REKLAMCILAR: Mesaj kaygısına son dedi, fark edildi

Seda Sirem / Halkla İlişkiler ve Reklamcılık 2007 / Alice BBDO Reklam Yazarı

Çift anadal okuma imkanı sayesinde çok istediği reklamcılık bölümünü okudu. Daha stajyerken yazdığı “mesaj kaygısına son” reklamını Avea’ya uyarlayınca yıldızı parladı.

Seda Sirem, aynı anda hem halkla ilişkiler hem de reklamcılık bölümlerini okuyarak çift anadal yapar. Aslında reklam okumak istiyordur ancak lisede Türkçe Sosyal (TS) bölümünde okuduğu için Türkçe Matematik (TM) isteyen reklamcılık yerine halkla ilişkileri tercih etmek zorunda kalır. Ancak Bilgi’ye geldiğinde, reklam bölümüne geçebileceğini öğrenir. Fakat bu sefer de başka bir sorun çıkar karşısına. TM puanı yetmediği için bursunu kaybetme tehlikesi olduğundan bölüm değiştirmek yerine çift anadal yapmaya karar verir. Hem halkla ilişkiler hem de reklamcılık bölümlerini aynı dönem okur ama reklamcılık okumak Seda için uzun ve zorlu bir yol olur. Bugün, “Madem reklam yazarı olacaktım niye bu kadar zorladım diyorum. Çünkü yaratıcı kısım gerçekten işte öğreniliyor. Üniversitede alt yapı alıyorsunuz ama bu sektör kendini o kadar çabuk yeniliyor ki, üniversiteden aldığınız birçok şey eski kalıyor. O yüzden sizin kendinizi güncelleyip her şeyi takip etmeniz gerekiyor” diyor.

İnsanların kariyerlerinde hızlı yol almaları için, okurken staj yapmanın çok önemli olduğunu düşünen Seda, staj yapanların mezun olduğunda sektörde belirli bir çevre edinmiş olduğunu, ya staj yapılan yerde ya da arkadaşların yönlendirmesiyle başka bir yerde iş bulabildiğini belirtiyor.

Avea’nın kampanyası ile parladı

O da üniversitede son sınıftayken Y&R Reklamevi’nde staja başlar. Yaklaşık bir sene staj sürer. 2007 yılında okuldan mezun olduktan sonra Alice BBDO’da işe başlar. Reklamcılık sektöründe staj yapmadan işe başlamanın zor olacağını söyleyen Seda, o yüzden erken staj yapanların, erken yol aldığını belirtiyor. Öğrenciyken stajyer olmakla, mezun olduktan sonra stajyer olmanın farklı şeyler olduğunu dile getiriyor ve “İnsan mezun olduktan sonra uzun süren staj maratonunu kendine pek yediremiyor. Ama benim yaptığımı değil de fikrimi sorarsanız; belki de mezun olunca hiçbir şey yapmayıp gezmek ve enerji toplamak lazım. Aslında iş hayatına erken başlamak tamamen ÖSS sisteminin bir parçası. Yarış atı gibi dehlenmeye ve koşturulmaya çok alışmışız. Sorgulamayı unutuyoruz. İş hayatının bir yere kaçtığı yok ama fırsatlar ve zaman kaçabiliyor” diyor.

Y&R Reklamevi’nde staj yaptığı sırada takım arkadaşlarıyla beraber “Mesaj Kaygısına Son” adında bir kampanya yapan Seda Sirem, daha sonra “Avea’dan mesaj kaygısına son, her yöne 5000 SMS” adlı bir kampanyada çalışır. Bu kampanya Seda’nın staj yaparken Y&R Reklamevi’nde fark edilmesini sağlayan iş olur.
Bu kampanya ile ilgili, “Bu sözü önce broşüre yazmıştım. Arkasından radyo ve televizyona uygulanarak kampanyaya dönüştürdük. İlk defa o zaman işi büyük, küçük diye ayırmamayı, en ufak işin bile ses getirebileceğini öğrenmiştim” diyen Seda okulu bitirdikten sonra çalışmaya başladığı Alice BBDO’da işe başladıktan bir ay sonra Milliyet’in 2008 yılında düzenlediği Cannes Genç Yaratıcılar Yarışmasına katılır. Basın kategorisinde 3. olur. Bayer için yaptıkları Talcid kampanyası ile de geçen sene Kristal Elma’da ikincilik başarı ödülü alır. Greenpeace için yaptıkları bir işle de geçen sene takım arkadaşlarıyla birlikte Kırmızı Başarı Ödülü alırlar.

Doritos reklamlarını yazıyor
Seda, bugüne kadar aldığı başarı ve ödüllere, Alice BBDO’nun şirket kararı gereği hiçbir yarışmaya katılmadığı için yenilerini ekleyemedi. İki buçuk yıldır çalıştığı BBDO’da Doritos, Lay’s, Mercedes, Braun, Bayer, Şölen markalarının metin yazarlığını yapan Seda, Doritos için bu sene Hisseli Tatlar Kampanyası kapsamında çalıştıklarını belirtiyor. “Yaratıcı takımda istisnalar dışında, ne olarak başladıysanız öyle devam ediyorsunuz” diyen Seda’ya göre, doğru olan da bu zaten. Eskiden daha net bir junior ve senior ayrımı olduğunu, hatta çalışanlara, ‘sen artık senior oldun’ diye deklare edildiğini belirtiyor. Ancak günümüzde bu title’lar olmasına rağmen, bu kadar net bir ayrım kalmadığını vurgulayan Seda, sektörde iki buçuk yıl bir ajansta çalışmanın yeteri kadar uzun bir zaman olduğunu düşünüyor. Ancak o, 7-8 aydır Derya Tambay’la çalışma fırsatı bulduğu için çok mutlu. “Çünkü, Derya Tambay’la çalışmasaydım, bu kadar uzun süre bu ajansta kalacağımı hiç düşünmüyordum” diyen Seda’ya göre aslında nerede çalıştığınızdan çok kiminle çalıştığınız daha önemli.

Bugün yoğun iş temposunun dışında heyecanla tatile gitmeyi planlayan Seda, iş dışındaki zamanlarında eğer çalışmıyorsa özellikle cumartesi ve pazar günleri geziyor. Hep aynı yere gidip orayı eskitip yeni bir yere gidip orayı da eskittiğini söylüyor. “Orası da eskiyince bir önceki eskittiğim yere geri dönüyorum. Yani enteresan bir şey yok” diyor. Onun dışında kış sporlarını çok seviyor ama onunda mevsimi kısa sürdüğü için üzüntü duduyor. Bir de Seda’nın şu aralar yeni merakım Poi. Vakit ve mekan buldukça Poi çeviriyor.

Powered by Openmedia