönebildiğini söylüyor. Arkadaşlarıyla vakit geçirmekten bazen de yalnız kalmaktan hoşlanıyor.